keyifli okumalar 😽
Jeongguk...
"Sevgilisinin yanı boşken, senin yanına oturacağını sanmıyorum."
Yüzündeki değişime, saniyesi saniyesine şahit oldum. Resmen şok olmuştu.
"N-Ne diyorsun sen? T-Taehyung senin sevgilin mi?" dedi dehşet içinde. Niye bu kadar tepki vermişti ki? Şaşırmasını bekliyordum ama böyle bir tepki de beklemiyordum. Garipti.
"Hah, güldürme beni!" dedikten sonra elini ağzına kapatıp kahkaha attı.
Eunwoo, onu omzundan tutmuş, "Ne saçmalıyorsun, Lera? Yalan mı söyleyecek? Ayrıca şu sahte kahkahanı da bir an önce durdur, kendi kendini rezil ediyorsun!" diye çıkışmıştı.
Ne dönüyor burada? Eunwoo'nun yüzündeki ifade de kendini fazlasıyla ele veriyordu. İkisi de böyle bir şey beklemiyordu. Fazlasıyla belliydi.
Jimin anlamsızca bana baktığında, bakışlarım diğerlerine döndü. Hepsi benim gibi anlamsızca Lera ve Eunwoo'ya bakıyordu.
"Ne sikim dönüyor burada?" diye kendi kendine konuşan Jimin'i duydum.
"Şu an cidden çok iticiler." diyen Hoseok Hyung yüzünü buruşturmuştu.
"Sorun ne?" diye sordum ikisine hitaben.
Lera yutkunup sinirle bana baktı. "Sensin sorun! Sen nasıl benim sevdiğim kişiyi elimden alabilirsin? Sen kimsin?"
Tam dudaklarımı aralıyordum ki, son derece kalın ve ciddi bir şekilde sesini duyduğum beden dudaklarımı sıkıca birbirine bastırmama sebep oldu.
"Ne hakla ona kim olduğunu soruyorsun..? Jeon benim, sevgilim."
Şakaydı değil mi? Zamanlama mükemmeldi ve sesi öylesine sert ve derin çıkmıştı ki. Taehyung resmen benim arkamdaydı ve ben daha dudaklarımı aralamadan Lera'ya cevap vermişti.
Yanımdaki sandalye çekildi ve son derece sakin bir şekilde sandalyeye oturdu. Lera masadaki ikinci şokunu üzerinden atmaya çalışıyordu.
"Taehyung, yanlış anladın-" diyordu ki bir kez daha Taehyung'un sert sesi kulaklarımı doldurdu.
"Kes sesini ve bir daha asla Jeon ile böyle bir konuşmaya girme,"
Sinirle gözlerimin içine baktı Lera.
"Anladın mı?" diyen Taehyung'un sert sesi bir kez daha duyuldu. Lera hemen gözlerini benden çekip Taehyung'a baktı. "A-Anladım."
Eunwoo, sert bir şekilde Taehyung'a bakıyordu ama Taehyung'un umrunda bile değildi.
Bakışlarımı Eunwoo'dan çekip, Taehyung'a çevirdim. Üzerindekilerle ilk defa görüyordum onu.
Siyah bir takım elbisenin içine yine siyah bir gömlek giymiş dört düğmesini açık bırakmıştı. Boynundaki gümüş kolyeler, ortaya serdiği esmer tenine o kadar yakışmıştı ki... Yutkunmadan edemedim.
Üzerindeki ceketi çıkarıp, sandalyenin arkasına gelişigüzel bıraktı. Kollarını kıvırmış olduğu gömleği sayesinde sol bileğindeki saat ve sağ bileğindeki gümüş renkli bileklikler gözler önündeydi bu sefer. Uzun ince parmakları üzerinde de birkaç tane gümüş yüzük vardı. Elinin üzerinden açıkta kalan kollarına kadar uzanan damarları belliydi. Ama bu görüntü zarif elleriyle büyük bir uyum içindeydi.
Yüzüne döndü bakışlarım. Onun bana baktığını görünce bir kez daha yutkundum ama bakışlarım yüzünde dolandı. Saçları dağınık duruyordu ama asla kötü değildi, doğal görünüyordu. Fön çekilmemiş olduğu uçları kıvrık olduğundan belliydi. Ön kısmındaki saçların alnına dökülmesine izin vermişti. Alnındaki saçların uçları da kıvrıktı ve bu şu anki çekici görüntüsüne zıt bir şekilde sevimli duruyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
you're just mine | taegguk
FanfictionJeongguk'un instagram hesabının çalınmasıyla birlikte, aynı gece hoşlandığı kişi Taehyung'a onu arzuladığıyla ilgili bir mesaj gider... Jeon Jeongguk, Kim Taehyung'un aslında nasıl biri olduğunu bilmeden onu olduğu gibi kabul eder ama peşinde olan...