24. Bölüm - "Aşk Olsun Sana"

273 20 128
                                    

Herkese merhabaa 👋

Birkaç gün geç geldi bölüm özür dilerim. Bu gün diğer kitaba bölüm atmam lazımken onu bile yetiştiremedim...

Bu sıralar işlerim yoğun ve her şey çok üst üste geldi. İki kitaba düzenli bölüm yüklemeye çalışmak bu sıkışılıkta zor oluyor ama o kadar aklımda ki karakterler bir türlü kendilerini unutturmuyor ve kendilerini yazdırıyorlar.

Çalışırken bile kime ne diyalog yazsam diye düşünüyorum. Öyle bir delilik bu.

Umarım beklentinizi karşılarım, bölümü sonrasında elden geçiririm hatam ve açığım varsa...

Keyifli okumalar. 🖤

 🖤

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

🎶

|Berk Baysal - Zamanla Geçer|

💫

"Amirim çok kalabalıklar, eve yaklaşıyorlar!" diye bağırdı bir ses içeri doğru. Burç şu an yerde yatıyordu, onu duyamazdı. Bu adam kime neye bağırıyordu?

Silah sesleri arttı, kadının gülüşü daha da derinleşti. Aren, Burç'u duvarın dibine çektiğinde eğilip nabzını kontrol ettim. "Zayıf ama yaşıyor," dediğimde derin nefes verdi. Tanımadığım o adam odanın camından bakıp "Amirim ne yapalım?" diye bağırdı. Aren gözlerini sıkı sıkı yumup "Hay amirinin... Tahmini kaç kişiler?" diye karşılık verdi. Bakışlarım eş zamanlı Aren'e düştü. Bu bakış ona yönlendirilmiş onlarca sorunun somut haliydi. Ve onu tanıdıkça yabancılaşan hislerimle yüzleşmek için doğru bir yerde değildim.

"Amirim tahmini elli kişi," dedi. Aren elindeki silahı bırakmadan ilk yüzünü sıvazladı. Kapanıp açılan gözlerinin içindeki ateşle dışarıdaki bağıran adama "Sen arka tarafa git. İhtiyar birisini göreceksin yanından ayrılma," dedikten sonra bana döndü.

"Sare kadını al ve Ayaz'lara teslim et, bende Burç'u taşıyacağım ve sen Giray ile birlikte arabaların oraya gideceksin. Soner'in güvenli bir sığınağı var oradan da ben gelene kadar çıkmayacaksın," dedi. Bu sırada evin camları yaklaşan silah sesleriyle bir bir dağılmaya başladı ve Aren eş zamanla üzerime atlayıp yere yatmamızı sağladı.

Burç'un bedeninin biraz uzağında yere serili kalan bedenlerimize zeminin ya da havanın soğuğu değil, hala beşiği sallayarak ninni söyleyen bu kadının sesi işliyordu. Gözlerine bakıp "Emredersiniz amirim," der demez Aren'in bir an göz bebeklerinin donduğunu hissettim. Karanlıkta sadece ayın yüzünü aydınlattığı adamın en içini görecek kadar yüreğimde dolup taşıyordu.

Onun bir şey demesine fırsat vermeden dizlerimin üzerinde doğruldum. Aren pencerenin önüne geçip içeri doğrultulan silah seslerine karşılık verirken kadını kolundan çekip çıkmak için ön ayak oldum. Kılı bile kıpırdamayan kadının gözünün önündeki beşiği elimle sertçe ittim ve nefret dolu bakışları şiddetle yüzüme doğruldu.

SARENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin