13. Görev- TAMAMLANDI

16.Bölüm- Şaraplar Ve Kadehler

Selamlar herkese! Umarım iyisinizdir. 

Bölüme geçmeden önce bir soru sormak istiyorum. 

Sizce Dimitri ve veba maskeli adam bağlantılı mı? Şüphelendiğiniz kişiler kimler? 

Bu sorulara ek olarak fikirlerinizi, öneri ve sorularınızı yorumlarda belirtmeyi unutmayın. Ayrıca oy vermeyi ve hikayeyi sevdiklerinizle paylaşmayı da. 

Öpüyorum, iyi okumalar. 

23.04.2011

Voldostik- Rusya

(Yazarın anlatımından)

İvan İvanoviç, elindeki plan kağıdını masanın üzerine bıraktı ve onu dinleyenlere döndü. Gözüne ilk olarak Diana çarptı, sarı ve uzun saçlarını kıskaçlı bir tokayla topuz yapmıştı, morluk ve yaralarla dolu sağ eliyle masaya ritim tutturuyordu. Yeşil gözleri sıkılganlıkla, belki de İvan'ın anlamadığı bir ifadeyle panonun üzerindeki taslağa bakıyordu. Gözlerini kıstı, her zaman olduğu gibi kaşları çatıldı. Kurumuş dudaklarını ıslattı ve sağ eliyle masaya ritim yapmayı bıraktı, masanın üzerinde duran mavi kalemi aldı ve dirseklerini masaya dayadı.

 Gözlerini panodan masanın üzerine çekti. Derin bir nefes vererek kafasını havaya kaldırdığında İvan ile göz göze geldi, dudaklarını büküp konuştu. 

"Her şey tamam ama ya bir şey olursa, ya tüm plan tersine dönerse? Böylesine bir toplantının olaysız geçeceğini düşünmüş olamazlar İvan, biz elbet ki o örgütü çökerteceğiz. Bugün veya yarın fakat içim hiç rahat değil, belki de bunu ert-"

Diana'nın yanında oturan Alex gözlerini Alyona'dan ayırarak konuştu. "Bizim ertelememiz bir şeyi değiştirmeyecek, ne kadar çabuk o kadar iyi. Buradaki işimizi bitirip bir an önce St. Petersburg'a geri dönmeliyiz."

Alyona ona hak verdi. "Ayrıca bu sefer sizin aksinize biz de varız. İş yükünüz azalacak, bu da başarı oranımızı yükseltir."

İvan ekledi. "Diana'nın dediği gibi belki de biraz daha düşünmeliyiz, başarı oranımız yükselse de hala kaybetme oranımız oldukça yüksek."

"Yüzde on yedi." diye atladı Alyona. "St. Petersburg'da gittiğimiz tek kişilik görevlerde ise kaybetme oranımız yüzde on dokuzdu. St.Petersburg'da olduğumuzdan daha güvenliyiz."

Diana kaşlarını çattı. "Burada toplantıda kimlerle karşılaşacağımızı bilmiyoruz. Bir tuzak olabilir."

Alex tekrardan söze atıldı. "Al- o haklı, her şekilde daha güvendeyiz. Yine de biz her ihtimali düşünelim, sonuçta akşama daha," deyip durdu. Gözlerini saate çevirmişken Alyona gülerek cevapladı. 

"5 saat 48 dakika var."

Alex gözlerini saatten ayırıp devam etti. "Yani tuzak ihtimalini düşünmemiz için yeterince vaktimiz var."

Diana omuz silkti, "Aynı şeye geliyor zaten, biz tuzağı göz önünde bulunduralım ve bu gece bu iş bitsin."

İvan Diana'yı onayladı ve plan için gerekenleri almak üzere odadan ayrıldı. Diana elleriyle masaya ritim tuttururken durdu ve kaşlarını havaya kaldırdı. Alex'e dönüp konuştu. "Ben bir lavaboya gidip geliyorum, bensiz plana başlamayın."

Alex annesini başıyla onaylayınca Diana yuvarlak masanın yanından ayrıldı ve odadan çıktı. Odadan ayrılırken de yüzünde silik bir tebessüm vardı.

Alyona tam sekiz saniye boyunca bekledi, Diana'nın adım seslerinin uzaklaştığına kanaat getirdiğinde fısıldadı. "Pot kırıyordun Alex." Özellikle yüz ifadesini oynatmamaya çalışıyordu, tabii bu ne kadar mümkünse.