Bölüm 5

846 33 15
                                        

Aradan geçen 3 ay sonunda Gülben'in hamileliği iyice ilerlemeye başlamıştı, Safiye de günden güne daha iyiye gidiyordu. Naci ile evliliklerinin tadını çıkarıyorlardı artık her fırsatta. Baş başa kalmak için sık sık yürüyüşlere, yemeklere çıkıyorlardı.

Bebek konusu ise daha sonra açılmadı hiç. Sen ne zaman istersen demişti Naci. O günden beri bu kadar önemli ve onun için hassas olduğunu bildiği bir konu olduğu için üzerinde baskı kurmamak adına hiç sormadı bile, ama aklının bir köşesinde de sürekli o bebeği hayal etmekten kendini alamıyordu.

Ve nihayet bir gece odalarına çekildiklerinde Safiye, kocasının göğsündeki başını doğrulttu, gözlerinin en içine baktı. Böyle kararlar kesinlikle bir anda, hemen verilip uygulanmalıydı. Yoksa bunu yıllarca erteleyebileceğini çok acı şekilde yaşayarak öğrenmişti Safiye. O da öyle yaptı o yüzden.

—-

Safiye o gün evde temizlik yapıyordu. Sıra yatak odalarına gelmişti. Her yeri güzelce topladı, süpürdü, sildi. Çekmecenin içini tamamen boşalttı masanın üzerine. Tek tek silip yerleştirmeye başladı. O sırada yanlışlıkla elinin çarpıp yere düşürdüğü kutuya baktı: doğum kontrol haplarıydı. Neriman ona temizlikte yardım ediyordu. Birisinin görmesinden çekinerek hemen yerdeki kutuyu alıp cebine koydu. 

Temizliği bitirip duşa girmek için banyoya girdiğinde cebindeki çıkıntıya gitti eli Safiye'nin. Uzun uzun baktı kutuya bebeği ile arasındaki tek engelmiş gibi şimdi. Belki de bugün o kutuyu düşürmesi, gün boyu cebinde kalması bir işaretti onun için. Yetmez miydi artık? Bir bebek kokusunun burnuna dolduğuna yemin edebilirdi o an, Naci gibi boncuk boncuk mavi ama onun gibi ipiri gözleri olan dünya güzeli bir bebek hayal etti. Gülümsemesine engel olamadı, tamamdı artık, hazırdı. Bunu iliklerine kadar hissediyor, hatta o an için sabırsızlanıyordu. 

Kendisi çok istediği halde ona bu zamanı veren kocası için şükretti tekrar, tüm hayatı için şükretti şimdi affettikleriyle. Hala elinde tuttuğu ilaç kutusunu peçeteye sarıp çöp kutusuna attı bir an daha düşünmeden. Rahatlamış hissetti. Kocası eve gelmeden kendine has o temiz papatya kokusuna kavuşmak için duşa girdi hemen.

O akşam odalarındayken;

- Ben hazırım Naci, diye söze girdi birden derin bir nefes alıp Safiye kararı gibi ani. "Bugün  hapları çöpe attım ben. Hazırım artık."

- Safiye, düşündüğüm şeyden bahsediyoruz değil mi? (Heyecanla doğruldu Naci yatakta ellerini ellerinde tutarak hala)

Onun bu heyecanına gülümseyip başını sallayarak karşılık verdi Safiye.

- Safiye'mm, diyerek mutlulukla tuttuğu ellerini defalarca öptü karısının. 

- Teşekkür ederim Naci, bana zaman verdiğin için, kararlarıma hep saygı duyduğun için

Yanağını okşarken söyledi Naci: Her zaman canımın içi, her zaman böyle olacak bu. Sen çok önemlisin, çok değerlisin benim için her şeyinle, tüm kararlarınla başımın tacısın. Şimdi kararların en güzelindeyiz nihayet. Her şey çok daha güzel olacak artık 

Safiye'yi bu kadar umut korkutuyordu hala, en kötüsünü düşündü hemen. Yüzünün düştüğünü fark eden Naci hemen çenesinden nazikçe kaldırdı yüzünü, gözlerine bakmasını sağladı: Ne oldu ela gözlüm?

- Naci bu kadar hayal kurduk ya şimdi. Ya, ya bir sorun olursa, olmazsa çocuğumuz. Üzmek istemiyorum ben artık seni

- Safiye'm, birtanem yapma böyle. Ben zaten senin yanında dünyanın en mutlu adamıyım, bilmiyor musun bunu? Sen böyle ellerimi tut dünya yıkılsa mutsuz edemez beni. Hemen en kötüsünü düşünmüyoruz tamam mı? Deneyeceğiz. Allah nasip ederse mutluluğumuza mutluluk ekleriz, olmazsa da mutsuz olmayız yine, ellerimiz birlikte çünkü. Değil mi?

Safiye dolmaya başlayan gözlerini tutmaya çalışarak gülümsedi, başını salladı. Sonra gömdü kafasını Naci'sinin göğsüne. Nihayet uzamaya başlayan saçlarını okşadı Naci karısının. Safiye korkularını bir kenara koymuştu şimdi, hayalini anlattı ona.

- Naci, gözümün önüne geldi bugün bebeğimiz aniden biliyor musun? Görmüş gibiyim onu, kalbim küt küt attı o an heyecandan, seni gördüğümde hep olduğu gibi.

Naci karısının tatlı benzetmesinden memnun bir öpücük bıraktı saçlarına usulca, bölmek istemedi. Devam etti Safiye.

- Kocaman gözleri vardı Naci, kocaman böyle. Masmaviydi, senin gözlerinin aynısı, gökyüzü diye bakılası. Çok saçı vardı Naci, sen seviyordun onları da benim saçlarımı sevdiğin gibi. Kıpkırmızı yanakları, küçücük burnu o kadar tatlıydı ki. Hatta... deli demezsen kokusunu bile aldığımı hissettim burnumda. Burnumda tüttü derler ya. İnsan görmediği hatta daha var olmadığını bildiği birini nasıl böyle özler Naci? Senden benden bir parça olacağını düşününce kucağımda delirmekten korkuyorum sevgiden

Naci karısının heyecanını çok zaman geçmeden, onları üzmeden gerçekleştirmek, kucaklarına almak için dua etti içinden.

- İnşallah Safiye'm, inşallah sana benzeyen bir bebeğimiz olur.

- Korkmuyor musun peki Naci?

- Neden ela gözlüm?

- Beni biliyorsun işte gerçekten bana benzemesinden. Sorunlar yaşadım biliyorsun psikolojik. Ya yapamazsam, ya iyi bir anne olamazsam ona, ya o da benim gibi -

Sözünü kesti Naci, daha fazla dinleyemedi kendine haksızlık etmesini.

- Safiye'm lütfen. Kendine haksızlık ediyorsun yine. Evet bebeğimiz inşallah sana benzer. Senin gibi güçlü, cesur olur hayata karşı, hayat bu biz elimizden geleni yapacağız ama illa ki sorunlar yaşayacak ama seni örnek alacak, sorunlarının karşısında dimdik durup cesurca çözüme yürüyecek ve ne olursa olsun başaracak sonunda. Senden öğrenecek çünkü bunu. Ailesine bağlı olacak, saygılı, sevgi dolu, merhametli... ve papatya kokulu. Daha ne olsun Safiye'm, benzesin tabi. Bundan korkulur mu?

Bu cevap fazlasıyla tatmin etti Safiye'yi. Sevdiği adamın onu böyle görmesi, kendinden bile iyi ne büyük mutluluktu. Naci, Safiye'sini kendisinden bile koruyordu işte yine. Safiye ortamı dağıtmak için takıldı Naci'ye.

- Belki de sana benzer şair olur Naci 

- Ya da sana benzer şiir olur Safiye'm...

- Naci ya bayılıyorsun di mi kelimelerle oynamaya? (Hoşuna gittiğini belli etmemeye çalışarak söyledi)

- Sana da bayılıyorum karıcım (Naci'nin elleri Safiye'sinin göğüslerine gitmişti bile)

- Nacii (elini tutup durdurdu Naci'yi)

Naci hayal kırıklığını gizlemeye çalışarak durdu, nedenini anlamak istedi: Ne oldu Safiye'm? Canını mı acıttım?

- Hayır ama cevabımı beklemedin...

Naci ne cevabı olduğunu anlamayan gözlerle baktı ona.

- Ben de sana bayılıyorum, diyip Safiye ondan beklenmeyen bir hamleyle Naci'nin üzerine çıktı. Naci şaşkın gözlerle yatakta ilk defa ipleri eline alan karısına baktı. Safiye üzerine oturmuş onu sürtünerek uyarmaya başlamışken tek hamlede tişörtünü çıkarıp yatağın köşesine attı. Seksi sütyeninden taşan dolgun göğüsleri ile yüzüne doğru eğildiğinde Naci gözlerini kırpmadığını fark etti, yutkundu. Naci ile neredeyse burun buruna geldiğinde donmuş gibi duran Naci'yi harekete geçirmek için sordu Safiye: Ee öpmeyecek misin beni?

Bu soruyla kendine gelen Naci şaşkınlıkla karışık gülümseyerek cevap verdi: Zevkle..

Karısını sırtından kendine çekip tutkulu bir öpüşme başlattığında organının şimdiden zonkladığını fark etti. Bu kadın gerçekten karşı konulamazdı. Başardıkları, cesareti inanılmazdı. Eline bile dokunamadığı karısını şimdi korkusuzca üzerinde çırılçıplak her zıplamayla sallanan göğüsleri ile zevk dolu yüzüyle izlemek bir mucizeydi. Uzattı ellerini göğüslerini sıktı şehvetle. Artık hiçbir şey düşünemeyecek kadar zevkle aklı bulanmaya başladığında gözlerini kapattı karısının adını inleyerek, Safiye büyük bir gülümsemeyle karşılık verdi Naci'sine. Verdikleri büyük kararı kutladıkları o gece Safiye'nin kendini ve kadınlığını keşfettiği milat gecelerden biri daha olacaktı. 

ŞiirHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin