you're just mine | taegguk

40

selamlarrr nasılsınız?

yine uzun zaman oldu biliyorum, üzgünüm ama bölüm az önce bitti. sadece birkaç dakika önce bitti ve şimdi paylaşıyorum.

yazım hataları varsa yorumlarda belirtin lütfen, açıkçası detaylı olarak düzenleyemedim.

ve nedense diğerine kıyasla daha kısa bir bölüm oldu ama diğer bölüm dhaa uzun olacak önceden belirteyim.

yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın lütfenn

keyifli okumalar 😽

Jeongguk...

Boynuma çarpan düzenli nefesler, göğsümün sol tarafındaki ağırlık, belimi sıkıca sarmış bir kol ve hiç olmadığı kadar sıcak hissetmem.

Gözlerimi zorlukla aralarken şu anda hangi pozisyonda olduğumu bir bulmaca misali çözmeye çalışıyordum.

Kış ayından kaynaklı olarak, sabah olsa bile kasvetli havanın vermiş olduğu o karanlık his ve mayışma ile birlikte elimi ağzıma kapatarak esnedim ve ardından göğsüme yanağını dayamış, saçları ise dağılmış, son derece derin bir uykuda olan o'na baktım.

Ona yukarıdan baktığım için kirpiklerini net bir şekilde görebiliyordum, resmen saymam için olanak tanınmıştı.

Yutkunarak tanıdık olan ama bir o kadar da yabancı gelen bu alışkanlığın vermiş olduğu histen kurtulmaya çalıştım.

Elim yavaşça siyah tutamları arasına daldığında yumuşacık olan saçlarını sevmek tebessüm etmeme sebep olmuştu.

Biliyordum, iyileşecektik ama bunun zaman alacağını hissediyordum. Çünkü... Onun beni bırakmayacağına eskisi gibi inanmak istiyordum.

Giderek beni en hazırlıksız, en zayıf yerimden vurmuştu ve ben hâlâ bunu kabullenemiyordum. Biz böylesine dağılmışken çekip gitmesini bir türlü kabullenemiyordum. Resmen bütün yük benim omuzlarımda kalmıştı.

Ben bunları bir bir düşünürken o göğsüm üzerinde hareketlendiğinde nefesimi tuttum.

Yanağını göğsüme sürtmüş ardından başını hafifçe kaldırdığında uyandığını sanarak hızla başımı çevirip gözlerimi kapatmıştım ama boynumda hissetmiş olduğum baskıyla birlikte gözlerim yavaşça aralandı. O ise bozuntuya vermeyip yüzünü yeniden göğsüme yerleştirdi ve uyumaya devam etti.

Dudaklarım aralandı önce. Daha sonra şaşkın bir şekilde ona doğru döndüğümde düzenli olan nefesleri uyuduğunu kanıtlar nitelikteydi.

Yüzünde huzurlu olduğunu belli eden bir ifade vardı. Hâlinden memnundu. Benim de şikayetçi olduğum söylenemezdi ama... Kendimi onun varlığına yeniden ve hemen alıştırmamam gerekiyordu.

Tek kolu yatakla benim bedenim arasında kalmışken ne kadardır böyle durduğumuzu düşünüp uyumsuz olabilme ihtimalini tarttım. Belki de geceden beri böyleydi. Çünkü sızdırmayan sonra yatağa girmiştim ve bunu hissetmiş olduğu hızla bana yaklaşıp yanağını yavaşça göğsüme yerleştirmişti.

Geceden beri böyleydi büyük ihtimalle.

Ve altta kalan eli bandajlı olandı.

Gece o sızmadan önce yaşamış olduğumuz birkaç an aklıma geldiğinde gözlerim kum beji duvara takılı kaldı.

"Eline pansuman yapacağım."

"Sadece uyusak olmaz mı?"

Onu duymazdan gelip ilkyardım çantasıyla birlikte yatağa, tam yanına oturduğumda gözleri yüzümün her zerresinde gezindi.