Bölüm 39

155 14 1
                                    

Naci uyurken sağ tarafına döndü. Eli alışkanlıkla karısını bulmaya çalıştı ama eli boşluğa düştü. Gözlerini açtı hemen, yatak boştu. Gözlerini ovuşturarak saate baktı, uyuyakaldığını düşündü ama saat henüz 6'ya geliyordu. Endişelendi hemen kalktı yataktan. Banyoya baktı, boş... Mutfağa, salona... Saati umursamadan Gülben'e gidecekken bebeğin odasına bakmak geldi aklına. Kapının aralığından karısını görünce rahatladı. Bir süre izledi onu, öylece kıyafetlere bakıyor, okşuyordu onları Safiye. Gülümseyerek kapıyı açtı Naci.

- Safiyem... Günaydın. Seni aradım her yerde merak ettim

- Günaydın Naci. Burdayım merak etme hemen. Bakmadan duramıyorum bunlara:)

Naci gülümseyerek karısına yaklaştı yanağını usulca okşadı.

- Hayatım ama çok erken daha, neden kalktın bu saatte?

- Şu kıyafetleri düzenleyeyim dedim Naci, aklımda kaldı

- Neden yoruyorsun kendini sen canımın içi? Halledecektik yarın. Hastane çantası hazır zaten

- Uyku tutmadı Naci, bir işe yarayayım dedim ben de bari. Ütülenecekler kalmıştı ya onları ütüledim, etiketlerini kestim.

Küçük bir bebek tulumunu eline aldı, kaldırdı.
- Şunun tatlılığına bakar mısın Naci ya? Onu bu kıyafetler içinde hayal ettiğimde çıldıracak gibi hissediyorum :)
Naci de yüzünde tatlı bir gülümsemeyle tulumu tuttu: Çok güzel ve çok küçük. Buna gerçekten sığacak mı diye düşünüyor insan :)
Safiye güldü onun heyecanına: Evet öyle gerçekten, ama çok da hızlı büyüyorlar. Masal bile kocaman oldu, hatırlıyorum da birkaç kere giyebilmişti bu tulumlardan. Her anın tadını çıkarmamız lazım.

- Biz bunu çok iyi öğrendik hayatım merak etme. Nasıl ki birbirimizle olan her anın bize bir hediye, mucize olduğunu biliyoruz bebeğimizle de öyle olacak (karnını okşadı)

Memnuniyetle gülümsedi Safiye: Tomris ne zaman gelecek?

- Haftaya gelecek büyük ihtimalle. Sen de rahat et istiyorum bakalım bizim ufaklığa göre :)

- Gelsin Naci aşk olsun ne rahatsızlığı onun evi burası. Merak ediyor kardeşini o da

- Düşünceli karım benim. Tamam gelir ben ayarlarım kendini yormaman şartıyla

- Anlaştık :)

Naci odaya şöyle bir göz gezdirdi:
- Hayatım, bu kıyafetlerin hepsini sen mi toparladın? Çok yormuşsun kendini
- Merak etme Naci, ben iyiyim, biz iyiyiz (gülümsüyor, karnını okşuyor). Bir enerji geldi bana vallahi anlamadım. O kadar güzeller ki durayım dedim ama dayanamadım. Belki şimdi biraz yorgun olduğum doğru olabilir :)
- Hadi, odamıza gidelim hayatım dinlen. Olmaz böyle

- Ama biraz işimiz kaldı

- Tamam sen biraz dinlen, birlikte halledeceğiz sonra tamam mı?

Safiye başını salladı, kocasının koluna girdi ve odalarına gittiler. Yatağa uzandılar ama uyuyamadı yine Safiye. Yatakta oturdu, yatağın başlığına sırtını yasladı, ellerini karnına koydu. Yine ağrısı vardı. Birkaç derin nefes aldı, ağrı geçti. Yataktaki hareketinden Naci de gözünü açtı: Uyuyamadın mı sen hayatım?

- Y-yok Naci. Uyutmayacak beni bugün bu kız belli oldu :) Uyu sen

Naci de doğruldu yatakta: Olur mu öyle şey? Hep beraber Safiyem. Beni de uyutmayacak o zaman. Aklına güzel kıyafetleri takılmış demek ki benim güzel kızımın. Hadi gel ben kalan kıyafetleri halledeyim sen de oradaki koltukta dinlenmeye çalış olur mu?

ŞiirHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin