Hande Baladın
"İstersen gerçek olduğunu kanıtlarım Zehra Güneş."
Zehranın birden gözleri büyüdü. Eliyle yüzümü geriye doğru itti ve birden yüzü kızardı.
" Saçmalama Hande."
" Ne? ne dedim sanki."
" Anladım ne demek istediğini sus."
" Bence senin için fesat."
" Yaa kesin öyledir."
Küçük atışmamızı kaptanın sesi böldü
" Günaydın kızlar siz yine kavga mı ediyorsunuz yoksa."
" Asla kaptanım hiç öyle huylarım yoktur."
Zehra dehşete düşmüş gibi bana baktı.
" Yaa ya tabi kesinlikle yok."
Zehraya gülümsedim ve Eda ablaya döndüm.
" Tamam belki biraz olabilir, ama şu an kavga etmiyoruz Eda ablacım merak etme."
Eda abla tek kaşını havaya kaldırarak ikimizede kısaca süzdü sonra gülümseyerek bana baktı.
" Sana güvenebilir miyim Handecim."
Ben cevap veremeden Ebrar arka taraftan lafa atladı.
" Bu sefer güvene bilirsin Eda abla ben şahidim yani kavga etmiyorlardı."
Biraz önce Zehraya denk gelen şişeyi yerden aldım ve konuğa dizlerimi koyarak arkama dönüp şişeyi Ebrara fırlattım bu defa ıskalamamıştım.
" Sen bizi mi dinliyorsun Ebrar."
" Ahh! Acıdı ama ya. Kulak misafiri oldum sadece canım ne bu şiddet."
" Yani dinliyorsun."
" Hayır sadece kulak misafiri oldum asla ne konuştuğunuzu merak edip dinlemedim."
Ben cevap verevekken Eda abla araya girdi.
" Ayy tamam kızlar neyse ne işte uslu durun hadi."
Eda abla yerine geçerken Ebrara öldürücü bakışlar atıyordum. Zehra kolumdan tutup koltukta düzgün oturmamı sağladı.
" Tamam bakma artık otur güzelce işte."
" Bizi dinliyormuş sinsi sinsi ben de diyorum ki ilk defa olaysız işe yaradı bana yerini verdi."
" Herzamanki Ebrar işte. Takılma bu kadar."
" Peki takılmam."
Zehra sorgularcasına baktı yüzüme.
" Hemen kabul mü ettin yoksa bana mı öyle geldi."
" Tamam şimdi Ebrarı boşver. Sen bana cevap ver ne diyorsun bu konuya."
" Hangi konuya."
" Biraz önceki konuştuğumuz konu işte Zehra."
" Hatırlayamadım."
" Of! Aramızı düzeltme konusu Zehracım yalansız ve güven içeren ilişki için diyorum bir adım atabilir miyiz.?"
" Bak gördün mü, 'bu konuya' demek yerine açık açık söylemesi o kadar zor değilmiş değil mi Hande."
" Tamam değilmiş, cevap vermesi de zor olmasa gerek."
" Aslında bunu biraz düşünüp akşam cevap vereceğim."
" Ciddi misin.?"
" Evet bir sorun mu var."
Elimi alnıma koyup güldüm. Sanırım kendince bu şekilde beni biraz süründürmek istiyordu. Söylediğim onca ağır söze karşı küçük bir bedeldi.
