5. Bölüm - "Ölene kadar ölümsüzüz"

891 410 1K
                                    

Merhabaaa👋

Umarım sevdiğiniz bir bölüm olur. 🥰

Satır aralarında beni yalnız bırakmayın. Yazanları büyük hevesle okuyorum...🥳🤩

Keyifli okumalar. 🖤



"Kendine geliyor," dedi bir ses. Heyecanlıydı, biraz da mutlu. Gözlerim aralanmakta ne kadar ısrarcı olsa da bedenim o kadar yorgundu ki uyumam için her hücrem ısrarla beni uykuya davet ediyordu.

Elimin üzerindeki eli sıkıca kavradım. Canım çok yanıyordu. Göğsüme batan onlarca diken vardı, omuzumun üzerindeyse yüklerimden hallice bir ağrı...

Küçük bir inleme döküldü dilimden. Gözümü zorla da olsa açtığımda hemen kapadım. Işıklar çok rahatsız ediciydi. "Çok şükür," dedi daha olgun bir ses ve yeniden açtım gözümü. Soner ve Aren yanı başımda, diğerleriyse yatağın uç kısmında bana merakla bakıyorlardı. Elimin üzerinde tüyden hafif bir dokunuş daha hissettim. Aren'in elleri, ellerimi himayesi altına almıştı ve var olan tüm gücümle elimi çektim.

Bozuntuya vermese de bozulmuştu. "Ne zamandır buradayım?" Diye mırıldandım. En son olaylar gözümde bir bir canlanmıştı ve o anı yeniden yaşamışım gibi bir his ele geçirmişti beni.

"Bir haftadır yoğun bakımdaydın Sare. Birkaç saattir de buradasın işte. Uyanmanı bekliyorduk, çok korktuk," dedi İlke.

"Bir haftadır mı?" Diye sordum şaşkın bir tonlamayla normal olarak. Çünkü bana saatlerdir buradayım gibi gelmişti.

"Evet," dedi tarazlı sesiyle Soner. Şaşkınlıkla ona baktım. "Sen ne ara polislerden kurtuldun, ya da siz mi demeliyim?" Deyip Ayaz ve İlke'ye bakındım. Hepsinin yüzünde buruk bir tebessüm belirdi.

"Bu halde bizi düşünmemelisin Sare," dedi Ayaz.

"Bence de harcarlar kızım seni. Bu kadar düşünceli olma, kendi derdine düş," dedi Giray. Daha ne kadar harcanabilirdim ki?

"Ölmemişim işte, abartmaya gerek yok," dedim umursamadan. Soner başını iki yana sallarken Ayaz al işte der gibi elini hava da sallamıştı. Aren'se yeniden elimi tutmak için yeltenmişti ama elim yumruk halini aldığından bu eyleminden vazgeçmişti. Israrla elimi tutmak istemesi çok saçmaydı.

"Yalnız saatlerdir bekliyoruz uyanmanı ama nedense Aren gelir gelmez uyandın. Alınacağım Sare," dedi Giray tüm boş boğazlığının ona verdiği yetkiye dayanarak. Bedenimdeki ağrılardan haberdar mıydı? Kim olsa uyanmazdı.

"Boş yapıyorsun yine Giray kes!" demiştim sadece. Çekilmiyordu, Giray asla çekilmiyordu. Tamam yeri geldiğinde bende çekilmiyordum ama onunki ayrı bir konuydu.

"Ağrın var mı?" diye sordu Aren. Kısık sesinde derin bir merak vardı. Başımı sallamakla yetinmiştim. Soner araya girip "Göğsünde ki kurşun bir milim daha ileri gitse kalbine denk geliyormuş Sare. Ameliyatın çok zorlu geçti. Yoğun bakımdayken bir türlü yaşamsal tepkiler vermedin. Ta ki bu sabaha kadar..." dedi.

"Yıldızlar Sare, sen olmadığın zaman sönük, anlamsız. Ama onlar üzerinden seni izlemekte bir o kadar güzel," dedi Umut uçurumun üzerinde uzanmış, ayaklarımızı boşluğa doğru sallarken. Yana doğru dönüp özlemle zeytin karası gözlerine baktım. Geceye meydan okuyacak kadar parıl parıldı.

"Yıldızların üzerinde seninle olmak istiyorum Umut. Ben yeryüzünde sensiz nefes almak, şarkı söylemek istemiyorum," dediğimde gülümsedi.

"İnsanlar yıldız haritaları çıkarmış, yollarını bulamamış yönlerini belirlemiş, dağ aşmış, tepe aşmış onları kendine yön bilmiş. Ama kimse bakmamış Sare, baktığını sananlar görmemiş. Ama sen yeryüzünde yıldızları gören nadir kişilerdensin, beni görensin... Yanıma gelirsen yıldızlar kendini gören bir çift gözü kaybedecek," dedi.

SARENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin