8.Bölüm

72 31 1
                                    

Yanımda mı yatacaktı?

Gözlerimi fal taşı gibi açmış ona bakıyordum. O ise birşey olmamışçasına rahat bir biçimde yanımda yatıyordu. Gerçekten çıldırmış!

"Gerçekten yanımda mı yatacaksın?"

Gözlerini açmadan sırıttı. Lanet olası!
"Dediğin gibi.. Burası benim yatağım ve yatağımda yatıyorsun." dedi sakince.

Sinirlerimin tepeme çıkmasına ramak kalmıştı! "Tamam. Ben koltukta yatarım!" yataktan kalkacağım sırada eliyle bileğimi tutup beni durdurdu.

"Hayır olmaz! Yanımda yatacaksın! Koltukta uyumana izin veremem." bunun beyni nerelerdeydi?

"Hadi ya! Yanında yatacağımı düşündüren ne?" Hadi cevap ver. "Çünkü öyle istiyorum." bravo!! bu kadar zeka fazla ama!.

"Maşallahın var bayağı zekisin ha!" gözleri kapalı bir biçimde hala duruyordu. Yüzüne yumruk atsak ne olur? İç sesime uyumalı mıydım?

"Öyleyimdir." dedi sadece. Ego yığını 2

Tekrar inmek için hareketlendiğimde bileğimi bırakıp beni belimden kavrayarak yanına çekti. Sırtım onun çıplak göğüs kafesine değince nefesimi tuttum. Kolları sıkıca belimi sararken yanağını saçlarıma yasladı. "Şimdi uyuyabiliriz." dedi boğuk sesiyle.

Ondan kurtulmaya çalışıp "Sen gerçekten çıldırmışsın. Bırak!" dedim hafif yüksek çıkan sesle. Yüzünü göremiyordum ama gözlerini açıp mal gibi sırıttığına eminim!

"Huysuzlanmayı bırakıp uyuyun küçük hanım!"

Derin bir iç çektim. Göz kapaklarım bana meydan okurcasına kapanırken kendimi zor tutuyordum.

Onun kollarında kokusuyla birlikte uykuya dalarken duyduğum sessizlikte onun kalp atışları vardı.

✨🌚

Sabahın ilk ışıkları ile gözümü yavaştan açtığımda gözüme çarpan ilk şey onun gökyüzü temalı harika tablosuydu.

Başım onun çıplak göğsüne yaslıyken kalp atışlarını duyabiliyordum. Bu gerçekten huzur vericiydi.

Kolları ile beni iki yandan sarmalamış sımsıkı bir şekilde sarılıyordu. Sanki gitmemden korkar gibi. Başımı hafif geriye çekip yüzünü görebilecek hizaya geldim. Yüz hatları keskindi siyah kalem gibi, çatık kaşları, gür kirpikleri onu sert göstermeye yetiyordu. Hafif dolgun dudakları vardı. Yeni çıkmaya başlayan kirli sakalın da elimi gezdirdim. Saçları siyah ve uzundu. Dağılmış haldelerdi ve hala nemliydi. Yinede bu yüzü güzel yapan tek şey onun ölüm gibi olan gözleriydi.

Çocukluktan kalma ize parmaklarımı hefiften deydirdim. Sağ kaşının biraz yan tarafında ince bir dikiş izi vardı.

Çam kokusu burnuma dolmaya devam ederken tekrardan huzuru yaşıyordum. Her ne kadar uyanıkken ürkütücü olsa da uyurken bir o kadar da masum gözüküyordu.

Biraz sonra hareketlenmeye başladığında hızla gözümü kapattım. Uyandığını belli edercesine biraz kıpırdadı. Sonra göğsünü hafif şişirerek derin bir nefes aldı. Bir kaç saniye durduktan sonra eli saçlarıma gitti.

Hafif dokunuşlarla saçlarımı suratımdan çekip boynuma doğru attı. Her ne kadar gözüm kapalı olsada onun beni film izlercesine izlediğine emindim. Çünkü bizde öyle yaptık.

Ölümün GözleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin