25. Bölüm

33 19 16
                                    

İyi okumalar..


"Ve işte alkışlarınızla Baran ve Aslı çiftimiz geliyor!..." Herkes alkışlamaya başladı. Aslı ve abim salondan içeri girdiğinde konfetiler patlamıştı. Abimle Aslı içeri girdiğinde ilk danslarını ettiler.

Aslında alt tarafı bir nişandı! Neden evleniyorlarmış gibi davranıyorlardı ki?

İkinci dansta Rüzgar beni dansa kaldırmak istemişti. Daha ona cevap vermeden Taner beni onun yanından çekip almıştı.

"Nasıl da aldım onun ellerinden seni!" dedi Taner beraber dans ederken. "Ne büyük bir lütuf anlatamam! Koruyucu meleğim.." dedim gülerek.

"Emrinizdeyim leydim!." Herkes normal olarak dans ederken Taner beni döndürüp duruyordu. Kameralara rezil oluyorduk şuan!

Kameralar kimin umurunda?

Hoşgeldin iç sesim!

Roller değişti. Abimle ben dans ederken Aslı babası ile dans ediyordu. Kerem Esin'i dansa kaldırmıştı. Taner ise bir köşede dudak büzerek bize bakıyordu.

Abim beni dans etmek için alırken Taner arkamdan "Pis satıcı!" Diye söylenmişti.

"Abimle dans etmekte varmış.."dedim mırıldanarak. Abim hafifçe güldü "Başkasının seninle dans etmesine izin vermezdim zaten!" dedi babacan bir tavırla. Ona göz devirdim. Yine!

"Bundan emin miyiz?" diye sordum gözlerimi kısarak. Kafasını salladı. "En son lisede mezuniyette sana dans teklifi eden çocuğun elini kırmıştım. Hatırla!"

Gerçekten kırmıştı bu arada. Ailesi Allah'tan şikayette bulunmamıştı.
O anıyı hatırlayınca yüzümü buruşturdum.

İlelebet aşk bu bendeki
Kör olası yaktı içimi
Ara sıra uğra kalbime
Oyunun içinde tut beni
İstemem söz sevmeni

Şarkı beni benden alıyordu. Abimden yavaşça ayrıldım. Aklıma iki saat önceki yaşadıklarım gelmişti.
Kenara geçip bir masaya oturdum.

Davetliler saatler içinde gelip gitti. Salonda biz bize kaldığımızda hepimiz bir masaya toplandık.

Kerem ile Esin tartışıyorlardı. Aslı ile Baran iğrenç bir şekilde aşk yaşıyorlardı. Taner oyun oynuyordu. Bense öylece onlara bakıyordum.

"Of kerem ya! Şöyle yapıp durmasana!" diye homurdandı Esin. Kerem sürekli onun saçıyla dalga geçiyordu bu yüzden Esin sinirlenmişti.

"Tamam be yer fıstığım! Ne tantana yaptın.." dedi kerem. "Kes be!" diye çemkirdi Esin.

Kerem sesini kalınlaştırarak "Sarışın elli defa sana şöyle önüme düşme dedim! Anladık çok seviyorsun bana düşmeyi!"

Esin'in yanakları kızardı. Kereme dirsek attı. "Of ya! İyi ki bir diline düştük! Gerizekalı.." diye mırıldandı. Ara sıra Taner'e bakıyordu. Bunlar ne iş çeviriyordu!

Kerem'in telefon melodisi duyuldu biraz öyle kalınca en sonunda Taner "Açsana şu telefonunu!" Dedi.

Kerem oflaya puflaya telefonu açtı. "Efendim Toprak parçası? Ne mi yapıyorum? Beni özlediğini biliyordum!! Kimin kocişi.."

Biraz karşı tarafı dinledi. Karşı tarafın sesi bayağı gür çıkıyordu. Kerem telefonu azıcık uzaklaştırıp geri kulağına götürdü. "Tamam hayatım bende seni özledim kızma bu kadar!" Tekrar karşı tarafı dinledi

"Of tamam be! Yer fıstığı gayet iyi. Sağlam. Kapat bebeyim çok yazıyor!" Telefonu suratına kapattı.

Esin ona kızgın bir ifade ile bakıyordu. "Seninki eve gidince beni lime lime doğrayıp daha sonra kıyma makinesinden geçirip bir güzel kavuracakmış. Diyorum size bu çocuk bana ezelden beri yanık! Hayatımın Toprak parçası..." dedi kerem.

Ölümün GözleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin