Hande Baladın
Oda da sıkıntıdan patlamak üzereydim. Üstelik Zehradan'da hâlâ mesaj yoktu. Küçük bir bedel demiştim kendi kendime ama çatlayacaktım. Birden ayağa kalkınca Simge gözlerini bana dikti.
" Benim ceketim Zehra'da kalmıştı gidip onu alayım."
" Sen delirdin iyice."
" Daha fazla beklersem çatlarım."
" Aşk sarhoşu oldu başımıza. Sen tamamen eskiye döndün hoş geldin Zehrakolik Hande."
" Hoş bulduk ve görüşürüz."
Koşarak asansöre bindim, Zehraların kata çıkana kadar iki sene geçmişti sanki. Asansörden inip kapının önünde durdum aşırı gergindim. Kapıyı çalıp beklemeye başladım. Kapıyı Ebrar açtı beni görünce kaşları havalandı ve gülmeye başladı.
" Ne gülüyorsun Ebrar." bana cevap vermeden içeri seslendi.
" Zehra misafirin var."
" Kim."
" Gel de gör ben bi İlkinlere uğrayacağım işimiz vardı."
Ayakkabılarını giyip elini omzuma attı.
" Bak bu iyiliğimi unutma."
Şaşkınlıkla arkasından bakarken Zehra kapıya geldi.
" Hande."
" Selam." Elimi kaldırıp indirdim.
" Bir şey mi oldu."
" Yoo yani evet şey ceketimi almaya geldim."
Gülerek kapıyı iyice açtı.
" Tamam gel içeri."
" Rahatsız etmiyim."
" Peki sen bilirsin."
Kapıyı kapatacak gibi yaptığında elimi önüne koydum.
" Yani madem bu kadar ısrar ediyorsun kırmayayım seni."
Hızlıca içeri geçtim. Kapıyı kapatıp yanıma geldi hâlâ gülüyordu, kapının arkasından ceketimi alıp bana uzattı.
" Al bakalım ceketin bu saatte geldiğine göre baya ihtiyacın var."
" Tamam ya sen mesaj atmayınca seni görmeye geldim. Yani biraz daha dursam çatlayacaktım."
" Yani sürekli bahane üretip duracağına açık açık konuşsana şöyle."
" Daha ne kadar açık konuşabilirim ki seninle. Zehra her şeyi geride bıraktım seni bana yalan söylediğin için kendi içimde affettim. İstiyorum ki sen de söylediklerim ve yaptıklarım için beni affet ve..."
Gerisini getirememiştim kelimeler bir türlü ağzımdan çıkmıyordu. Zehra bana biraz daha yaklaştı. Heyecanlanmıştım nefesimi tutup yutkundum.
" Ve.?" dedi.
"Ve bana bu kadar yakın durmaya devam edersen hiç iyi şeyler olmayacak."
Tek kaşı havalandı o güzel gülümsemesi yüzündeki yerini aldı.
" Hmm ne olacak tam olarak."
Konuyu dağıtmamalıydım kafamı iki yana salladım. O cevabı bugün almam gerekiyordu.
" Boşver şimdi ne olacağını. Bana bir şans ver Zehra yani bize bir şans ver bence bunu hakediyoruz."
Hiçbir şey demeden boynuma sarıldı. Kelimelere ihtiyacım yoktu bir şans verdiğini bu şekilde de anlatabilirdi. Bende kollarımı beline sardım başımı boynuna getirip derin bir nefes aldım. Çok özlemiştim çok hata yapmıştık ve sonuçlarına katlanmıştık artık mutlu olma zamanıydı. Geri çekilirken kulağına yakın bir öpücük bıraktım kıkırdayarak boynunu yana eğdi. Kulak arkasından ve boynundan öpersen çok huylanırdı. Ellerini boynumdan çekip omzuma vurdu.