34. Bölüm- Kukla

25 4 0
                                    

Selamlar herkeseee. Umarım iyisinizdir. 

Bu bölümde ilk defa, katilin işlediği bir cinayeti detaylı bir şekilde okuyacaksınız. Kitabı buraya kadar okuduysanız tahmin ediyorsunuzdur, bu basit bir cinayet olmayacak. İlk sahne ona ait olacağı için belirtmek ve sizi kısaca uyarmak istedim. 

Daha fazla tutmayacağım. Fikir, öneri veya sorularınızı yorumlarda belirtmeyi, oy vermeyi ve hikayeyi sevdiklerinizle paylaşmayı unutmayın. 

Öpüyorum, iyi okumalar!



Gökyüzünü yırtıp evlerini terk eden kar taneleri usulca süzülüyor ve ölmek istedikleri yere konuyorlardı. Sokak lambalarının sarı ile turuncunun harmanlanmış rengi, yeri beyaz bir örtü ile kaplayan, hala da kaplamaya devam eden ayak bileği boyunu geçen kar tanelerinin üzerine düşüyor ve kar tanelerine Güneş'i hissettiriyordu. 

Dimitri'nin sert adımları kar tanelerini eziyor ve botunun izini karla paylaşıyordu. İzler umurunda değildi, şu an canını sıkan tek şey soğuk havaydı. 

Soğuk bir rüzgar eşliğinde yumruğunu iki kere sıktı, ardından serbest bıraktı. Nefesleri sık değildi, durmadan attığını hissettiği nabzı canını sıkmaya başlamıştı, elinde olmadan çenesini sıktı. Bu ise sert yüz hatlarını daha da ortaya çıkartmıştı. 

Büyük ve sert adımları bir deponun önünde son bulduğunda elindeki siyah asa bastonuyla bir kez betona vurdu. Ardından siyah deri eldivenli eliyle deponun kapısını ittirdi. Büyük bir gıcırtıyla açılan kapının arkasından sızan gaz lambasının ışığı yüzüne vurdu, uzun ve heybetli gövdesi de deponun içinde onunla birlikte hareket etmeye başladı. 

İçeride attığı her adımın ardından asa bastonunu betona vuruyordu, adım sesleriyle birleşen bu tok ses, yerde bağlı olan kurbanının korku dolu inlemelerine sebep oluyordu. 

Yalnızca bir gaz lambasının aydınlattığı loş depoda başka adım sesleri duyuldu, ardından deponun kapısı büyük bir gıcırtıyla kapandı, kilitlendi. 

Dimitri'nin adım sesleri bu kez değişti, ayakkabısı taze kanla temizlendi. Derin bir nefes aldı, deponun kan, ceset ve rutubet kokan kokusunu içine çekti. Bağlı olan kurbanı ise sesini duyurmaya çalıştı. 

Dimitri alayla gülümsedi, siyah paltosunun cebinden çıkarttığı kibritle masanın üzerinde duran ikinci gaz lambasının fitilini ateşledi. 

Eline gaz lambasını alıp kurbanına doğru tuttu, kurbanının korku dolu gözüyle karşılaştı. Korku dolu gözleriyle değil, gözüyle. Tek gözünü korumuş ve diğer gözünü kuzgunlarına yem etmişti. Bunu yaparken de fısıldamıştı. 

"Kargalara uzuvları yedirmek için biraz yeme ihtiyacımız oluyor fakat bu kuzgunlar için geçerli değil." 

Elindeki gaz lambasını biraz daha yaklaştırdığında kurbanı korkuyla başını sağa çevirmiş ve gözlerini yummuştu. Dimitri bu kez kurbanının önce sağır ettiği, ardından kestiği kulağına bakıp gülümsedi. 

Sağ gözünü ve sol kulağını yok etmişti. 

Kurbanının karnına sert bir tekme geçirdi, kurbanı acıyla yere yattığında ve kendini korumaya çalıştığında bu kez kasıklarına tekme attı. Kurbanı cenin pozisyonunu aldı, bu kez ayağıyla kurbanın kafasına bastırdı. 

Çenesini sıktı, onun böylece ölmesinden korktuğundan gücünü fazlasıyla uygulamadan yere, kurbanına doğru eğildi. Kurbanı acıyla inledi, konuşması Dimitri'nin diline yerleştirdiği çiviler yüzünden fazlasıyla zordu. Dilini hareket ettirdikçe çiviler damağına batıyor ve saniyeler içinde ağzının kan gölüne dönmesine sebep oluyordu. 

13. Görev- TAMAMLANDIWhere stories live. Discover now