Ayaz Ateşi altına almış döverken herkes birbirine dalmıştı. Bir çığlık attığım sırada müdür geldi. "NOLUYOR BURADA?" diyerek bağırdı. Korkuyla müdüre baktığım sırada göz göze geldik. Kavga edenlere bakınca herkes odama dedi.
Müdürün odasındaydık. Hiç kimse konuşmuyordu. Boğazımı temizleyerek lafa girişeceğim sırada müdür bana bakarak "sen sus!" Diyerek bağırdı. Ona inat
" hocam sizin eşitlik anlayışınız bu mu?" Dediğim sırada herkesin gözleri bendeydi. Müdür bana bakarken " pardon?" Diyerek sordu. Merakla bana bakarken " şöyleki hocam oğlunuz siz müdürsünüz diye burayı baya sahiplenmiş. Kantinde kendine özel masa bile kurmuş. Orayı oturduğum sırada yanıma gelerek beni kaldırmaya çalıştı. Olay uzamasın diye ağzımı açmadım. Olan sütüme be çikolatama oldu. Ben buraya gelip size çikolatamın lafını etmiyorsam sizde bana gelip hesap soramazsınız. Gidip te oğlunuza terbiye verin lütfen. Bir bayanla nasıl konuşması gerektiğini öğrensin. Eğer bir ceza vermek istiyorsanız oğlunuza ve bana verin diğerlerinin hiçbir suçu yok!" Dedim.
Müdür bana bakarken konuşmaya başladı. " tamam çıkın hepiniz Ateş sen kal" dedi. Arkamı dönerken çok havalıydım. Sırıtışımı yüzüme takarken bu işten de kurtulmuştuk.Yanımda birisini hissedince bunun Ayaz olduğunu gördüm. Ona dönüp baktığımda yüzü Ateşin ki kadar olmasada kötü durumdaydı. Bu benim yüzümden olduğu için boğazımı temizleyerek " yaraların kötü durumda pansuman yapılması gerek, gel bir revire falan gidelim." Dedim ona bakarak. Ban gülümseyerek " gerek yok" dedi. Onu dinlemeden kolundan çekiştirip kantine soktum. Bir masaya oturtup kantincinin yanına gidip ilk yardım çantası aldım. Tekrar yanına gittiğimde ifadesi şaşkındı. Sen mi yapacaksın der gibi bakıyordu. " küçükken hemşire olmak isterdim ben. Neyi nasıl kullanacağımı biliyorum korkma." Dedim gülerek. Oda gülerken bir anda yüzünü buruşturdu. Ağzı acıyordu.
Kaşına pansuman yaptıktan sonra dudağına geçmiştim. Biraz fazla bastırınca ağzından ah diye bir ses çıktı. Hemen dudağının kenarını üfleyerek pansumana devam ettim. Yüzünde silik bir gülümseme vardım. Bantı yapıştırdıktan sonra hemen geri çekildim. Çok yakın mesafedeydik ve kalbim hızlı atıyordu. Zil çalarken ayağa kalktım. " ben gerçekten çok özür dilerim. Okulda böyle kurallar bana saçma geliyor. Beni koruduğun için çok teşekkür ederim" dedim. Oda bana gülümseyerek " her zaman" dedi.
Sınıfa çıktığımda zil çalmıştı. Yerime oturduğumda mesaj gelmişti. Bilinmeyen numaradandı yine.
054* *** ****: Güzel kızım sen yazmazsan biz olamayız ki...Yazgı: kimsin?
Aa diye kaydetmiştim.
Aa: pp geldi. Numaramı mı kaydettin?
Yazgı: kimsin?
Aa: gelecekteki sevgilin
Yazgı: benim bundan haberim var mı?
Aa: artık var :)
Yazgı: derdin ne senin?
Aa: derdim sensin.
Yazgı: edebiyat yapmayı kes.
Aa: dersin edebiyat :)
Yazgı: bu okuldasın.
Aa: evet.
Bu kimse artık sıkmaya başlamıştı. Hoca geldi ders edabiyattı. Hocayla tanıştıktan sonra derse başladı. En sevdiğim ders edebiyat olduğu için dersi dinliyordum.
Okul günü sonra ermişti. Akşam eve geldiğimde bizimkiler salon da oturuyorlardı.
Sizce bilinmeyen numara kim?
Okulda neler yaşanacak?
Yeni seriye başladım profilimden bakabilirsiniz...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GERÇEK AİLEM Mİ?
Teen Fiction16 yaşından sonra hayatının değiştiğini öğrenen Yazgı yeni ailesiyle gerçek aile sevgisini hissedebilecek mi? Abileri ile iyi anlaşabilecek mi? Korhanlar tekrar eskisi gibi mutlu olabilecek mi... Hadi gelin Yazgı'nın hikayesine hep birlikte bakalım...