47. Bölüm

650 102 34
                                    

Hande Baladın

Gözlerimi açtığımda inanılmaz bir baş ağrısı hissettim. Koltukta sızdığım için her yerim tutulmuştu. Oturur pozisyona gelip başımı ellerimin arasına aldım. Simge bir anda yanımda belirdiğinde korkuyla kendimi geri çektim.

" Manyak mısın Simge ne diye sessiz sessiz geliyorsun. Ödümü kopardın."

" Belki halâ uyuyordundur diye ses yapmak istemedim."

Masaya şu ve ağrı kesici bıraktığında sesli bir nefes verdim.

" Biliyorum pardon. Başım ağrıyor biraz gerginim sadece."

" Alışık olmadığım bir şey değil merak etme."

İlacı ağzıma atıp suyu içtim. Bardağı sehpaya bıraktığımda bakışlarımı Simge'ye çevirdim.

" Bunun lafını sokacak mısın sürekli."

" Eskiden yaptığın hataları yapmaya devam edeceksen eğer evet ben de laf sokmaya devam edeceğim."

" Dün gece Zehra'yı gördüm."

Gözlerini kaçırıp masada duran boş bardağı aldı.

" Artık ne kadar içtiysen."

" Gerçekten burada olduğunu biliyorum Simge saklamana gerek yok."

" Nasıl anladın."

" Hayalinde bir insanın kokusunu alamazsın herhalde. Sarhoştum ilk başta delirdiğimi düşündüm ama sonradan anladım işte."

" Olay çıkarırsın sanmıştım. Yanında kalmasına izin vermene şaşırdım."

" Ona ihtiyacım vardı. Ama bu denli çaresiz ve ona muhtaç olduğumu bilmesini istemedim."

" Çaresiz ya da muhtaç değilsin Hande."

" Öyle hissediyorum ama."

" Nasıl hissediyorsun."

" Sanki çölde yolumu kaybetmiş ararken karşıma çıkan bir ağaç gölgesi gibi. Ona bunu hiç söylemedim ama o benim şansım."

" Neden yüzleşmekten kaçıyorsun o zaman."

" Başka yol bilmiyorum Simge."

" Hayır kolayına gelen yolu seçiyorsun sadece."

" Sen şu an yaşadığım şey kolay mı sanıyorsun. Atacağım adımı bilemedim Simge, orada durmuş Selen denen kızın söylediklerini dinlerken konuşamadım bile susup kaldım."

" Yaşadığın hiçbir şey kolay değil Hande. Söylemek istediğim şey bu değil. Sen dinleyip anlamak yerine kabullenmeyi seçiyorsun."

" Sen dinledin galiba."

" Dinledim ya da dinlemedim önemli olan benim değil senin dinlemen zaten."

" Bilmiyorum Simge."

Eline aldığı bardağı tekrar sehpaya bırakıp yanıma oturdu.

" Hande bak susup kaçarak olan her şeyi böyle içine atarak ikinizede haksızlık yapıyorsun. Zaten birbirinizle bunları konuşmadığınız için bu haldesiniz. En ufak zorunda koşup alkole sığınıyorsun. Onun yerine hissettiklerini açıkça paylaş."

Dolan gözlerimi silip arkama yaslandım.

" Bunu yaptığına inanamıyorum."

" Ne yaptığını sadece o kızdan dinledin. Bir de Zehra'ya sormayı dene."

" Yalanmadı ki."

" Kabul de etmedi ama."

" Hatalıyım dedi."

Kusursuz / HanZehHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin