Hızlıca koşmaya başladım ama Scott'a yetişemiyordum. Bir şekilde daha hızlı koşuyordu.
"Koş Nicole!" Deniyordum ama nefesim yetmiyordu. Orada durdum ve nefes almaya çalıştım. Scott geri dönüp kucağına aldı beni. Hiç bu kadar hızlı birşeyle taşınmamıştım. Scott'ın koşmasının çok hızlı olduğunu bilmiyordum ama koştukça koşuyor,hızlı bir şekilde beni taşıyordu. Daha hızlı sonra daha da hızlı...
Evine girip kapıları kilitledik. Nefes nefese kalırken hemen camları kapatı. Nasıl bu kadar aktif anlamıyorum. Ben sadece nefes almayı çalışıyordum. Her saniye daha fazla korkuyordum. Çok fazla adrenalin yaşıyorum. Kimden veya neyden kaçtığımızı bilmiyorum fakat kötü bir şey olacak. Bunu hissedebiliyorum...
"Scott ne oluyor? Ben polisi arıyorum." Arayabileceğimi pek sanmıyorum çünkü elimi kontrol edemiyordum. Sanki bana karşı geliyor kurtulmamızı istemiyor gibi.
"Sakın Nicole. Sessizce nefes alıp ver yeter tamam mı? Polisi arayamazsın. Daha kötü olur. Güven bana..." İki yana salladım kafamı. "Hızlı hareket etmemeye çalış. Bu seni daha çok yorar." Yorulmamı mı yoksa ses çıkarmamamı mı istiyordu bilmiyorum ama onun dediğini yapmak zorundaydım. Hayatımızı tehlikeye atmak istemiyorum. Her ne oluyorsa bunu düzeltebiliriz.Küçük bir yerden başlamak lazım.
"Neden aramıyoruz?Onlar mutlaka herşeyi...herşeyi yakalayabilir. Neyden kaçıyoruz bari onu söyle.Dağ aslanından mı?" Cevap vermek yerine sadece ağzımı kapattı. Bu benim daha da korkmama sebep oldu.
"Sessiz ol. Geliyor..." Hiçbir ses çıkarmamaya dikkat ettim. Nefes alış verişim o kadar çok hızlıydı ki bizi ele vermişti. Kapı hızlı bir şekilde açıldı ve kırıldı. Heryer tuzla buz olmuş pencereler kırılmıştı. Bir adam nasıl bu kadar güçlü... Bu adam değil!
Sessizce ağlamaya başladım. Bana doğru gelmeye başladı. Korkuma engel olamıyordum. Elini yüzümde gezdirmeye başladı. Çok uzun tırnakları vardı. Bu sanki... Kurt pençesi gibi!
"Dur! Ona birşey yaparsan yemin ederim seni öldürürüm!" Scott hiç şaşırmamış,sanki her zaman onunla karşı kaşıyaymış gibi hareket ediyordu. Sakin değildi ama onun ne olduğunu ve nasıl öldürebileceğimizi biliyor gibiydi.
"Hahaha Scott. Sence bu mümkün mü?" Nasıl yani bu şey konuşabiliyor mu? Bu imkansız.
"Hatırlıyor musun sana daha bitmedi,bütün sevdiklerini elinden alıcağım ve öldüreceğim demiştim. Ve şimdi söz verdiğim şeye devam ediyorum." Kolunu havaya doğru kaldırdı. Tam bana vuracakken Scott onu yere doğru itti sonra ise masanın üstüne çıktı.
"Nicole git burdan!" Korkumdan hareket edemiyorum. Gitme şansım yüzde sıfırdı. Olduğum yerde kaldım. Titreyen ellerimle telefonumla 911'i aradım. Çalıyor ama cevap gelmiyordu. Tekrar denedim. Bı sefer ilk çalışta açtılar.
"Lütfen buraya gelin lütfen. Çok korkuyorum. Burda birşey var."
"Hanımefendi sakin olun ve bana nerede olduğunuzu söyleyin." Ağzımı açıp tam söyleyecekken ne olduğunu anlayamadığım şey telefonumu hızlıca elimden aldı. Avucunda kırdı.
"Hadi ama ben bu telefonu çak seviyordum." Dedim ama bana ters ters bakmaya başlayınca sözümü geri almak zorunda olduğumu anladım.
"Boşver gitsin!" Dediğimde Scott ne yaptığımı anlamaya çalışıyordu.Tekrar Scott'a döndü. Sinsi sinsi güldü. Onu hızlıca duvara itti. Duvarın çatlayışını hayretle izledim. Bu olamaz. Böyle şeyler hep film ve dizilerde gerçekleşiyordu.
Ona vuruyor,Scott'ın ağzından kan fışkırıyordu. Cesaretimi toplayıp belimde ki babamın silahını çıkardım. İyi ki yanımda taşıyorum bunu. Fakat içinde sadece bir tane mermi vardı. Yani yüzde elli yüzde elli şansım vardı. Yarı yarıya...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KEHANET
Mystery / ThrillerHayatın içinden bir genç kız... Saklı mektuplar,acı gerçekler... Ve aşkın romantik büyüsüne dair gizemli bir hikaye. KEHANET.Şimdi gerçek oluyor...