Gülben doğumdan sonra odasına alınmıştır, biraz ağrısı vardır ama genel olarak iyidir. Bebeğin ise bakımları yapılıyordur. Gülben odaya girer girmez hemen ablasını sorar.
- Esat, ablam nerde? Bırakmazdı o beni, bir şey mi oldu? Dayanamadı mı yoksa, gitti mi, kötü mü oldu?
- Sakin ol Gülben. Bir sorun yok. İyi ablan da herkes de iyi. Biraz duygusallaştı biliyorsun, başı döndü biraz. O yüzden dinleniyor, iyi ama
- Ay kıyamam ona ya, iyi ama şimdi di mi doğru söylüyorsun bana
- Tabi ki doğru söylüyorum Gülben. Bak herkes burada zaten, yoksa onun yanında olmazlar mıydı? Gelirler birazdan onlar da
- Tamam Esat ama git bir bak olur mu onlara da lütfen
- Tamam canım, bakarım ben şimdi hemen.
——-
O sırada Naci ve Safiye haberin şoku ve mutluluğunda öylece yatağın kenarında Safiye'nin başı Naci'nin omzunda elleri Safiye'nin karnında birleşmiş şekilde yüzlerinde en eşsiz gülümsemelerle oturuyorlardı. Ne yapacaklarını bilmiyorlar, hem bütün dünyaya haykırmak hem onu bütün dünyadan saklayıp korumak istemek arasında garip hisler içinde duygularını özümsemeye çalışıyorlardı.
- Naci'mm
- Safiye'm...Söyle hayatımın anlamı
- Naci gerçek di mi bu şimdi hayal kurmuyorum ben yine, rüya görmüyorum.
Naci gülümseyerek yanağını okşadı karısının, çenesinden tutup gözlerine bakmasını sağladı, sonra dudaklarına naif ama tutkulu bir öpücük kondurdu. Usulca uzaklaştı biraz nefesini hala teninde hissederek: Gerçek hayatım, gerçek... Sözümüzü tuttuk biz hayata. Bırakmadık mutluluğun yakasını, vazgeçmedik.
- İyi ki bırakmadık Naci
- İyi ki hayatım. Bin ömrüm daha olsa yine razıyım her şeyin en acısını yaşamaya, şimdiye kavuşmak için. Öyle huzurluyum ki her şeyi unutturdu şimdiden bu küçük, sadece saf mutluluk hissettiğim.
- Artık her şey güzel olacak di mi Naci? Sen ben ve bebeğimiz mutlu olacağız di mi? Bizden çaldıkları ne varsa yaşayacağız di mi nihayet?
- Hem de hayallerimizden bile daha güzellerini yaşayacağız Safiye'm. Onu papatyalarlarla, kuşlarla, şiirlerle, Cemal Süreya ile Turgutla ve niceleriyle tanıştırmak için nasıl sabırsızlanıyorum bir bilsen
Safiye kıkırdadı: Naci daha minicik bebek ne anlasın şiirden şarkıdan Allah aşkına ya
- Sen geç dalganı bakalım annesi, ben şimdiden her gün şiirler okuyacağım ona.
- Demek ona okuyacaksın hı?
Naci bu sevimli kıskançlığa gülümsedi: Önce sana, sonra ona Safiye'm. Tüm şiirler sana yazılmış gibi geliyor bana zaten her okuduğumda...
Safiye memnuniyetle gülümsedi bu cevaba: Naci, ben bu anı hiç bozmak istemiyorum ama Gülben'e bakmam lazım benim. Aklım orda kaldı
- Tamam Safiye'm bakalım tabi. Hem ben bu müjdeyi herkese vermek için sabırsızlanıyorum. Kim bilir ne kadar sevinecek herkes, çifte mutluluk
Naci bunları öyle bir heyecanla söyledi ki Safiye ellerini tutup onu durdurmak zorunda hissetti. Bu kadar mutluluk hala korkutuyordu onu: Naci, senden bir şey isteyeceğim.
- Emrin olur hayatım, söyle hemen yapayım. Canın mı bir şey istedi yoksa?
- Yok Naci öyle bir şey değil. Ben seni de endişelendirmek istemiyorum ama biliyorsun ilk 3 ay her zaman risk var diyorlar. Hem daha kaç haftalık, nasıl onu bile bilmiyoruz. En kötüsünü düşünüyorsun deme ne olur gerçekten öyle değil sadece emin olmak istiyorum, korkuyorum. Biliyorsun. Biraz sakin olalım, sadece ikimiz bilelim bir süre olur mu?

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şiir
RomanceOdaya girdiler ve sonrası tamamen hayal gücümüze kaldı. Ve ben izlediğimden beri hayal etmeden duramıyorum onları. O zaman birlikte hayal edelim bu şiir çiftin göremediğimiz, içimizde kalan anlarını...