8. Bölüm - "Dudakların Yemini"

1K 396 796
                                    

Herkese merhabaaa👋

Yeni ve umarım seveceğiniz bir bölümle karşınızdayım.

Okumaya geçmeden önce yıldıza basmanızı rica ediyorum..🙏🏻

Ayrıca sonraki bölümlerle alakalı paylaşımlardan haberdar olmak isterseniz 👇🏻

İnstagram: _0nsraa_

Tiktok: 0nsraa_ hesaplarımı takip etmenizi öneriyorum...

Keyifli okumalar.🖤

Bu arada bu bölüm iki müzisyenimiz de şarkı söylemiyor ama ben bölüm şarkısız geçsin istemiyorum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bu arada bu bölüm iki müzisyenimiz de şarkı söylemiyor ama ben bölüm şarkısız geçsin istemiyorum.

-Cem Adrian & Emir Can İğrek - Bana Unutmayı Anlat-



Bedenimdeki ılımlı sarhoşlukla ne kadar doğru karar vermiştim bilmiyordum. Zaten son zamanlarda ben hiçbir şey bilmiyordum. Başımı cama yaslayıp kalabalığa gözümü yumdum. Her şeyi bir bir sıraladım zihnimde. Belki de alfabetik olarak sıralamalıydım, ya da gelişi güzel zihnimdekilerin hepsi yerinde kalmalıydı. Bunu da bilmiyordum.

Kendimi yalnızlığın doğduğu başka bir evrene sürüklemek istiyordum. Hiçbir güvenlik önlemi olmadan derin bir kabullenişle uzaydan o evrene uzanan yolda kaybolmak istiyordum. Yalnızlığımdan pişman olmadan yok olmam lazımdı çünkü yalnızlık kabullenişle değil pişmanlıkla tehlikeli bir hal alırdı.

Ve artık uyumaktan korkuyordum.

Rüyaların aldatmacadan ziyade beni bizzat gerçeğin kendisiyle yüzleştirdiği o korkunç düş furyasına kapılmaktan deli gibi korkuyordum ama gözlerimde kapanmak istiyordu. Delirmiş gibi... Delirmiş miydim yoksa? Kendimi bir tımarhaneye kapatsam bile isteye, son derece profesyonel kişiler arasında uyumadan kalabilirdim. Zira delilik bir profesyonellikten ibaretti ve seni hiçbir profesyonel deli uyutmazdı.

Delilikten kim ölmüştü ki ben öleyim. O halde ben bir deliyim!

Koca bir evrende, yalnızlığına sığınmış ve delilikten ölmemiş bir deliydim. Benim mabedim koca evren değil yalnızlıktı ve yalnızlık, mabedinin kapısını belirlediğinde başlardı.

Soner'in verdiği anahtarla yalnızlığıma son verdiğini düşünen herkese içimden attığım kahkahayla haykırmak istiyordum ki BEN ASIL SİZİNLE YALNIZIM!

Soner'in bizi renklerin ardında aldattığı binada sadece kendi kapısının demir oluşu kadar sertti kalbi. Çözemiyordum. Kışın soğuğunda da, yazın sıcağında da yakıp kavuran bir havası vardı onun belirsizliğinin ve bu belirsizliğin ardındaki giz değil benim, hepimizin hayatına mal olacak gibiydi.

"Abla gece gece ne yapıyorsun o tepede?" dediğinde gözlerimi aralayıp şoföre baktım. Nasıl baktığım hakkında bilgim yoktu ama adam ürkmüş gibi "Yanlış anlama da tekin olmaz diye diyorum," dedi.

SARENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin