"Kaçmış!"

77 1 0
                                    

Scott'ı dinlemeden boynuna iğneyi sapladım. Scott'ın üstüme gelmesiyle kendimi yerde buldum. Ne yapıyordu bu?

"Sana yapma diyordum." Onu ayıran James oldu.

"Ne yapıyorsun sen?" Diye bağırdı James. Alaska ve Nicole Scott'a şaşkın şaşkın bakıyorlardı.

"Bu onu öldürebilir!" Diye bağırdı ve James'ın kollarından sıyrılıp bir köşeye oturdu. "Bu onu öldürebilir." defalarca bunu söylüyor ve sallanıyordu.

"Bizim istediğimizde buydu." Dedi James. "Yoksa senin istediğin bu değil miydi?" Bir şey ima etmeye çalışarak ona doğru yaklaşıyordu. "Planın ona bizi yem etmekti değil mi,ha?!" Dedi ve itti. Nicole onu durdurmaya çalışıyordu. En sonunda James durduğunda Scott'a dikkatimi ayırdım. Hala aynı şeyi sayıklayıp duruyordu. "Bu onu öldürebilir..."Nicole yanına gitti. Konuşmaya başladılar ama sessizce,duyulmuyordu hiçbir şey.

En sonunda Nicole buraya gelince Scott da telefonunu çıkarıp birisiyle konuşmaya başladı.

"Arkadaşıymış. Yıllar önce ölmüş yani onlar öyle biliyormuş. Adı Kevin,Allison'un sevgilisiymiş. O yüzden bana öyle davranmış."

"Neden ölmüş?" Diye sordum.

"Sormadım." Dedi. "Ama ona şuan için iyi davranmanızı istiyorum. Benim için." Kafamızı salladık. Bir yere oturup ne yapacağımızı düşünmeye başladım. Yanımda Alaska beliriverdi.

"İyi misin?" Dedi kafamı salladım. "Jamie sana bir şey söylemeliyim."

"Benimde. İlk sen söyle." demem ile Nicole'ün bağırmasını duydum."Bunun burda ne işe var." Ayağa kalkıp Nicole'ün yanına gittim.

"Nicole sakin ol. Onun ne yaptığını bende bilincindeyim ama eğer burda canlı olarak karşında duruyorsam onun sayesinde."

"Onu affedemem." Diye bağırmaya devam ediyordu.

"Affetmeni istemiyorum. Sadece bağırma,şimdilik. Sonra sana karışmayacağım." Kafasını salladı ve Scott'ın yanına gitti. Bende tekrar oturduğum yere oturdum.

"Söyleyecek misin?" Dedim Alaska'ya. Yüzündeki tereddütü görebiliyordum.

"Boşver. Sen ne diyecektin?" Cesaretimi toplayıp diyeceklerimi düzenledim.

"Kaçırıldığımda hep seni düşündüm. Sana yaptığım yanlışın hayatımdaki yerini." Dedim ve cevap vermesi için bekledim. Cevap vermeyince devam ettim. "Yaptığım tam bir aptallıktı. Farkındayım. Ama bir daha yapmayacağıma söz veriyorum."

"Patates kızartması gibi mi?" Diyip hafifçe güldü. Aramızda bir espirisi vardı. Bir de benim beceriksizliğim... Bana sarıldığını hissettiğimde bütün bu olanlar hiç olmamış gibiydi. Herşeyi unutmuştum. Tekrar doğmak gibi... "Beni bir daha asla bırakma,tamam mı?" Başımı salladım.

"Bir daha asla seni kıracak,üzecek hiçbir şey yapmayacağım. Söz veriyorum." Diyerek ona dahada sıkı sarıldım. Bu pekte uzun sürmedi çünkü etrafta bağırmalardan sonra gelen insanlar görüyordum. Bunlar Scott'ın arkadaşlarıydı.

"Kevin nerde?!" Diyerek bağırdı Allison. Sonra yerdeki halini görünce çığlık atmaya başladı. Yanına yaklaşınca kendini iyice bırakarak ağlamaya başladı. Ben ne yapmıştım? Bu kızı bu kadar üzecek bu kadar perişan edecek ne yapmıştım? "Ne yaptınız ona?" Diye ortaya laf attı. Ben gerçekten çok kötü birşey yapmış,bir kızı daha üzmüştüm.

"Getirdiniz mi?" Dedi Scott. Isaac elindekileri ona uzattı. Ne yapacaklar bunlar?"Bunu ben yapamam." Dedi tekrar. İsmini bilmediğim biri iğneyi Scotttan alıp hemen benim sapladığım bölgeye, boynuna sapladı.

Herkes nefesini tutmuş onu izliyordu. Acaba ne olacaktı. Ayağa kalkabilecek miydi? Ya kalkamazsa? Ya bu kızın üzüntüsünün devamı olursa...

~Nicole tarafından~
Herkes Kevin denilen çocuğa odaklanmış durumdaydı ben ise Jamie'ye. Çok korkuyordu. Bunu anlamak için zihin okumama gerek yoktu. Ona acı çektiren birisinin ölmesini istemiyor muydu yani? Çok... Çok gergindi.

Bakışlarımı Scott'ın üstüne cevirdim. Aynı gerginlik ondada vardı. Jamieden daha fazla üzülmüş, hatta gözü kızarmıştı. Acaba aynı şey James'ın başına gelseydi ne yapardı? Gerçi Jamie kaybolunca ağlamıştı ama onu gördüğünde sarılmamamıştı bile.

Scott'ın da neden üzüldüğünü anlayamıyordum. O çocuk sevdiği herkesi öldürmekle tehdit etmişti. Nasıl bu kadar yumuşayabilir ki ona karşı.

"Dikkatli ol!" Bu babamın sesiydi. Beni uyarıyordu.

"Bunu duydunuz mu?" Dedi Alaska. "Brad'in sesiydi." Dediğinde Allisondan hırlama sesi geldi. O da mı kurttu? Bu kurtların babamla ne alıp veremediği var?

"Dikkatli ol mu?" Dedim büyük bir şaşkınlıkla. Başını sallamasıyla dona kaldım. Ya o buradaysa? Ya zihnimde değil de dışarıdan geliyorsa bütün seslendiği kelimeler? Ona kavuşacaktım. En sonunda kokusunu içine çekebilecektim...

Heryeri didik didik aradım. Ağaçların arkasını, çalılıkların ardını... Ama yoktu. Bulamıyordum onu ne kadar çabalasamda.

"Yapmayın bu sadece bilincinizden gelen bir ses. Yani aslında bunu kendinize nasıl duymak istiyorsanız öyle söylüyor, öyle duyuyorsunuz." Jamieden bilimsel açıklamalar geri dönmüştü. Ama bu sefer yanlış olma ihtimali vardı. Çünkü hiç ummadığım zamanda geliyordu bu sesler.

"Uyandı!" Dedi içlerinden bir tanesi. Bu sırada kendime dikkatli olmamı söylüyordum. Farkında olmasamda James'ın yanına gitmiş kolundan tuttuyordum. Aynı Mia gibi... Annem kızdığında kolumu tutar ve saklanır gibi yarım yarım bakardı.

"Korkma," Diye fısıldadı James "korkmak cesurlara yakışmaz."

"Cesur olduğumu sanmıyorum." Cesur muydum ben?

"Öylesin." Dedi Kevin yavaş yavaş doğrulurken. Bu benim dahada gerilmeme neden oldu. Bunu Allisonda görüp gözlerini devirdi. Gerilmem normal birşeydi. Bu çocuk babamın intikamını bizden çıkaracaktı ve söylemek istemesemde gerçekten güçlüydü.

"Yemez merak etme." Diye bağırdı Allison bana sesini duydurmak için.

"Pek sanmıyorum." Dedim. Bu kızın derdi neden hep bendim?

"Allis-" sözünü kesmek zorunda kalmıştı Allison. Çünkü biraz önce ölümden dönmüştü ve yorulmasını istemiyordu.

"Dinlen... Konuşma." Ağlıyor muydu?

"Çok özledim..." Allison bu sözler üzerine duramayıp sarılmıştı. Biraz duygulansamda bu çocuğun yaptıklarını hatırlayınca herşey bitmişti.

"Bizi yalnız bırakabilir misiniz?" Dediğinde cevabı herkese söylemişti ama ben cevap vermek yerine diğerlerinin yüzüne bakmayı tercih etmiştim. Hepsinin yüzünde soru işareti vardı. "Lütfen..." Bu rica değil yalvarıştı. Ne olabilirdi ki? Sevdiği kızı mı öldürecekti? Saçma! Yanlarından ayrıldığımızda ona ne olacağını konuşuyordu herkes. Dağılmış bir vaziyetteydik. Herkes ayrı ayrı oturuyordu. Jamie ve James'da dahil. Ben James'ın, Alaska Jamie'nin yanında oturuyorduk.

Alaskayla aynı şeyleri düşünüyorduk. Neden hala sarılmadılar? Göz teması kurup birşeyler anlatıyorduk.

Scott'a gözüm takılmıştı. James ve Jamie'nin de. Alaskada bizi görünce oraya bakmaya başladı. "O ölmedi." Diyip gülümsemişti kendi kendine. James ve Jamie göz göze gelmişlerdi. Sonunda!! İkisininde ayağa kalktıklarını görünce içim rahatlamıştı. Birbirlerine sımsıkı sarılmışlardı. Uzun süre sarıldıktan sonra Alaska'nın yanına gidip konuşmaya başlamışlardı. Buna biraz alınmıştım ama onların benden önceki yaşantılarını göze aldığımda bunun normal birşey olabileceğini düşündüm. Onlara bakarak gülümseye başladım. Bu çok garipti. Farkında olmadan gülümseyişim hiç böyle olaylarda olmazdı.

Alaska yalnız olduğumu idrak edip yanıma geldi. Kolunu omzuma attı. Bende ona sarılmaya başladım. Bütün bu olayların üstüne bu çok iyi gelmişti.

"Çocuklar, bir sorunumuz var!" Herkes Isaac'e bakıyordu. Başıyla Allison'ın olduğu yere göstermişti.

"Kaçmış." Dedi James. Bütün herkes koşmaya başlamıştı. Bir kişi hariç...

KEHANETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin