14. Bölüm- Vicdan

20 5 0
                                    

Selam herkese! Umarım iyisinizdir. 

Fikir ve önerilerinizi, sorularınızı yorumlarda belirtmeyi unutmayın lütfen. Çok tutmak istemiyorum. Sizi bölümle baş başa bırakacağım. 

Öpüyorum! İyi okumalar. 


Sevgili Alex,

Bu dünyada sana inanan ve güvenen birinin olmaması berbat bir his. Belki de ben sadece bir kişinin güvenini istiyorumdur, kim bilir? 

Biliyor musun senin yokluğunda kendimi tamamıyla görevlere, antrenmanlara adadım. Geceleri kolayca uyuyabiliyorum, düşünmeye fırsatım dahi kalmıyor. Bu yaptıklarımı seni unutmaya çalışmam olarak görme. Sadece artık bir daha gelemeyeceğini kabullendim, seni kaybedişimin üzerinden seksen yedi gün geçti Alex. Dile kolay seksen yedi gün. Ve inan bana, daha yeni toparlanmaya başladım. Hala neredeyse her gece seni rüyamda görüyorum, her gün yanına geliyorum. Biliyor musun Alex, artık senin adına bakarak bir şeyler anlatmaya alıştım ben, artık toprağın soğuğunu hissetmiyorum bile. Artık mezar taşına dokunurken ellerim titremiyor Alex. Artık mektuplara ismini yazarken duraksamıyorum, Kritanta ile konuşurken adını söyleyebiliyorum. Seni yalnızca beraber görevlere gittiğim bir arkadaşım sanıyor. Senin mezarına her gün sadece kendinin geldiğini sanıyor, ben olmasam mezarı boş kalacak diyor Alex. Ama bilmiyor ki senin mezarın boş kalmayacak, ben her zaman geleceğim mezarına. 

Seni çok özledim Alex. 

Sen yaşarken dahi seni özleyen ben nasıl oldu da seksen yedi gün dayandım?

Nasıl oldu da artık alışmaya başladım sensizliğe? 

Yapayalnızım Alex, yokluğunda yapayalnızım. Ben bunu anladım bu seksen yedi günde.

 Güneş varken tepede, aydınlıkken hayatım o denli gölge vardı ki hayatımda, yalnız olduğum aklımın ucundan dahi geçmemişti. Gün gelmişti, kara bulutlar kapatmıştı güneşi; bir daha asla çekilmemek üzere. Güneşle beraber gölgeler de kaybolmuştu hayatımdan. Ben kalabalık sandığım gölgelerin kayboluşuna şahit olmuştum. En ihtiyacım olduğu anda beni yalnız bırakan gölgelerdi yalnızca onlar. 

Senden, senin bu halinden haberleri olmayan insanlardan ne bekleyebilirsin ki Alyona? dediğini duyar gibiyim. Onlardan bir şey beklediğim yok zaten benim. Hep bizimle olan, bizi asla yalnız bırakmayacaklarını söyleyen arkadaşlarımıza sözüm. Senin kayboluşunla her biri yok oldu. Oysa ki biliyorlardı babamın asla izin vermeyeceğini tekrardan onlarla görüşmeme. Onlara ulaşmaya çalıştığım onca yerden mağlubiyetle dönerken ben, merkeze gelen her postaya ilk bakan ben, bu seksen yedi günde onlardan vazgeçti Alex. 

Sen benim güneşimdin, seninle beraber tüm o gölgeler hayatımdan kayboldu. Üzgünüm Alex, onlar beni hep düşman olarak görmüştü. Senin benimle konuştuğunu gördüğünde benim karşı gruptan olduğumu, içten içe sizin ölmenizi dilediğimi söylemişti sana. Beni kenara çekip senden ve onlardan uzak durmam için defalarca kez tehdit etmişti. Ben her şeye rağmen güvenmiştim onlara, onlarsa her şeye rağmen tekrardan sırtlarını dönmüşlerdi bana.

 Benim tüm kalabalığım senmişsin, tüm neşem, tüm güvencem. 

Senin olmadığın bu seksen yedi günde ben Alyona'yı kaybediyorum Alex. Sofia olduğumu kabullenmeye başladım, her ne kadar lanetli bir isim olsa bile ben Sofia'yım. Sadece dört kişinin bildiği birisi değil. 

Biliyor musun, artık gözlerim eskisi gibi parlamıyor. Artık gözlerim Alyona'nın gözleri değil. Gözlerimin yeşili yeşil değil artık Alex, sanki soldular senin yokluğunda. Artık parlamıyor gözlerim neşeyle, şu hiç sevmediğin yapmacık gülüşlerim var ya; o gülüşler esir aldı yüzümü. O hiç sevmediğin gözyaşları var ya, mezar taşına dökülüyorlar. 

13. Görev- TAMAMLANDIWhere stories live. Discover now