Allison... Allison yerinden kıpırdamamıştı. Bu benim çok dikkatimi çekmişti. Onu bir yıldır görmediğini varsayarsak bırakmazdı bir daha. Onun yanında durmayı tercih ettim.
"Onunla en son sen konuşmuştun değil mi?"diye sordum. Başını salladı.
"İyi de ne alaka şimdi?" Dedi. Tedirgindi. Onun yaptığı hemen anlaşılmıştım.
"Nereye gittiğini söyle!" Diye bağırdım artık dayanamıyordum. Onun ölmesini istemeye daha çok yakındım.
"Jamie'i kaçırdığı yere. Orada sizi tuzağa düşüreceğini söyledi." Ona daha sert baktım. Hatta iğrenmiştim. Bunu arkadaşlarına nasıl yapar? Okumu da alıp onlara yetişmeliydim.
"Onu bulduğumda bırakmak istediğimi sanıyorsun. Onun bir daha ölmesine izin veremezdim. Onu öldürecektiniz!" Tam o sırada sinirlendim ve onun yanına döndüm.
"Sen tam bir bencilsin Allison! Scott'ın burda ne kadar çok korktuğunu kendi gözlerimle gördüm. Onu öldürmeyi aklından bile geçirmemişti." Dedim ve koşmaya başladım. Sonunda onları fabrikaya yakın bir yerde buldum. Onunla konuşuyorlardı. Bu asla bir çözüm değildi.
Gümüş oku makaralı yayıma takıp isabet edecektim ki Scott'ın sesi beni durdurdu. Ama hala ona doğru tuttuyordum.
"Nicole sakın! Bu meseleyi konuşarak halletmeliyiz!" Dedi ama bunların hiç birinin tuzak olduğunu bilmiyordu.
"Bunların hepsi bir tuzak!" Diye bağırdım.
"Scott beni vuracak,yardım et bana!" Dedi Kevin sanki çok masummuş gibi konuşuyordu. Bir bana bir ona bakıyordu.
"Nicole indir o yayı!" Diye bağırdı. Yavaşça indirdim.
"Beni öldürmeye geldiniz." Dedi Kevin. Onu öldüreceğim!
"Hayır seni kurtardılar!" Dedim ona yaklaşarak.
"Sakın gelme yoksa bu fabrikayı yakarım!" Dedi elindeki çakmağı göstererek.
"Benzin döktüğünü görmedim. Nereden bilelim yalan söylemediğini?" Dedi Jamie.
"İstersen Isaac'e sor." Dedi Kevin. Bu çocuk gerçekten sinirimi bozmuştu.
"Benzin kokuyor." Dedi Isaac. İyi de bize ne? Olduğum yerden aşağı doğru inerek Scott ve diğerlerine yaklaşmıştım.
"Bundan bize ne? Yakıyorsan yak!" Diye bağırdım. İyice sinirlenmeye başladım.
"İstersen tekrar düşün." Dediklerine anlam yükleyemezken o devam etti. "İkiniz de Brad'in sesini duyduğunuzu söylemiştiniz. Neden ölü bir adamın sesini duyar ki insan. Belkide şuan içeride bir yerde kızının adını sayıklıyordur? Ne dersin buna?" Babam... Ölmemiş mi? Onu bu adi herif mi kaçırdı? Bunlar sinirimi alt üst etmişti. Sinirimden mi yoksa duygusal olduğumdan mı bilmiyorum ama göz yaşlarım artık oldukları yerden çıkmıştı yavaşça.
"Nicole ona inanma. Yalan söylüyor!" Dedi James. Herkes onu onaylıyordu. Bir tek ben ve Kevin birşey söylememiştik. Scott'a döndüm. Onlar anlayabiliyordu değil mi?
"Duygularını saklayabiliyor." Dedi. Yayımı tekrar ona karşı kaldırdım.
"Babamı çıkar oradan!" Diyerek bağırdım. Herkesin sakinleşmemi isteyen cümlelerini duyuyordum ama Kevin babam için ağladığım bütün göz yaşlarımın öcünü alacaktım.
"Şşşş biraz daha nazik olmalısın." Dedi elinde çakmağı sallayarak.
"Babamı çıkar." Dedim bu sefer. Hayır anlamında kafasını salladı. Artık sabrım kalmamıştı. Koluna bir tane ok attım. Acıyla inleyişini umursamayarak içeriye girdim. James'ın arkadan geldiğini gördüm. Her tarafı didik didik arıyordum. Babama ait hiçbir şey göremedim. Dışarıya çıktık. Kolunun iyileşmesi için bir takım şeyler yapıp üstünü bir bezle kapatıyorlardı.
Yanlarına gidip yakasını tuttum Kevin'ın. "Babam nerde?" Diyerek onu sarstım. Her ne kadarda uzaklaştırmaya çalışsalarda bırakmıyordum yakasını. En sonunda Scott kurt gücünü kullanarak uzaklaştırdı.
Kevin alaycı bir gülümsemeyle "Sorun ne biliyor musun Nicole? Onu hiçbir zaman bulamayacaksınız."
Sinirlenmiş ve ona doğru giderken James kolumdan tuttu. "Bunu istiyor. Yapma." Dedi. Ağlamam tam durmuşken tekrar ağlamıştım. Bu konuda 'sulugöz' olmuştum. James'ın önünde durmuştum. Ellerimi sıkıp karnına koydum. Oda beni kollarıyla sardı. "Şşşş ağlama..." Diyerek sakinleştiriyordu. Birlikte bir yere oturduk.
Isaac ayağı kalkıp bize baktı. "Onu bizim sürünün bulunduğu yere götüreceğiz. Zarar vermenize izin vermeyeceğiz!" Dedi. Tam o sırada Allison koşarak geldi bulunduğumuz yere. Kevin'a sarıldı. Onlardan nefret ediyordum. Bunuda izleyecek değildim. Hışımla James'ın kollarından çıktım. Hızlıca koşmaya başladım. Arkamdan James geldi ve beni durdurdu.
"Nicole dinle! Eğer Brad ölmediyse onu bulacağız. Kevin'a kulak asma."
"Eğer bulmazsan seni öldürürüm." Dedim ve sarıldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KEHANET
Mystery / ThrillerHayatın içinden bir genç kız... Saklı mektuplar,acı gerçekler... Ve aşkın romantik büyüsüne dair gizemli bir hikaye. KEHANET.Şimdi gerçek oluyor...