10. Bölüm- Zihin

26 5 3
                                    

Selam herkese! Umarım iyisinizdir. 

Kitabın şu anlık gidişatı ile ilgili birkaç cümle yazabilir misiniz? Bu konu hakkındaki fikirlerinizi oldukça merak ediyorum. 

Fikir, öneri ve sorularınızı yorumlarda belirtmeyi, oy vermeyi ve hikayeyi sevdiklerinizle paylaşmayı unutmayın. 

O halde sizi bölümle baş başa bırakıyorum. Öpüldünüz!


24.11.2011

 St. Petersburg- Rusya

Diana göz kapaklarının kapanmaması için çabalamak zorunda kaldı. Başını geriye doğru yatırarak uğuldayan kulaklarının zihnini saran o sesinden kurtulmaya, bir şeyleri algılamaya çalıştı. 

"Günaydın Diana." 

Duyduğu uzak, boğuk ve kime ait olduğunu anlayamadığı sesle gözlerini yerinden oynattı. Karşısında gördüğü bedene karşın içinde istemsiz bir tedirginlik oluşurken ifadesiz bir yüzle ona bakmaya başladı. 

"Sana demiştim Diana, sana yaptıklarının yanına kar kalmayacağını söylemiştim." 

"Yokluğumu fark edecekler. İşte o zaman," dedi yavaş yavaş, can çekişen bir insanın sesini andırırcasına. 

Adam güldü, gülüşü kahkahaya dönüştü. Diana'nın yorgun gözleri onun maskesinin üzerinde dolandı. "Gerçekten yokluğunu fark edeceklerini mi planlıyorsun? Gerçekten hayatlarında yer aldığını veya seni hatırlayacaklarını?" 

"Korkup sana beni buradan çıkartman için yalvaracağımı mı düşünüyorsun?" 

Adam duraksadı, derin bir nefes verdi. Diana'nın bağlı olduğu sandalyenin etrafında dolanmaya başladı. "Fazla kibirlisin Diana, her şeye fazla üstten bakıyorsun. Haddin olamayacak kadar üstten." 

Diana gülümsedi, çenesini havaya kaldırdı. "Arzuladığın dramayı alamayacaksın o halde." 

"Hayır, hayır." dedi adam rahatlıkla. Sesinde alay, keyif vardı. "Senin bana kendinle alakalı hiçbir konuda yalvarmayacağını biliyorum Diana. Bunu yıllardır öğrenmemiş olacak kadar aptal değilim." Duraksadı. Maskesinin altından yüzü görünmese de gülümsediği sesinden belli oluyordu. "Sen, kendin hakkında yalvarmazsın Diana."

Diana kaşlarını çattı, uğuldayan kulaklarındaki sağır edici o ses azalmaya başlamış, belki de eskisi kadar rahatsız etmemeye başlamıştı onu. "Ne demek istiyorsun?"

Adam Diana'nın tam arkasında durarak onun bağlı olduğu sandalyeyi hafifçe kaldırdı, sandalyenin yönünü değiştirdi. Birkaç saniye önce büyük, demir bir kapı gören Diana; artık oldukça eski ve yüksek, sıvaları dökülmüş ve rutubetten sararmış duvara dönmüştü yüzünü. 

Adamın küçük bir hareketiyle arkalarında duran takım elbiselilerden biri tepelerinde duran projeksiyon cihazını çalıştırdı, eski duvarın üzerine beyaz bir ışık yansıdı. 

Diana bileklerinden bile bağlanmış olduğu bu sandalyede hafifçe hareketlendi, bu gibi konularda eğitim aldığı için yaptığı küçük hareket bile bilinçli ve onu kurtarabilecek bir şeydi belki fakat imkansızdı. 

Bu iplerden kurtulması imkansızdı. 

"Sen, ölmeyi göze alabilirsin fakat zaafların... Onları yönetemezsin Diana." 

13. Görev- TAMAMLANDIWhere stories live. Discover now