28

3.2K 188 364
                                    

selamm!! nasılsınız?

yine beklettim biliyorum ama ancak yazabildim. ayrıca bölüm uzun ve sakin oldu.

hayatım şu dönemde çok yoğun olduğundan yazmaya zar zor vakit buluyorum maalesef... sizleri beklememeye çalışıyorum ama bir haftaya ancak yazabiliyorum, bazen bir oturuşta yarısına geliyorum hatta bölümü bile bitiyorum ama bazen bir kelime bile yazasın gelmiyor, sakin bölümleri yazarken sıkılıyorum. hatırlarsanız mesaj olayından sonra bölümü kısa sürede atmıştım :D heyecanlı bölümleri seviyorum haliyle hızlı da yazıyorum...

yine bu saatlerde atıyorum... gececi bebeklerim umarım buradadırlar...

bu arada siz niye yorum yapmıyorsunuz
:(
yemin ederim oturup ağlayasım geldi, önceki bölümde oylar düşük demiştim, oylar düzledi ama yorumlar 200-300'ken 100 bile olmadı önceki bölümde... :(

bari hangi saatte okumaya başladıysanız onu yazın buraya :(

zeynep üzgün...

lütfen oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın, hepsini okuyorum, benim için çok değerliler :(  lütfen...

-yetişkin içerik-

keyifli okumalar 😽






Jeongguk...

Yüzüme çarpan güneş ve boynuma yavaşça dokunan dudaklarla birlikte sızlayan gözlerimi araladım.

Belimi sıkıca saran kol ve sırtımın yaslandığını geniş göğüs iyice beni mayıştırmaya başlamıştı, gözlerimi açtığım ilk saniyeden.

"Günaydın, güzelim." diye konuştu, yeni uyandığını belli eden fazlasıyla boğuk ve kalın sesiyle.

Yavaşça ona doğru dönerken, "Günaydın, sevgilim." dedim ve sakince gülümsedim.

Üzerime eğilip boynumun sol tarafına bastırdı dudaklarını bu sefer, ardından derin bir nefes alıp, "Kalkmamız gerek." demişti nefesini boynuma çarptırarak.

"Oh... Kalkalım o zaman." dedim kısık bir sesle. Belimdeki ellerini çözdü ve son kez yanağıma dudaklarını bastırdıktan sonra doğrulup yataktan kalktı.

Pencereden vuran güneş, çıplak üst bedenini parlatmış, gözlerimi birkaç saniye üzerinden alamamıştım. Esmer teni çok güzeldi. Güneş ışıkları altında resmen parlıyordu.

"Bebeğim, hemen duş alıp çıkalım. Kahvaltıyı dışarda yeriz olur mu?" dediğinde hızla başımı sallayarak onu onayladım. "Olur, fark etmez."

"O zaman... Ben gireyim ilk, hemen çıkarım zaten. O sırada sen de benden bir şeyler ayarla giyinmek için."

"Partide giydiğim gömleği giyebilirim aslında..." diyordum ki kaşlarını çatıp başını sakince iki yana salladığında, "Tamam, hmm... O zaman birlikte girelim duşa, ne dersin?" dedim bir anda aklıma gelen fikirle. Madem kahvaltı yapamayacak kadar az vaktimiz vardı, o zaman birlikte girer hızla çıkardık.

Hızla? Gülelim bari...

Dudaklarını öne uzattı. "Umarım geç kalmayız."

...

"Ah! Taehyung, kızarmadı morardı resmen!" diye inledim, boynumu fazlaca sıkı emen sevgilime doğru.

Başımızdan akan su her ikimizi de ıslatıyordu. Yıkanmıştık, hatta Taehyung benim saçlarımı yıkamıştı ama tam kabinden çıkacakken, 'Çok bile dayandım.' deyip sırtımı soğuk camla buluşturduğu gibi boynumu sömürmek istercesine emmeye başlamıştı.

you're just mine | taeggukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin