Hande Baladın
Bara girdiğimizde kulağıma gelen gülme seysiyle sağıma döndüm Ebrar ve Zehra bir masada sohbet ediyorlardı. Nasıl bu kadar mutlu ve neşeli olabiliyordu. Yaşanan onca şeyden sonra bu durum bir tek benim için mi bu kadar zordu.
" Hande hadisene."
Simgenin sesiyle ona döndüm Berkay eniştem de bize katılmıştı.
" Ben ayrı bir masada takılsam sizin için bir problem olur mu." Berkay hayır anlamında kafasını salladı.
" Neden sorun ne."
Simge'ye gülerek sohbet eden Zehra ve Ebrarı işaret ettim.
" Biraz modum düştü de sizin keyfinizde kaçmasın şimdi biraz yalnız kalmak bana daha iyi gelecek."
" İstersen odaya çıkalım." Elimi omzuna koydum.
" Buraya beni avutmaya gelmedin Simge tatile geldin. Hem iyiyim sadece biraz modum düştü toparlayınca size katılırım merak etme."
" Tamam bekliyorum bak."
Kafamı sallayıp Ebrar ve Zehranın arkasında kalan bir masaya geçtim. Zehra beni görüyordu Ebrar'ın ise arkası dönük kalıyordu. Zehranın gözleri beni bulduğunda kafasını çevirmedi. Gözlerini kaçıran ben olmuştum, suçlu olan oydu ama gözlerine bakmayan bendim. Ben düşüncelerimle boğuşurken masama konan içki bardağıyla başımı kaldırdım. Kıvırcık saçlı kız bardağı önüme doğru itti ve kendi içkisinden bir yudum aldı. Alımlı bir kadındı ela gözleri insanı hemen kendine çekiyordu. Sanırım beni tanımıyordu imza ve ya fotoğraf istememişti tek isteği içki ısmarlamak gibi de durmuyordu.
" İçsene." Kaşlarım havalandı.
" Teşekkürler içmiyorum."
" Ben getirdiğim için mi yoksa genelde de içmez misin."
" Bu gece içesim yok " Elini uzattı.
" Polen ben."
Uzattığı elini sıkarsam başımı daha çok ağrıtacak gibi duruyordu ama sıkmasam çok büyük kabalık olacaktı. Elini sıkıp yalandan gülümsedim.
* Hande."
" Memnun oldum Hande."
" Ben de."
" Masan boş gibi sana eşlik edecek biri yok galiba, acaba oturmaya devam edebilir miyim."
" Masam boş, ama kafam dolu."
" Oo, bu kibarca uza sevgilim var demek galiba."
" Sevgilim yok."
" Tamam o zaman sorunda yok."
Uzanıp elimi tuttu. Sanırım daha az kibar olmaya çalışmalıydım tuttuğu elimi kendime doğru çektim.
" Sevgilim yok ama hâlâ çok sevdiğim biri var. Şu an hayatımda değil ama düşüncelerimde bile ona ihanet edemem." Bana getirdiği içkiyi tekrar ona doğru ittim.
" Yani içmiyorum teşekkürler."
Ona doğru ittiğim bardağı tekrar bana verdi.
" Çok ısrarcı olmayı sevmem ama lütfen en azından bir bardak eşlik et."
Başımı biraz eğdim elimi alnıma götürüp sıktım artık sinirlenmeye başlıyordum. Bu esnada kırılan bardak sesiyle başımı hızlıca kaldırdım. Kırılan bardak Zehra'nın önündeydi ve doğrudan kıza bakıyordu. Bu neydi şimdi neden gelmişti. Polen sinirle gözlerini Zehra'nın üzerinde gezdirdi.