Selam milleet. Umarım iyisinizdir.
Her bölüm olduğu gibi size bir soru soracağım. Sizce o rüyalar birer tesadüf mü? Yoksa rüyaların Dimitri ile bir alakası mı var? Eğer alakası varsa Kritanta'nın zihninin içine kadar girmiş bir adamdan kurtulması mümkün olacak mı? Cevaplarınızı bekliyor olacağım.
Fikir, öneri ve sorularınızı yorumlarda belirtmeyi unutmayın. Oy vermeyi ve hikayeyi sevdiklerinizle paylaşmayı da.
Öpüyorum, iyi okumalar!
Alex verdiği derin nefesle beraber eliyle masada ritim tutmaya başladı. "On üç." diye mırıldandı yalnızca. "Bir sayı neden bu kadar önemli? Lanet olası cinayetlerin her biri neden şu sayıya çıkıyor?"
Zilin çalmasıyla Alex ayaklandı. Bu saatlerde Arina okulda olmalıydı, anne babası ve Alexandra'da merkezde. Odasından çıkarak kapıyı açtı, bir kargoydu gelen. Kardeşinin yine bir şey sipariş ettiğini düşünerek hafif paketi bırakacakken paketin üzerine adının yazılı olduğunu gördü.
Önce paketi açmamak istese de merak duygusuna yenik düştü ve paketi açtı. İçinden bir zarftan başka hiçbir şey çıkmamıştı. Zarf yalnızca hükümet tarafından önemli bir görev için gönderilebilirdi, böyle önemli görevleri de genellikle önemli kişilere verirlerdi. Alex merakla zarfı açtı ve içinden çıkan kağıdı okumaya başladı.
"Normalde bu tür mektuplara böyle başlamam fakat sen farklısın evlat. Her şeyi çözmeye annenden daha çok yaklaştın."
Alex'in eli ensesine gitti. Bu yıllardır olan bir alışkanlığıydı, her ne olursa olsun durmadan ensesini kaşırdı. Özellikle stresli olduğunda, bir şeyi anlamadığında. Fakat onunki artık kaşımak değildi, adeta ensesindeki deriyi söküyordu. Bunu ne kadar istese de durduramıyordu. Çoğu zaman ensesi kanlar içinde kalır, ancak o zaman ne yaptığının farkına varırdı.
"Ve her şeye fazlasıyla yaklaşan yalnızca sen değilsin Alex, her ikimiz de fazlasıyla yaklaştık birbirimize. Sana öylesine yaklaştım ki, seni öylesine gözlemledim ki bu satırları okuduğunda enseni kaşıyacağını, ben bu satırlara bunu yazmasam fark etmeyeceğini biliyorum."
Alex'in ensesindeki eli durdu, kafasını mektuptan kaldırıp etrafa bakındı. Gözleri karşısındaki camda gezindi. Bu gibi bir şeyi uydurması imkansızdı, her daim izleniyor gibi hissetmesinin sebebi açıklanıyordu.
"Ve şu an belki de camlara bakındın, haklısın Alex. Bunları uydurmuyorum. Bunları biliyorum, biliyorum çünkü sen her zaman fazla dikkatsizdin. Bu işime geldi."
"Lanet olsun," diye mırıldandı Alex.
"Bu dikkatsizliğine rağmen hakkımda bunca delili toplayabilmen beni şaşırttı, buna yalnızca acemi şansı diyorum. Sana verebileceğim tek tavsiye ise bakış açını değiştirmen. Her şey bir oyundan ibaret. Aynen senin ve Alyona'nın sandığı gibi. Her şey bir oyundan ibaret."
"Sizin katili bulma adı altındaki çalışmalarınız daha gram ilerleyememişken ben her gece durmadan çalışıyorum. Sizi de öldürebilmek için. Normalde geleceği haber etmeyi sevmesem de şunu belirtmek isterim: Sen Alyona'dan önce öleceksin, öldürüleceksin. Kardeşinin gözü önünde. Ölüm planın tamamıyla hazır, yalnızca zamanın dolmasını bekliyorum."
Alex kaşlarını çatarak elindeki mektubu masasının üzerine koydu. "Bütün bunları neden söylüyor?" dedi kendi kendine.
Hala hiçbir şey anlamamıştı. Mektubu okumaya devam etti.
YOU ARE READING
13. Görev- TAMAMLANDI
Teen FictionKukla acı çekti, kukla öldü fakat kuklanın tahta ciğerleri nefesle doldu, kukla nefes almaya başladı. Kuklanın tahtadan kalbi atmaya başladı, tüm bunlarla beraber kukla hissetmeye başladı. Her seferinde fırlatıldığı yer bu kez acı verdi tahtadan kol...