19. Bölüm - "Minelya"

374 82 275
                                    

Herkese merhabaaaa 👋

Bölüm geç oldu yine ama bu seferki elimde değildi. Sizden bir ricam var. Bölüm sonunda ya da arasında ben ve benim gibi kendisini geliştirmekte olan yazarların daha iyi ilerleyebilmesi için bölüm ile alakalı kısa da olsa görüşünüzü belirtmenizi istiyorum. 🌸

Bu şekilde kurgularında daha iyi seyir edeceğini düşünüyorum.

Umarım beklentinizi karşılayan bir bölüm olur.

Keyifli okumalar. 🖤

🎵

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

🎵

|NO.1 - Hiç Işık Yok ft. Melek Mosso|

💫

Gözlerinin içine bakıp Umut diye haykırdığım adamın yüzüne bakamıyordum. Kalpsizliğimin acısını parmaklarımdan istemeden de olsa kanatarak çıkardığımı sansam da yok, çıkmıyor çıkmayacak gibi de.

Aren'in derin derin aldığı nefes kulağıma değiyor. Sabır dilenir gibi ama nereye kadar sabredecek ki?

Elleri, kanattığım parmaklarımı buldu. Akan her kan içime içime akmaya başladı gibi hissettim. Usulca kaldırdığım bakışlarım gözlerine değdi. Çektiği sabır dolu nefeste saklı öfkenin aksine çok güzel bakıyordu.

"O senin geçmişin bala. Ondan bahsederken nasıl ki acımasızdın şimdi de öyle ol. Artık canımı yakmıyor onun ismini duymak. Sadece, içinde olduğumuz karmaşanın içinde bir de onun eklenmesini istemezdim," dedi tatlı bir tonla ve elimden tutup ayağa kalkmamızı sağladı.

Onu takip ederken kat içindeki banyoda kendimizi bulduk. Kanayan elimi açtığı suyun altına tutup ovaladı. Lavabonun üzerinde özenle rulolanmış havlulardan birisini alıp ellerimi kuruladı. Kocaman olan avuç içine avucumu yasladı, tebessüm etti ve dudaklarına doğru götürdü.

Yine öpecek sandım ama öpmedi. Küçücük olan yaram sanki büyük bir yanıkmış gibi üfledi. Parmaklarıma sinen nefesi birden içime işledi. Öpüşüne değilde nefesine ihtiyacım varmış meğer. Ben kendimi parmak uçlarıma kadar yara bere içinde kalmışım sanırken, onun içinde olan yangının bende de olduğunu; üflediği nefesiyle sönen harımdan anlamıştım. Kendi dumanımı bile görememiştim Aren seni görmemi nasıl bekledin?

Çekmeceden çıkardığı yara bandını işaret ve yüzük parmağıma büyük dikkatle takarken güldüm. O yüzünü kaldırmadan kıvırdığı dudaklarıyla bana eşlik etti. "Gören elim koptu sanır Aren, abarttın sende," diye söylendim. Eskitmediği gülüşü yüzünde asılı duruyorken "İğne ucu kadar da olsa akmasın kanın bala. Gönlümde büyüyor yaraların, kaldıramıyorum," dedi gönlüme binlerce iğne saplandı.

"Dedi kollarında ve yüzünde yanıklar olan adam," diye ortamı yumuşatmak için büründüğüm alaylı ton, onun ciddi olan her halini ezmişti. Ama yine belli etmedi.

SARENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin