42. Bölüm- Zıtlıklar

36 4 0
                                        

Alyona dizlerini kendine çekti, kollarını bacakları etrafına sardı. Uzun, kırık beyazı andıracak renkteki saçları rüzgarda uçuştu. Ne kadar süredir burada olduğunu bilmiyordu, tek bildiği Güneş'in batımına yakın hissedilen o hafif soğukluk hissiyle buraya geldiği, artık gökyüzünde yıldızların göründüğü şu anda bile burada olmasıydı.

Bugün 19 Ekim'di, onun doğum günüydü.

Aynı zamanda o kızın, tercih edildiği onun.

Gözleri perdesi çekilmemiş ve oldukça büyük pencereli evin içindeki görüntüdeydi, o kız, Anna, ayağa kalkmış, koltukta onu izleyen ebeveynlerine mutlulukla bir şeyler anlatıyordu.

Alyona'nın gözleri annesini buldu, onu bu evin kapısından, gecenin bir yarısı uzaklaştıran ve kovan, tehditler savuran, ondan nefret ettiğini bir saniye bile düşünmeden, vicdan azabı çekmeden dile getirebilen annesinin onu yüzünde büyük bir gülüşle izleyişine şahit oldu.

İstemsizce dişlerini sıktığını hissetti, gözlerinin dolduğunu hissetti.

Durmadan soruyordu, neyi eksikti ki onun?

Neden ondan nefret etmişti?

Küçük bir kız çocuğu ona ne zarar verebilirdi ki?

Gözünden akan yaşı sinirle sildi, ağlamayacaktı.

Gözleri onun sözünü dinlemedi, ardı ardına yanaklarından süzülen yaşları silemedi, sert bir rüzgar üşümesine sebep oldu, kulağına ezilen çimlerin sesi doldu.

Oldukça yavaş adım sesleri, yavaş nefes sesleri.

Tüm bunların kime ait olduğunu bildiği için dönüp arkasına bakmadı, zira bilmeseydi, yine de dönüp bakmazdı.

Bir vücut yanına oturduğunda ve aynen onun gibi, dizlerini kendine çektiğinde Alyona eliyle yüzünü sildi.

"Alyona, Alyona, Alyona." Duyduğu sesle hafifçe yanında oturan kişiye döndü. "Yine geldin canını her şeyden çok acıtan o yere."

Alyona yutkundu, hiçbir cevap vermedi.

Saniyelerce, belki de dakikalarca sessiz kaldılar. Alyona kendini tutamayarak konuştu. "Bazen gerçekten sorunun bende olduğu düşüncesini kafamdan atamıyorum Alex."

"Aksini söylemem hiçbir şeyi değiştirmeyecek, değil mi?"

Alyona hafifçe gülümseyerek başını iki yana salladı. Yumuşak fakat soğuk bir rüzgar aralarında dolandı, hafifçe uğuldadı.

"Kendini onunla karşılaştırma Alyona." dedi bu kez Alex. Onun da gözleri pencerenin ardındaki o mutlu ev tablosundaydı.

Alyona sesiz kaldı, gözleri pencerenin ardında dolandı.

"Duymamazlıktan gelme Alyona." dedi Alex hızla.

"Bu mümkün değil." dedi Alyona hızla.

"Gayet de mümkün." dedi Alex hızla. "O kızı bir tanrıça olarak görüyorsun Alyona, senin ondan hiçbir farkın olmamasına rağmen."

"Ondan hiçbir farkım yok." dedi Alyona hızla. "Çünkü ben bunun için uğraşıyorum Alex, çünkü ben farkında olmasam da bunun için uğraşıyorum. O sahip olduklarının farkında dahi olamayacak kadar aptal, benim sahip olmak için çırpındığım şeylere doğuştan sahip ve hala sahip olamadıkları için yakınıyor."

"İnsanlar böyledir." dedi Alex rahatlıkla. "Sahip olduklarıyla yetinmeyi bilmezler."

"Ama o-"

13. Görev- TAMAMLANDIWhere stories live. Discover now