keyifli okumalar 😽
Jeongguk...
Alarmın sesiyle gözlerimi araladım. Alarmla birlikte uyanmak kadar kötü bir şey yoktu! O sesi her duyduğumda yorganı tekmeleyerek, huysuz mırıltılar çıkarıyordum.
Saate uzanıp, alarmı kapattım ve direkt olarak yataktan kalktım. Hazırlanmak için yarım saat öncesinden kurmamıştım alarmı, sadece kıyafetimi değiştirip ihtiyaçlarımı giderecek kadar zamanım vardı. Yaklaşık 7-8 dakika.
Banyoya girip, önce yüzümü yıkadım daha sonra da dişlerimi fırçalayıp odama ilerledim. Yüzümün biraz kuru olduğunu hissedince aynamın karşısına geçip nemlendiriciyi yüzüme sürdüm.
Dolabımdan, siyah bir eşofman çıkardıktan sonra üzerime fazlasıyla bol gelen ve uzun olan mor bir sweat çıkardım. Hızla üzerindeki pijamalardan kurulup, giyindim.
Parfümü es geçip, çilekli nemlendiriciyi alt dudağıma sürüp, dudaklarımı birbirine bastırarak yedirdikten sonra siyah bucket şapkayı taktım. Siyah bir maske de taktıktan sonra çantamı hazırlayıp evden çıktım.
Bugün derslerim erken başlıyordu bu yüzden Jimin ve Hoseok Hyung'u uyandırmamıştım. Onların dersi öğleden sonra başlıyordu. Benim ise pazar günü en yoğun günümdü. Öğleden önce ve sonra çok fazla dersim vardı ve benim için zorlayıcı oluyordu.
Dersim için gerekli malzemeleri sıraya çıkarıp, dersi dinlemeye başladım.
...
Sabahki derslerim bitmişti ama ben de bitmiştim. Başım fena halde ağrıyordu ve derste fazlasıyla zorlanmıştım. Avuç içlerimdeki yaralar kalem tutmamı engellemiş, canımın yanmasına sebep olmuştu.
Eczaneden aldığım kremi elime sürdükten sonra dikkatli bir şekilde sandviçimden bir ısırık aldım.
Yanımdaki sandalyenin çekilmesiyle kahvemden bir yudum alıp, o tarafa doğru baktım. Eunwoo?
"Selam Jeongguk, nasılsın?" dediğinde kahve boğazıma kaçmak için şimdiki zamanki bulup, beni bitmek bilmeyen bir öksürmenin içine sürüklemişti. Ona fazlasıyla sert ve kırıcı davranmama rağmen gülümsüyordu ve fazlasıyla samimiydi!
Ona karşı fazla kaba mı davranmıştım? Sanırım biraz pişmandım.
Sırtıma vurduğunda kendime geldim. Gülümseyip, "İyiyim, sen nasılsın?" diye sordum. Yüzündeki gülümseme mümkünmüş gibi biraz daha büyüdü. "İyiyim... Sen de o güne kıyasla iyi görünüyorsun." dediğinde rahatsızca kıpırdanıp, "Şey... Eunwoo, ben özür dilerim. Sana çok kaba davrandım." dedim.
Eunwoo'nun kaşları hava kalktı. "Önemli değil Jeongguk. Yalnız kalmak istediğini söyledin ama yalnız bırakmadım seni. Haklıydın."
Hiçbir şey söylemeden önüme döndüm ve sandviçimden bir ısırık daha aldım.
Önce şapkam sonra da çeneme indirdiğim maskem tamamen çıktı. Şaşkınca Eunwoo'ya baktım.
"Niye yüzünü saklıyorsun?" diye sorduğunda boğazımı temizleyip, "Saklamıyorum... Sadece," şapkamı alıp yeniden kafama taktım. "Sadece böyle daha iyi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
you're just mine | taegguk
FanfictionJeongguk'un instagram hesabının çalınmasıyla birlikte, aynı gece hoşlandığı kişi Taehyung'a onu arzuladığıyla ilgili bir mesaj gider... Jeon Jeongguk, Kim Taehyung'un aslında nasıl biri olduğunu bilmeden onu olduğu gibi kabul eder ama peşinde olan...