Rüya

27 0 0
                                    

Herkes çok yorgundu. Hep birlikte evime gidiyorduk. Çok kötü hissediyordum kendimi.

"Tuzağa düşürecektiler. Allison söyledi. Kevın demiş. Gerçi ben düşmediğimizi düşünmüyorum." Dedim. James kolumu sıvazladı ve saçımı yani başımı öptü.

Geldiğimizde kapının önünde yapışkan bir kağıtla not bırakılmıştı. Annem bu gün nöbete kalacağını yazmış. Anahtarımı çıkarıp kapıyı açtım.

"Girmeyecek misiniz?" Dedim içeri girerken. Gelmeye pek niyetleri yoktu.

"Jamie ile olmam gerekiyor. Biliyorsun ona söylemem gereken şeyler var. Ama sende tek kalmamalısın. Öyle değil mi James?" Dedi Alaska ve onu itti.

"Ha evet. Ben burda kalayım. Seni yalnız bırakmak olmaz." Dedi Alaska cimcikledi bu sefer. James derin bir nefes aldı. İlk Alaskaya sonrada bana baktı. "Yani seni yalnız bırakamam." Yüzüme yayılan gülümsemenin nedenini bilmiyordum.

"Tamam o zaman görüşürüz." Dedim. Neden sevindiğime anlam veremiyordum. James ile içeriye girdikten sonra kapıyı kapattım. Kanepeye yönelen James'a baktım. Gidip yatmıştı.  

"Ben birşeyler atıştıracağım sende ister misin?" Dedim. Başını televizyonun yanında ki cdlere dikti. Yerinden kalktı ve cdlerin olduğu yere emekleyerek gitti. Bu durum hem sinir bozucu hem de komikti. Niye cevap vermiyordu?

"Supernatural 4. sezon. Mısır var mı?" Bunca zaman bunun için mi düşünmüştü? Kafamı salladım ve mutfağa doğru yol aldım. Mısırlar olurken bende onu izlemeye başladım. "Ne oldu?" Diye sordu. Ne diyeceğimi şaşırmıştım.

"Hiç... Hiçbir şey olmadı." Kekelemeye başladım. Nasıl hemen benim ona baktığımı anlayabiliyordu?  Gülerek bana bakmaya başladı. Bunda gülünecek ne var? Kafamı kaşıdım ve önüme döndüm.

Patlamış mısırlar olunca hemen izlemeye başladık. Gerçi ona bakmaktan izleyemiyordum. Ben Supernatural izleyemiyordum! Dean'e hakaret etmiş gibi hissediyordum.

"Korkmam." Dedi gözünü televizyondan ayırmadan. Olayı anlamadım. "Ne?" Dedim büyük bir refleksle.

"Eğer korkuyor muyum diye bakıyorsan boşuna bakma,korkmam." Başımı salladım. Aslında hiç bunu düşünmemiştim. Sadece ne kadar özenle yaratıldığına bakıyordum. Saçlarının dağınıklığına,birbirine karışan kirpiklerine...

"Ya sen? Sen korkuyor musun?" Dedi. Hiç düşünmeden cevap verdim. "Yaşadığımız onca şeyden sonra mı? Hayır. Eskiden çok korkardım fakat Dean ve onun yakışıklığı için dayanırdım." Dedim. İkimizde güldük. Hatta o kahkaha bile attı.

"Peki neden Dean'i izlemiyorsun? Yoksa ondan daha yakışıklı birini mi buldun?" Dedi ve tebessüm ettik. "Önüne dön." Dedim ve parmağımla başını televizyona doğru çevirdim. Fakat bölüm boyunca güldü. Bu durum fazla sıkıcı oldu.

"Tamam artık ben izlemiyorum." Dedim. Güldüğü için sinirlendiğimi fark etmişti. "Zaten bana bakmaktan izleyemedin." Dedi ve güldü. Arkamdaki yastığı ona doğru atıp Mia'nın odasına girdim. Melekler gibi uyuyordu. Yanındaki gece lambasını kapatıp odasından çıktım. Gözüm salondaki James'a takıldı. Hala gülüyordu.

Yanına gidip patlamış mısırı koyduğum tabağı aldım ve mutfakta ki lavabonun içine koydum. O sırada James'ın telefonu çaldı.

"Efendim. Ne planı? Tamam,geliyorum. Hayır o gelmemeli. Onu karıştırmayın. Çok yoruldu buna alışık değil. Tamam,bekleyin." Dedi ve ayağa kalktı. Karşısında beni görünce pek hoşnut olmadı.

KEHANETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin