Söz

14 0 0
                                    

Akşam olmuş herkes yerlerine geçmişti. Henüz hiçbir hareketlenme yoktu. Gece olmuş yıldızlar çıkmıştı. Ayakta kalmaktan yorulmuştum. Nöbet saatimiz dolmuştu. Yerime bir kız geldi. Bu nedenle bir köşeye oturdum.

Yanıma Cassidy geldi. "Bak ben de üzgünüm. Sana bağırmamam gerekiyordu ama bazı konularda sinirliyimdir ve buda değişmez. Seni tanımadan yargıladım özür dilerim." Dedi.

"Önemli değil."

"Adım Cassidy Mia. Ama ben Cassidy'i kullanıyorum." Mia mı? Babam demek ki ondan bahsetiyordu defterde. "Babamla birlikte buraya geldim. Sonrada ayrıldık ben başka bir karargaha  o başka bir karargaha gitti. Bana anlattığına göre sizden hiç ayrılmak istememişim, ağlamışım. Her gün annemle konuşmak istiyormuşum. Fakat sonra sizi unuttum. Çünkü babamı üzdüğünüzü düşündüm. Sadece onun için güçlü kalmayı düşünüyordum artık. Artık sık sık göremiyordum onu. Bir süre sonra hiç karşılaşmamaya başladık. Sonrası ise  kardeşimden öldüğünü duymak oldu." Dedi ve gözyaşlarını sildi. Derin bir nefes alıp gülümsedi gökyüzüne baka baka.

"Babamız yaşıyor olabilir. " dedim. Bana doğru hızlıca döndü.

"Neden bahsediyorsun?  Onun öldüğünü sen söylemiştin. Şimdi gelip bana ölmediğini mi söylüyorsun?"Dedi. Bunu duyan James bize doğru geldi. 

"Emin değiliz."Dedi.

" Sen de mi biliyordun James? Neden söylemediniz?" Dedi ve bana baktı.

"Umutlandırmak istemedik. Bunun hayaliyle yaşamak çok zor, emin ol. "Dedim omzunu sıvazlayarak.

" Dalga mı geçiyorsun? Benim ne kadar üzüldüğünü görmüyor muydunuz? Bir kez daha size güvenmemem gerektiğini anladım." dedi ve yanımızdan uzaklaştı.

Ne yapacağımı ne söyleyeceğimi bilmiyordum. Belki de her şey benim yüzümdendir. Benim hatalarım,benim sözcüklerim,benim var oluşum...

Neden artık hiçbir şeyi doğru yapmadığımı düşünüyorum? Tek bir açıklaması vardır ki oda beni daha çok umutsuzluğa sürükledi. Düşüncelerimi hapsolmuş durumdaydım. Elimden sadece düşünmek geliyordu.

James yanıma oturdu. Omzuna başımı koydum. O da koluyla sardı beni. "Biliyor musun James, Sen çok kötü bir yalancısın. Kimsenin ölmeyeceğini söyledin ama bunun gerçek olmadığını gözlerinden belli oluyor." Dedim ve ona baktım. Hiçbir şey demedi. Çünkü doğru olduğunu biliyordu.

"Nicole söz vermeni istiyorum." Dedi birkaç dakika sonra. Ne diyeceğimi şaşırmıştım çünkü bir anlam yükleyememiştim.

" Ne için?"

"Bir gün ölürsem gülümseyeceksin,söz ver." Başımı sallayacak oldum ama buna izin vermedi. "Söz ver." Sonunda pes ettim.

"Söz..." Deyiverdim. "Sende söz ver o zaman."

"Veremem." Dedi. Çok kızmıştım.

"Çok mızıkçısın James. Söz vermeni istiyorum. Bir gün ölürsem gülümseyeceksin ve hayatına olduğu gibi devam edeceksin." Dedim yineleyerek. Kafasını salladı ama bu bir cevap değildi. Başımı öptü ve daha sıkı sarılmaya başladı.

"Seni çok seviyorum Nicole. Yanında olmak mutlu ediyor beni. Sen benim karanlığı aydınlatan yıldızlarımdan en parlağısın." Dedi. Bu sözünden sonra ona daha sıkı sarıldım. Tam o sırada ikimiz de aynı anda gökyüzüne baktık.

Koskocaman ayın çevresindeki yıldızlara baktık. Bu gece yıldızlar bizim için parlayacak. Bir yıldız kaydı hemen. İkimizde fark etmiş olmalıydık ki tebessüm ettik.

KEHANETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin