21

4.9K 531 523
                                    

Hyunjin'le aşağı inip masaya oturduk sadece boş boş etrafa bakıyorduk ta ki Hyunjin sohbeti başlatana kadar.

"Bizde biyerlere gidelim mi?" Gülümseyip kafamı olumlu anlamda salladım, bu sefer önceki gibi bir olay yaşamak istemediğim için bol kıyafetler giyip çıktım. Hyunjin'in arabasına bindiğimizde beni süzmüş konuşmuştu.

"Özür dilerim Felix." Hyunjin'e cevap vermeden camıma döndüm, bir süre sonra o da önüne dönmüş arabayı çalıştırmıştı.

"Nereye gidelim?" Bilmem anlamında kafa sallayıp Hyunjin'e baktım, Hyunjin sırıtmış önüne dönmüştü.

"Lunaparka gidelim o zaman." Birşey demeden kafamı tekrar cama çevirdim araba hareket edince ise yolu izlemeye başladım. Uzun süre sonra araba durdu Hyunjin'den önce inip büyük lunaparka baktım, gerçekten çok büyüktü. Hyunjin beklemediğim bir hareketle elimi tutunca gözlerim onun gözleri ile birleşti.

"Burda bekle hemen geliyorum." Kafamı onaylar şekilde sallayıp etrafa bakındım, buradaki tüm oyuncaklar çok büyük ve korkunçtu.

"Hadi" Hyunjin'i takip edip güvenliklerden geçtim ilk başta oradaki bir haritanın yanına gidip etrafa baktık, ilk kez görüyorduk sonuçta.

"Kırmızı trene binelim mi?" Olur anlamında kafa salladım treni birkaç görevliye sorarak bulduk, treni gördüğümde ise ufak bir kalp krizi geçirdim, bu ters dönme gibi birçok hareket yapıyordu çok korkutucu.

"Felix 1.70 boy sınırı varmış sen binemezsin." Sinirli bir şekilde Hyunjin'e dönüp konuştum.

"1.71'im ben aptal." Sözümden sonra Hyunjin sırıtıp önüne dönmüş ve sıraya girmişti, bende onunla beraber sıraya girdim çok sıra yoktu hiç omega'da yoktu daha çok genç Alfalar ve betalar vardı.

Sıra bize geldiğinde Hyunjin'in ısrarı yüzünden en öne oturmuştuk kemerleri taktıktan sonra önüme baktım sonra ise Hyunjin'e döndüm

"Hyunjin inmek için çok mu geç?" Hyunjin evet anlamında kafa sallar sallamaz beklemediğim bir hızla tren çalışmıştı, gözlerimi kapatıp Hyunjin'in elini tuttum bu istemeden olmuştu. Tren bitince hızlıca elimi çekip trenden indim Hyunjin'in arkamdan sırıttığına eminim. Hyunjin kolunu omzuma atıp konuştu.

"O kadar mı korktun?" Göz devirip adımlarımı hızlandırdım Hyunjin kolunu omzumdan çekip elimi tutmuştu.

"Şimdi neye binelim?" Bilmem anlamında kafa sallayıp haritayı açtım.

"Viking'e binelim orda ıslanıyomuşuz hava çok sıcak." Hyunjin beni onaylamış bu sefer viking'i aramaya başlamıştık bulduğumuzda o kadar sıra vardı ki nerdeyse 3 saatlik bir bekleme olucaktı.

"Hyunjin sırada bekliyecek miyiz?" Hyunjin evet anlamında kafa sallayıp sıraya girince bende arkasından sıraya girdim arkamızda çoktan sıra olmuştu en azından güneş gelmiyordu tahta bir yer gibiydi zik zak ilerliyordu. Tabi kaynak yapanlara bağıran yetişkin Alfalar olmazsa olmaz. Tam önümüzde kaynak kavgası çıkınca Hyunjin'e döndüm.

"Bide kavga eksikti." Hyunjin kavga edenleri izliyor sırıtıyordu.

"tipik kavga işte boşver." Sıra ilerliyince bizde ilerlemiş ve kavga edenlere daha çok yaklaşmıştık. Yanlarından ilerleyip onların önlerine geçtik aptallar kavga edicez diye yerlerinden oldular.

sıra bize geldiğinde yine en öne binip aletin çalışmasını bekledik, bu sefer diğerkine göre yavaş başlamıştı yukarı çıkma bölümünde Hyunjin'in elini tutmuştum yine küçük rampadan hızla indiğimizde ıp ıslak olmuştuk bile büyük rampada ise o kadar ıslanmamıltık daha çok arkadakiler ıslanmıştı. Aletten inip Hyunjin'e döndüm o da çok ıslaktı ama acayip güzel duruyordu.

"Yanda kurutma makineleri varmış oraya girelim." Hyunjin'i onaylayıp kurutma makinelerinin oraya gittik, kuruduktan sonra tam gidecektik ki bize doğru paytak paytak gelen yavru bir kedi görmüştük.

"Çok tatlı!" Hyunjin elimi durdurmuş bana almıştı bakışlarını.

"Felix bu kedi çok küçük eğer dokunursan annesi kabul etmez." Etrafa bakınıp annesini aradım kedi siyahtı o zaman annesi de siyah olmalıydı.

Hyunjin çalılığın arkasına bakıp hızlıca geri geldi ve kediyi eline aldı ve yanıma geldi.

"Annesi yok gidelim." Hyunjin'i durdurup elindeki kediye sonra da Hyunjin'e baktım

"Hyunjin daha düzgün bakmadık bile." Hyunjin'in baktığı yere çalılığın yanına gittim Hyunjin yanıma gelip beni durduracakken yerde içi açılmış siyah büyük kediyi gördüm.

"Annesi" Yanda bizim kedi gibi 1 tane daha yavru kedi vardı ama onun gözünde beyaz bir leke vardı. Hyunjin beni geriye itmiş diğer yavru kediyi de alıp çıkışa yönlendirmişti. Arabaya bindiğimizde Hyunjin yavru kedileri kucağıma koyup bana döndü.

"Sana gidelim demiştim, onu görmeni istemedim." Başımı eğip göz yaşlarımı serbest bıraktım, bir insan nasıl bunu yapmış olabilir? Yavruları olduğunu bildiği halde.

"Felix, ağlama onlara biz bakarız." Hyunjin çenemden tutup kafamı ona çevirince gözlerimi Hyunjin'in gözleri ile birleştirdim.

"Ama annesiz büyüyecek, annesinin ölü bedenini gördü." Sözlerimin ardından göz yaşlarım şiddetlenmiş kafamı Hyunjin'in omzuna koyarak ağlamaya başlamıştım.

"Felix ağlama bak tişördünü yalıyo, seni annesi sandı." Kafamı Hyunjin'in omzundan çekip kediye baktım tişördümü emiyordu, burnumu çekip Hyunjin'e döndüm.

"Daha çok küçükler annesi olmazsa nasıl bakıcaz ona?" Hyunjin bana dönmüş saçımı okşayıp konuşmuştu.

"Merak etme, onlara eczaneden şırınga alırız, yatak alırız, tırmalama tahtası alırız onlara çok iyi bakarız" Burnumu çekip gülümsedim ben sakinleşince Hyunjin arabayı çalıştırıp ilk başta eczane olmak üzere her yere gidip kedilerin ihtiyaçlarını almıştı ben ise arabada kediler ile beklemiştim.

Ben her Hyunjin ile buluştuğumda kötü bir olay oluyordu ya bizimle ilgiliydi yada çevremizde, umarım bu şey hemen bozulur. Yurda geldiğimizde hala etraf boştu alfa yurt odasına geçip masaya oturduk, masaya serdiğimiz yumuşak örtünün üstüne ise yavruları koyup ısıttığımız sütü şırınga ile çektim, kedinin ağzına götürüp yavaşca şırıngaya bastırdım, Hyunjin'de aynısını diğer yavruya yapıyordu daha fazla içmeyince Hyunjin'e döndüm o da şırıngayı bırakmış bana dönüp gülümsemişti.

"Benimki uyudu bile." Önümdeki yavruyu diğer uyuyan yavrunun yanına koyup Hyunjin'e tekrar döndüm.

"Balkona çıkalım mı?" Hyunjin onaylamış balkona doğru ilerlemiştik ben gün batımına bakarken Hyunjin'in üstümdeki gözlerini fark etmiştim.

"Felix" Hyunjin'e dönüp ne oldu anlamında kafa salladım.

"Özür dilerim."

"Gerek yok Hyunjin diledin zaten." Hyunjin bakışlarını yere sonra da tekrar bana almıştı.

"Onun için değil, sana aşık olduğum için."

Enemy /Hyunlix Omegaverse/Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin