Bölüm 17

581 39 6
                                    

3 ayı geride bıraktıklarında bulantılar biraz daha kontrol altına alınmış gibiydi. Okşan artık Safiye'ye her gün yardıma geliyordu. Safiye de bu duruma alışmıştı nihayet. 14. Haftadaydı artık hamileliği. Küçücük bir çıkıntı belirmeye başlamıştı karnında. Kendindeki bu tatlı değişimleri fark etmeye başlamıştı ufak ufak Safiye de. Zorlu hamileliğin tatlı kısımlarıydı bunlar.

O gün bebeklerinin cinsiyetini öğrenmek için doktora gideceklerdi. Henüz kesin değildi ama görmeye çalışacaktı bu kontrolde doktor. Naci kahvaltının bulaşıklarını bitirmiş hazırlanmak için odaya girdiğinde yatağın üzerinde bir çok kıyafet gördü. Safiye üzerindeki pantolonun düğmesini kapatmaya çalışıyordu. Evde giydiği bol eşofmanlarla fark etmemişti ama pantolonları kapanmıyordu. Bu sevimli çıkıntı demek ona bunları yapıyordu, bulantılardan başta yemek yiyemese de son haftalarda birkaç kilo da almaya başlamıştı. Hafifçe zıplayarak fermuarı kapatmaya çalışıyordu Safiye. İşine öyle dalmıştı ki Naci'nin geldiğini fark etmedi. Naci gülümseyerek izledi onu bir süre, zıplamaya başlayınca durdurmak istedi onu endişeyle: Yavaş hayatım, dur

Safiye irkildi bir an: Ay Naci fark etmedim seni

- Korkuttum mu sizi? (Arkadan sarıldı aynanın önündeki karısına ve ellerini kapanmayan pantolondan açık kalan karnına koydu)

- Yok iyiyiz iyiyiz de dalmışım (Safiye Naci'nin nefesini boynunda hissettiğinde çoktan sakinleşmeye başlamıştı)

- Sorun nedir peki? Çözelim beraber

Safiye konuyu hatırlayıp dert yanmaya başladı hemen: Doktora gelemiyorum ben, sorun bu

Naci anlam veremedi buna: Neden?

- Hiçbir kıyafetim olmuyor da ondan Naci. Çıplak mı geleyim? (Kocasına döndü sinirle. Naci gülmemeye çalışıyordu)

- Safiye'm sen buna mı dertlendin şimdi?

- Naci gülmesene, ciddiyim ben! Bak..

Safiye denediği pantolonları tek tek göstermeye başladı: Bak en sevdiğim pantolon hatırladın mı seninle dışarı çıktığımızda giymiştim beğenmiştin sen de, olmuyor (yatağın diğer tarafına attı), bu yürüyüşe çıkarken giydiğim en bolu bu bile olmuyor, bu da olmuyor bu da. Hiçbiri olmuyor işte (yatağa oturdu bıkkınlıkla)

Naci dizlerinin üzerine çöktü, yanıbaşında ellerini tuttu karısının: Safiye'm sakin ol. Bak bebeğimizin cinsiyetini görmeye çalışacak bugün doktor. Sen de daha iyisin artık. Tek derdimiz bu olsun

- Gidemiyoruz diyorum Naci, anlamıyor musun? Öğrenemeyeceğiz cinsiyeti falan da! Giyecek hiçbir şeyim yok, gerçekten yok!

Naci gülümseyerek ayağa kalktı, elinden tutup karısının da kalkmasını sağladı. Safiye'nin üzerindeki gömleği iyice açıp karnının açıkta kalmasını sağladı. Aynanın önünde yan çevirdi karısını. İkisi birlikte yandan daha belirgin olan küçük çıkıntıya baktılar. Naci elini arkadan tekrar sardı karısına ve karnını okşadı: Bak, bebeğimiz büyüyor Safiye'm. Çok şükür sağlıkla büyüyor burada. Hamileliğin ilerliyor, çok normal bir şey bu, çok da güzel. Bunlar için canını sıkma olur mu? Ben o kadar çok hayal ettim ki seni böyle bebeğimizin kendini göstermeye çalıştığı güzel karnınla. Çok güzelsin Safiye'm, çok güzelsiniz.

Safiye de ellerini koydu karnına, kocasının ellerinin üzerine. Parmaklarıyla okşadı gülümseyerek: Sen de çok güzelsin Naci. Çok seviyorum seni

- Ben de seni hayatım, ben de. Çok

Sarıldılar bir süre. Sonra Naci dolaptan bir elbise seçti Safiye'si için: Bak hayatım, elbise ile daha rahat olursun. Ne dersin? Hava da güzel hem, bu elbise de çok yakışıyor sana. O güzel saçlarını da açarsın şöyle

ŞiirHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin