Herkese merhabaaa👋
2023'in ilk saatinden sesleniyorummm🥳🖤
Bu saatte bölüm mü olur demeyin. Vallahi olmaz ama oluyor. Amacım Saren'e 2022'de son yeni bölüm atmaktı ama yetişemedim, ilk gününe nasip oldu.
Yeni yılın hepinize hayallerini yaşarken bulduğu bir yıl olmasını diliyorum. Hepinize nice güzel seneler olsun. 🖤
Keyifli okumalar canlarım.🖤
💫Elimde tuttuğum kağıtta yazan satırlar var ile yok olmak üzerine yazılmış aynı sayha da içime işlerken, ellerim de titrememek için kendi kendine bir çaba veriyordu.
Buruşturup avucuma hapsettiğim kağıda merak duyan gözlere, hareketimle öfke de bulaşmıştı. Ellerimi ardıma sakladım. Soner bana birkaç adım atmıştı ki boşta kalan elimle onu durdurdum.
"Özel Soner. Sizlik değil," deyip terastan çıktım. Merdivenlerden inerken merdiven boşluğuna başka ayak sesi de karışmıştı. Aren'in "Sare dur," çağrısına cevap vermeden eve girip kendimi odama kapattım.
Aren, kilitlediğim kapıyı zorlarken bir şeyler söylüyor ama duymuyordum. Elimdeki kağıdın ağırlığından kurtulmak istiyordum. Her kelimesi, her harfi ağırdı. Elim değil, kalbim taşıyamıyordu.
Kağıdı açıp masanın üzerinde çekiştirerek düzenledim. İlk dörtlüğü bize aitti ama sonraki ikisini kadın kendisi eklemişti. Beni şaşırtan bu da değil, bunu bilmesiydi. İmkansızdı.
Çünkü bu bilmece benim olduğu kadar babama da aitti.
Birçoğunun olduğu kadar babamda benim gözümde kahramandı. Ama böyle kötülüklerden koruduğunda gözümde oluşturduğum bir kahramanlık hikayesi değil bu. İyilerden, en yakınından bile sakınan türden bir kahramandı benim babam.
Kırk yaşındaydı öldüğünde ama o hep benim yaşımdaydı. Beş yaşında. Evde annemin yasakladığı her oyunu oynardık. Kahramanımdı benim işte, annemin yasağını beraber kırar sonra beni anneme karşı korurdu. Annem yüzü bize dönükken gülmemeye çalışarak kızardı ama ardını döner dönmez gülmeye başlardı.
Top oynar, ip atlar, onun zamanındaki taso oyununu ve daha nicesini oynardık. Bazen gülme yarışı yapardık. O kadar gülerdik ki ilk kim pes ederse o kaybederdi. Bazense aralıksız göz kırpardık ya da önce kim yemeğini bitirecek der yarışırdık. Her şeyimiz oyundu ve kim pes ederse kaybederdi.
Ve her oyunumuzun bilindik bir bilmecesi vardı. Anlaşmaya göre oyunu kaybeden eğer bilmeceyi bilirse oyun eşit bitmiş olurdu. Bu da diğerine teselli ikramiyesi gibi bir şeydi aslında.
Yolculuğa çıkmadan önce babamla bir oyun anlaşması yapmıştık. Arabaya binmeden önce kollarımdan tutmuş önümde diz çökmüştü. Gözlerimin içine bakıp "Seninle bir oyun daha oynayalım mı?" diye sormuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAREN
Teen Fiction"Bizler renkli kapılar ardında kendini bulmaya çalışan dört kişiydik. Bir evimiz yoktu ve her şey bize uzatılan anahtarın araladığı yeni dünya ile başladı. Şimdiye kadar herkesin birbirini dinleyip ama anlamadığı evlerden sıyrılmıştık. Samimiyetin b...