3. Alâ mı, Ateş mi?

15.4K 854 220
                                    

Hoş geldiniz! Birkaç cümleyle dahi olsa düşüncelerinizi belirtirseniz çok sevinirim. Keyifli okumalar dilerim.

3. Alâ mı, Ateş mi?

Uyku ve uyanıklık arasında gidip gelen zihnimle olan savaşı en sonunda kazanabildiğimde ağır hareketlerle göz kapaklarımı araladım. Görüş açıma giren beyaz tavanla bir süre bakıştıktan sonra yattığım yerde doğrulmaya çalıştığım esnada biri benden önce davrandı ve oldukça hızlı hareketlerle yanı başımda durup doğrulmama yardımcı oldu. Bakışlarımı karşımdaki genç kadına çevirdiğimde, "Teşekkürler." dedim kısaca ve o da yanıt olarak yalnızca başını hafifçe sallamakla yetindi.

Tahminimce 170 boylarında, kumral, ela gözlü, yirmili yaşlarının sonlarında olduğunu düşündüğüm alımlı ve hoş bir kadındı. Sert bir duruşu vardı ve yüzünden herhangi bir mimik okunmuyordu. Eğitimli olduğu belliydi. Biçimli vücudu ve var olan kaslarına baktığımda meslektaşım olabileceğini düşünmüştüm ama bu konuyla ilgili herhangi bir yorumda bulunmadım.

Kadın bir iki adım geri çekilerek, "Ben Aylin. Burada kaldığınız süre boyunca yanınızda olacağım. Herhangi bir ihtiyacınız olduğunda bana söylemekten çekinmeyin." dediğinde bu defa da ben yalnızca başımı sallamakla yetinmiştim. Aylin kısa bir süre yüzüme baktıktan sonra, "Kendinizi nasıl hissediyorsunuz?" diye sorduğunda kafasının içinde ne gibi çıkarımlarda bulunduğunu merak etmiştim ama tabii ki bunu da dillendirmeyecektim.

"Ağrım var biraz." Aslında beni rahatsız edecek şekilde bir ağrım yoktu ama burada sivil olarak bulunduğum için birkaç ufak yalan söylememde herhangi bir sakınca olacağını düşünmüyordum. Sebebi belirsiz bir şekilde vurulmuş ve yeni ameliyat olmuş sıradan bir vatandaş olarak ağrımın olmaması tuhaf olurdu.

Aylin başını bir kez aşağı yukarı salladıktan sonra, "Doktorunuzu çağıracağım. Dışarıda bekleyen arkadaşlar var, korkmanızı gerektirecek herhangi bir durum yok. Benzer bir saldırıyı bir daha yaşamamanız için buradayız." demiş ve hızlı hareketlerle arkasını dönüp odadan çıkmıştı.

Demek ki ben bir saldırıya uğramıştım ve bu arkadaşlar da beni korumak için buradaydı. Bildiğim iki şeyden biri adımın Zeynep olduğu ve saldırıya uğradığımdı. Bu gibi durumları rahatlıkla idare ederdim, o yüzden herhangi bir sorun çıkacağını sanmıyordum.

Çok geçmeden Arda yüzüne yerleştirdiği geniş tebessümüyle odaya girdiğinde bakışlarımı ona çevirdim ve benzer bir şekilde gülümsemeye çalıştım. Rol yapma konusunda oldukça iyiydim. "Kendinizi nasıl hissediyorsunuz Zeynep Hanım?" Bir iki adımda yanıma geldiğinde konuşmasına devam etti. "Aylin Hanım biraz ağrınız olduğundan bahsetti."

"Az önce vardı evet ama şimdi daha az olduğunu hissediyorum." Şimdi durduk yere ağrı kesici yemek istemediğimden dolayı buna inanmasını bekledim.

Gülümsemesi genişlerken, "Çok iyi. Öncelikle dikişlerinizi tekrar bir kontrol edelim, sonrasında genel bir değerlendirme için sizden kan almam gerekecek." dediğinde başımla onaylayarak gereken işlemleri yapmasını bekledim. Önce ellerine steril eldivenlerini giymiş ardından dikişlerin üzerini kapatan sargıyı çıkarmaya başlamıştı. Sargıyı çıkarırken acı hissetmememe rağmen sanki canım yanmış gibi irkilmemle hareketleri yavaşladı. Birkaç dakika sonrasında sargıyı yenilemiş ve ellerine geçirdiği eldivenleri çıkararak kenarda duran çöp kovasına atmıştı. "Dikişlerinizin durumu gayet iyi. Herhangi bir sorun yok. Şimdi bir de kan değerlerinize bakalım."

Diğer kolumdan gerekli miktarda kan alıp işini tamamen bitirdiğinde tekrardan geçmiş olsun dilemiş ve sonuçlar çıktığında yanıma uğrayacağını söyleyerek odadan ayrılmıştı. Onun çıkmasıyla içeri Aylin girmiş ve kenarda duran tekli koltuğa otururken, "Babanız birkaç saat içerisinde yanınıza uğrayacakmış. O gelene kadar siz dinlenin isterseniz. Ben buradayım." demişti. Artık bir kez daha onu başımla onaylamak tuhaf geleceğinden dolayı, "Teşekkür ederim." diyerek yatakta geriye doğru yaslanmış ve gözlerimi kapatmıştım.

AHGERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin