28. BÖLÜM

72 3 0
                                    

Multimedya: Mahur ve Alaz

Bölüm Şarkısı: Feride Hilal Akın- İntihaşk

Bölümde çok ufak bir +18  kesiti var. Rahatsız olacaklar o partı atlayabilirler. Herkese keyifli okumalar.

"VUSLAT"

MAHUR'DAN

Ofisimde kahvemi yudumlarken gözlerim penceremden görünen İstanbul'daydı. Bu akşamı Alazla geçireceğim için bir tebessüm ele geçirmişti yüzümü. Günler sonra ilk defa baş başa zaman geçirebilecektik.

Elimdeki kahveyle tekrardan masama döndüm. Bir dava hakkında ulaşabildiğim dosyaları tek tek incelemeye koyuldum. Beni öldürmeye çalıştıkları günden beri, Savaş özel harekat eğitimi almış iki eski arkadaşına korumalığımı üstlenmesi için ricada bulunmuştu ve artık gittiğim her yere onların eşliğinde gidiyordum.

Odamın kapısı tıklatıldığında çalışma gözlüğümü çıkardım kapıya bakarak "Gir!" dedim sert bir tonda çıkan sesimle. İçeri stajyer savcı girmişti.

"Evet sizi dinliyorum."

"Savcım dışarıda sizinle görüşme yapmak isteyen iki kişi var. Kim olduklarını öğrenebilmek için çok uğraştım fakat ağızlarından tek bir kelime çıkmadı."

Kaşlarım çatılmıştı bazen gizli tanık olmak isteyen insanlar oluyordu. Bu yüzden hiç düşünmeden "İçeri alın lütfen." dedim. Stajyer savcı başıyla beni onaylayıp odadan dışarı çıktı. Saniyeler sonrasında stajyerin kapattığı kapıdan orta yaşlarının başında olduğunu tahmin ettiğim uzun boylu, sarışın, takım elbise giymiş bir adam girmişti.

Masamın yanına doğru ilerlemeye başlayınca ben de ayağa kalkmıştım. Stajyerin dediğine göre iki kişilerdi ama karşımda şu an tek kişi duruyordu. Düşüncelerim karşımdaki adamın, elini selamlaşmak için bana doğru uzatmasıyla bir kenara itilmişti. Bakışlarım eline kaydığında parmağındaki Osmanlı dönemindeki Teşkilat-ı Mahsusa'ya ait Türk bayrağı damgalı yüzüğe kaymıştı. Orijinal bir yüzük olduğu yakından bakmadan bile anlaşılıyordu. Yani istihbarat için çalışıyordu.

"Merhaba sayın savcım. Ben Ökten Bozok."

Yüzümde hafif bir tebessümle adamın uzattığı eli sıkıp oturması için karşımdaki koltuğa geçmesi için işaret verdim.

"Yaşadığınız elim olaydan ötürü geçmiş olsun dileklerimi sunuyorum."

"Teşekkürler Ökten Bey. Ama hâlâ kim olduğunuzu söylemediniz."

"Bence yüzüğümü gördüğünüz an, benim kim olduğumu tahmin ettiniz sayın savcım."

"İstihbarattan birileriyle ilk defa karşılaşıyorum. Normalde kimliklerinizi saklarsınız." dedim istihbaratçı olduğu tahminimi dile getirerek. Sözlerime ise yüzünde ufak bir tebessümle karşılık vermişti.

"Tek atışta doğru tahmin ettiniz. Sizin için zeki ve kıvrak bir zekaya sahip olduğunuza dair söylemler duymuştum. Haklılarmış..."

GÜZEŞTEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin