♪ Arctic Monkeys - Fluorescent Adolescent
İyi okumalar, beğenirsiniz umarım <33
---
Üstüme örtülmüş yorganı hissedebiliyordum. Yatağımda olmalıydım, gözlerim aralandığında tavana dönüktü yüzüm. Doğrularak etrafa baktım, odamdaydım.
Nasıl geldiğim hakkında hiçbir şey hatırlamıyordum. Zorlukla kalkarak banyoya ilerledim. Elimi yüzümü yıkadım, ardından üstümü değiştirdim. Yatağıma oturarak telefona baktığımda saatin 11.12 olduğunu gördüm, Carol' ın uyandığını biliyordum bu saatte. Aradım, garip bir şekilde açmadı. İşinin olduğunu düşündüm, mesajlara girerek bana dönmesini söyleyen bir mesaj attım. Bir süre telefonumda gezindim.
Ardından dışarı çıkmaya hazırlandım çünkü dövüş çalışmak istiyordum. Güçlerimi kullanmayı az çok öğrenmiştim sedyede kendi kendime deneyerek. Tabii bu çok azdı, Reginald yapabileceklerimin arasında ufacık kaldığını söylüyordu ama ben gene de biraz dövüşte de gelişmek istiyordum. Bildiğim bir yer vardı, kendim istediğim gibi çalışabileceğim bir yer.
Kapüşonlu kalın ceketimi ince kolsuz tişörtümün üstüne geçirdim, dışarıda kar yağmıyordu ama etrafta hafif kar vardı camdan gördüğüm kadarıyla. Odamdan çıkacağım sırada gözüm masadaki su dolu bardağa ilişti. Suyu dondurmak için gözlerimi bardağa diktim, su donuverdi. Ellerime baktığımda hep olduğu gibi mavi olduklarını gördüm. Ellerim güçlerimi kullanırken mavi okuyorlardı, daha doğrusu damarlarım. Daha önce fark etmemiştim ama parlıyorlardı işte.
Dediğim gibi, artık basit şeyler yapabiliyordum.
Kapıyı açarak aşağıya indim. Kapüşonlumun cebindeki anahtarı kontrol ettikten sonra hızlıca ana kapıdan dışarı çıktım. Kapüşonlumu kafama geçirdim, sık adımlarla yürüyordum. 15 dakika sonra koşar adım yürüyerek ulaşmıştım. Pek bilindik bir yer değildi, daha önce önünden geçerken bir bakınmıştım içine ve güzeldi. İçeri girdim, kasa gibi bir yerde duran kadına yöneldim. Kadın bana en başta bakmadı. Yaşı ortalama, yüzünde oldukça koyu bir makyaj olan simsiyah giysilere bürünmüş çok açık sarı saçlı biriydi. Gözünün altındaki yarasa dövmesini hemen görmüştüm, ağzındaki sakızı çiğneme şekli rahatsız ediciydi.
"Merhaba," diye mırıldandım kapüşonumu indirirken. Bana baktı kafasını telefonundan kaldırıp. Bakışları beni kısaca süzdükten sonra tekrar telefonuna döndü.
"Nasıl yardımcı olabilirim?"
"Aslında buraya daha önce bilgi için gelmiştim, kişiye özel çalışabileceği bir yer verebiliyormuşsunuz. Onlardan birini istiyorum."
"Eğitmen istemiyor musunuz?" Hayır manasında başımı salladım. Kadın oflayarak telefonu kapattı, önündeki kartlardan bir tanesini çıkardı. Tükenmez kalemiyle birkaç şey yazdı kağıtla karta. Kağıdı önüme koydu, kalemi uzattı. Parmağıyla bir yeri gösterdi, "Şuraya imza," İmzamı attıktan sonra kadın bana kartı verdi.
"Tek seferlikti bu. Bir dahakine bu kartla gelirseniz daha uygun olur."
"Nereden gidiyorum?"
"Aşağı inin kartta yazıyor zaten numarası falan." Kadına o kadar gıcık olmuştum ki. Konuşma biçimi, tavırları ve baştan savma konuşmaları çok iticiydi. Teşekkür bile etmeden omzumdaki çantamı daha sıkı kavradım. Kartın üstündeki yazılara baktım merdivenleri inerken.
Karttaki bilgilere göre bana verilmiş yere girdim. Bir salon gibi büyük bir yerdi, alt katta olduğundan rutubet kokusu var gibiydi az da olsa. Yerdeki minderlerin üstünde birkaç boks eldiveni, tavandan asılı bir boks torbası ve bir dövüş ringi gibi bir yer... Daha da araç gereç falan vardı ama çok göz gezdirmedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
•Aurora Pride• The Umbrella Academy - 0 Numara'nın Laneti
FanfictionYaşadığı yerin en parlak sanatçılarından biri olan Aurora, yaşamın zorluklarına rağmen kendi ayakları üzerinde durmaya çalışan ve durabilen güçlü biridir. Pek güzel geçmeyen bir günün ardından yaşadıklarına adapte olmakta çok zorlanır, kafası oldukç...