28. Bölüm- Değişim

33 4 2
                                        

Selaam millet. Nabersiniz? Umarım iyisinizdir.

Cevabını son derece merak ettiğim üzere, mektup hakkında ne düşünüyorsunuz? Cevaplarınızı bekliyor olacağım.

Ayrıca 13. Görev adına bir Instagram adresi açtım. Kitap hakkında paylaşımlar yapıyorum. Adı  13.gorev_official, takip edebilirsiniz.

Fazla tutmadan sizi bölümle baş başa bırakıyorum.

Fikir, öneri veya sorularınızı yorumlarda belirtmeyi, oy vermeyi ve hikayeyi sevdiklerinizle paylaşmayı unutmayın.

Öpüyorum, iyi okumalar!!

16. 02. 2004 

St. Petersburg- Rusya 

00.16

"Hiç uykum yok anne," diye mızmızlandı kızıl saçlı erkek çocuğu kucağındaki mavi peluş tavşanını tutarken. 

"Evet anne, hiç uykumuz yok." dedi ablası. 

Koltukta oturan kadın derin bir nefes verdi. Ne de olsa yarın tatil, diye düşündü kendi kendine. "İyi hadi oynayın," dedi bir anda. Çocuklar sevinçle bağırdıklarındaysa işaret parmağını dudaklarına götürdü. "Sessiz olun. Babanız uyuyor, ufacık ses çıkarsa yatağınıza girersiniz, ona göre." 

Çocuklar sevinçle odadan çıktılar, gündüz saklambaç oynamak onlar için sıkıcı olmaya başlamıştı. Gece, ışıklar kapalıyken  koridorda durduklarında erkek olan, ablasına seslendi. "Sen ebesin!" 

Ablasıysa gözlerini devirdi. "Diğerine sen ebe olursun!" diye uyardı ve arkasını döndü. "Yüze kadar sayacağım." Gözlerini elleriyle kapattı ve ellerini hemen önlerindeki duvara yasladı. 

Küçük çocuksa elindeki peluş oyuncağı sıkıca tutarak gözlerini etrafta gezindirdi. 

Ablası onun karanlıktan korktuğunu biliyordu. Gerçekten de çok korkuyordu karanlıktan. Eğer çok karanlık bir yere giderse, ablası onun orada olduğunu tahmin edemezdi.

 Aklına hemen çatı katı geldi, eğer oraya çıkar ve güzel bir yere saklanırsa ablası onu bulamazdı. 

Hızla ahşap evlerinin merdivenlerine doğru ilerledi, adım seslerinin duyulmaması için özen göstererek yukarı kata çıktı. Aşağıda gerek annesinin izlediği televizyon olsun, gerek dışarının ışıkları olsun çok aydınlıkken yukarı kat fazlasıyla karanlık ve soğuktu. 

Çocuk önce korkuyla bekledikten sonra oyuncağına sarıldı, geri dönmek istedi fakat ablasının saymayı bitirdiğini, onu aramaya başladığını duydu. 

Geri dönerse yakalanırdı. 

Küçük ve sessiz adımlarla çatı katının köşesinde olan dolaba doğru ilerledi. Karanlıkta hiçbir şey göremediği için dolabın kulpunu bulana kadar birkaç saniye harcadı, kulpu bulduğunda ise kapağı açtı ve dolabın içine girdi. Oyuncağını kucağına aldı ve ona sıkıca sarıldı. 

Eğer korkar ve buradan ayrılırsa oyunu kaybederdi, en iyisi ablasının onu bulmasını beklemekti. Ablası onu bulursa ondan daha hızlı koşar ve "Sobe!" diye bağırırdı. 

Kazanırdı. 

Biraz bekledi, biraz daha ve biraz daha. Bekledikçe korkusunun azaldığını hissediyordu, bekledikçe uykusu geliyordu. 

Ne kadar süre geçtiğini anlayamadı, annesinin meditasyon yapmaya başladığını alt kattan gelen rahatlatıcı bir müzik sesiyle anlamıştı. Hafifçe çalan keman sesi, piyano... Yağmur sesi de vardı, küçük çocuk daha fazla dayanamadı. 

13. Görev- TAMAMLANDIWhere stories live. Discover now