Herkes ayaklanmış bize bakıyordu. Koç kendini rezil hissediyor, bir oyana bir bu yana gidip geliyor. Ağzından çıkan küfürlerin ardı arkası bitmiyor,sinirden çatlıyordu. Kim bilir takımdan atmayı düşünüp duruyordur.
Etrafa baktığımda Alaska ve Nicole'ün yerlerinde olmadığını anladım sonra görüş alanıma o çocuk girdi. Diğer takımın kaptanı. Kaptan sıfatını hiç taşıyamıyordu. Çocuk elini boğazına götürerek keser gibi yaptı. Bu sanırım öleceksiniz anlamını taşıyordu.
Tüm bu kavgaların sonunda maçın başlayacağını tahmin etmiyordum. Erteleneceğini düşünüyordum aslında. Nicole'ün bana doğru endişe dolu bakışlarla geldiğini gördüğümde bir an için mutlu olmuştum ki ayağa kalktığımda yanımdan geçip hemen solumda oturan James'a gitti. Ben şimdi rezil mi olmuştum? Ben!
Bozuntuya vermemek için aileme iyiyim işareti yaparak yerime oturdum. Bunu herkes yemişti. Fakat o dışında. Kaptan çocuk bana bakıp kafasını iki yana sallayıp güldü. Ondan nefret etmemi sağladı. Şuan hemen gidip ona yumruğumu geçirmek istiyordum ama dönüşümümü kontrol edemememden korkuyordum. Sahaya odaklandım ve Isaac'in iyi bir iş çıkarmasını diliyordum.
"Sen ne yaptığını sanıyorsun?"diye cırladı Alaska. Ne bir cevap ne de bir tepki göstermedim. Sahaya odaklanıp sadece Isaac'in bulabilmesi için dua ediyordum. "Hey sana diyorum! Bana dalmış numaraları yapma!" Bağırması kulağımı mahvederken beni eliyle sertçe sarsmaya başladı. Kolunu sıkıca tuttum ve döndürdüm. Kolu tam kırılma aşamasına gelince hemen bıraktım. O sırada James sinirlenmiş Nicole de onu sakinleştirmeye çalışıyordu.
Alaska bana vurmaya devam ederken ben ondan kurtulup James'ın karşısına geçtim. "Senin yüzünden burda birşey olursa seni affetmem! Sabahtan beri okulda dört dönüp seni arıyordum!" Sinirlice diyerek üstüne yürüdüm.
"Ne?" Diye söze karıştı Nicole. Durumun ciddiyetini daha yeni anlamışlardı. Onlara yaklaşıp.
"Karşı takımda bir kurt adam var." Diyerek fısıldadım ve soyunma odasına gittim.
Çıldırmak üzereydim. Ya olay çıkartır ve bende ailemi korumak için dönüşürsem. Onları hayal kırıklığına uğratırdım. Beni görürlerdi. Kurt adam olduğumu... Kardeşim benden kaçar,korkardı. Babamın ve annemin beni reddeceğini bile düşünüyorum. Tamamen ailemden bağımsız yaşayacağım demekti bu. Buna izin vermeyeceğim.
Sinirle dolaba vurduğumda karşımda John'u gördüm. Biranda karşımda görünce bir an ürperdim.
"Sakin ol kaptan, benim." Anlamsızca ona baktım. Ne işi vardı. Gidip diğer yedeklerle birlikte oturmalıydı. Gerçi benimde ama... "Koç seni çağırıyor." Dediğinde içinde bir umut yükseldi. Koşarak koçun yanına gittiğimde sert bir yüz ifadesini görünce az olan umudum daha çok dipe düştü.
"Hazırlan birazdan maça çıkacaksın." Demesiyle yüzümde bir tebessüm beliriverdi. Gidip başıma kaskımı taktım. Sonra James'ı karşımda buldum.
"Git ve onu bul." Dediğinde oyuna girmemi onun sağladığını anladım. Başımı salladım ve koçun komutuyla oyuncu değişikliği sayesinde sahaya çıktım. Direk Isaac'in yanına gittim.
Bana baktı ve "Oyun şimdi başlıyor."
~Nicole tarafından~
Oyuna girmişti acaba halledebilir miydi? Gerçi neyi halledecekti? Ortada bir ipucu var mıydı? Belki sadece lakros oynamak isteyen bir kurtadamdır? Koçun öldürücü bakışlarını üstümde hissettiğimde burada durmamam gerektiğini anladım. Alaska'yı da peşimde sürükleyerek tribünlere oturdum.
Yanında orta yaşta birkaç kadın vardı. Diğer yanımda Alaska ve onun yanında bizim yaşlarımızda birkaç kişi vardı. Hepsinin gözlerinin ikimizin üstünde olması beni rahatsız etmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KEHANET
Mystery / ThrillerHayatın içinden bir genç kız... Saklı mektuplar,acı gerçekler... Ve aşkın romantik büyüsüne dair gizemli bir hikaye. KEHANET.Şimdi gerçek oluyor...