37 ¹

2K 146 173
                                    

ay selamlarrr, nasılsınız?

umarım herkes iyidir.

yjm'ı özlediniz mi? pek vakit ayıramasam da yazmaya çalışıyorum. ve şu anda çok yoğun hır dönemde olduğumu bir kez daha söylemek istiyorum.

bölümlerin geç gelme sebebi de bu zaten, yoğunum. vakit ayıramıyorum.

ama finale az kaldı. biraz dişimi sıkacağım.

her neyseee, upuzun bir bölüm oldu. tamamı taehyung'un ağzından. umarım hoşunuza gider, yorumlarınızı ve oylarınızı sabırsızlıkla bekliyor olacağım.

bir de 37. bölüm part 1 ve 2 şeklinde olacak, detaylar bölüm sonunda.

keyifli okumalar 😽





Geçmiş;
Taehyung...
(mesajdan önce herhangi bir gün)

"Taehyung bana baksana, daldın yine."

Elini elimin üzerine koyup konuşan Lera ile birlikte gözlerim ona döndü. Elimi elinden çekmiş, dalgın bir şekilde ona bakmaya devam etmiştim.

Benden hoşlanıyordu, farkındaydım ama sorun şu ki; ben ondan hoşlanmıyordum. Arkadaştan öte olamazdı. Ama sınırlarını fazla zorluyordu. Yine de kalbini kırmadan onu reddetmeye çalışıyordum.

"Çok sessizsin." dediğinde omuz silkmekle yetindim. Bana anlatmış olduğu marka ayakkabı, marka çanta ve marka kıyafetleri dinlemek sadece susmama sebep oluyordu.

"Sessizlik iyidir." dedim sadece. Kafamı dinlemek istiyordum ama mümkün değildi. Kuyruk misali sürekli peşimdeydi. Namjoon, Jin ve Yoongi'nin yüzünü bile bu kadar görmüyordum. Ama birazdan buraya geleceklerini biliyordum.

"Off, aslında sıkıcı biri değilsin." dedi sarı saçlarını savurup bir kez daha oflarken.

"Sıkılıyorsan... Git Lera."

Gözleri saniyesinde bana dönmüş, masanın üzerinde duran elime bir kez daha dokunmuştu. Bu sefer çekmedim elimi, artık onun düşünmesi gerekiyordu. Eline dokununca çeken birisi varsa ikinci yapılmazdı. Kabalıktı ama bunu artık karşı tarafın düşünmesi gerekiyordu.

"Hayır, yanlış anladın. Sadece... Sana yakın olmak istiyorum."

"Yeterince yakınsın."

"Peki bu benim için yeterli değilse?"

Elimi hızla elleri arasından çektim ve doğruldum. "Sınırı aşıyorsun demektir. Herkesin bir sınırı var, biz böyle iyiyiz. Bence daha da ileriye gidip birbirimizin yüzüne bakamayacak hâle gelmeyelim."

"Senden hoşlandığımı biliyorsun!"

"Bunu dile getirmemen için söylemiştim az öncekileri ama," Sıkıntılı bir nefes verdim. "Neyse."

Omuzlarımda hissettiğim güçlü tutuşla birlikte kaşlarım hafifçe çatıldı. Olduğum yerden kalkmadan arkama döndüğümde bu kişinin Namjoon olduğunu görmek kaşlarımın düzlenmesini sağlamıştı.

"Naber Taehyung?" diyerek omzuma iki defa vurmuş daha sonra tam karşımdaki sandalyeye yerleşmişti. Bu sırada Lera'nın gözlerini devirip bir bacağını diğer bacağının üzerine atmasına alışık olduğumdan gözlerim bile ona değmemişti.

"İyi, sizden." diye cevapladım Namjoon'u. "İyi," demiş, göz ucuyla telefonuyla ilgilenen Lera'yı işaret etmişti. Omuzlarımı silktim sadece. Onun hakkında ne düşündüğümü biliyordu, sorguladığı şey ise; neden onu hâlâ hayatımdan uzaklaştırmadığımdı. Bunu yapmaya çalışsam da fazla inatçı olduğu için bir şekilde yeniden yanıma geliyordu.

you're just mine | taeggukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin