Hande Baladın
Uykusuz geçen gecelerimi yine bir film ile taçlandırırken gelen bildirdim sesiyle telefonumu elime aldım, Ebrardan mesaj gelmişti. Milli takım dönemine girmiştik ve yarın öğlen saatlerinde bir basın buluşması vardı, Ebrar da bu gece istanbula inecekti.
" Resmi olarak istanbuldayım Baladın yarın sana kocaman sarılacağım ama şimdi kendimi uyku moduna alıyorum." mesajı okurken gülümsemem genişledi hayatımdaki bir küçük Zehra meselesini kontrol altına almamda Simgeyle beraber büyük rol oynamıştı. " İyi geceler pamuk şeker" gönderdiğim mesajı görünce kızacaktı büyük ihtimalle, pamuk şekerim dememden nefret ediyordu. Ama o pembe saçlarla benim için pamuk şekerden bir farkı yoktu.
*******
Duştan çıkar çıkmaz baskına gelmiş gibi çalınan kapıyla irkildim, gelen Simgeden başkası olmazdı. Kapıya ilerleyip kimin geldiğine baktım tahminimde yanılmamıştım. Kapıyı açtım " Söz veriyorum en kısa zamanda ödeyeceğim borcumu lütfen bana zarar verme." Simge anlamsızca yüzüme bakıyordu.
- Ne diyorsun Handan ya ne borcu.?
- Alacaklı gibi dayandın ya kapıya o yüzden ne diyeceğimi bilemedim.
- Günaydın Hande ve onun lüzumsuz şakaları harika bir gün olacak.
- Aman sen de sabahları hiç çekilmiyorsun, giyinmeye gidiyorum ben kahve var içmek istersen al mutfaktan gel yanıma.
Saçlarımı düzleştirirken Simge odamdaki tekli koltuğa oturmuş beni izliyordu kupasını sehpaya bıraktı ve bana bakmaya devam etti "Bastırılmış duygular seziyorum" arkamı dönmeden aynadan ona bakmaya devam ettim " Sezgilerine çok da güvenme o zaman Simsim," dedim, alaycı bir ifadeyle gülümsedi. Haklı olduğunu biliyordu " Zehra da orada olacak biliyorsun değil mi.?" Düzleştiricinin fişini çekip arkamı döndüm. " Biliyorum Simge salak mıyım ben takımda kimlerle oynadığımı bilmeyecek miyim." Sesli bir şekilde ofladı koltuktan kalkıp yanıma geldi " Ne demek istediğimi anladın işte lafı dolandırma sadece iyi hissettiğinden emin olmak istiyorum."
Simge benim bu dünyadaki iyiliklerimin karşılığı olarak gönderilmiş bir melekti, kesinlikle artık buna inanıyordum. Cevap vermeden arkamı döndüm aynada son kez kendime bakıp " Hadi hazırım ben çıkalım artık geç kalacağız" dedim.
- Kaçma Handan bana cevap ver.
- Kaçmıyorum.
Kaçıyordum ayaklarım taşıyamasa bile, kollarımın beni götürebileceği kadar uzağa sürüklerdim kendimi. Ancak böyle dizginleyebilirdim içimdeki bu sönmek bilmeyen kor ateşi. Simge düşüncelerimi okuyor gibi yüzüme baktı. " Konuş benimle saklanma benden." Ne demem gerektiğini bilmiyordum kendimi aylarca bu gün için hazırlamıştım. Milli takımda beraber oynuyorduk bir sorun çıkmamalıydı.
- Tamam kaçıyorum kabul, ama kaçmazsam bu his beni yakar Simge. Benim içinde kolay değil Zehraya bu şekilde davranmak, sanki benim için sıradan biriymiş gibi, sanki gözlerine her baktığımda nefes almayı bile unutmuyormuşum gibi. Ben Zehranında bir gün beni sevebileceğini düşünerek aptallık ettim. Bana Kaan'ı anlatırken gözlerindeki o parıltıyı görseydin eğer anlardın. İşte ben bütün bedenimi yakan bu ateşten kaçıyorum, kaçmak zorundayım. Çünkü o parladıkça ben sönüyorum Simge.
Konuşmam bittiğinde ortam bir süre sessiz kaldı sanırım ne söylemesi gerektiğini düşünüyordu. Bir şey söylemesine fırsat vermek istemedim, konuşma uzasın istemiyordum. Bu kasvetli ortam acilen dağılmalıydı.