13.BÖLÜM

388 26 6
                                    

Multimedya: Mahur ve Alaz

Bölüm Şarkısı: Edis-An


"MÜBREM"

MAHUR'DAN

Alaz'ın evinin kapısı çaldığında Benan ile Dağhan'ın geldiğini anlamıştım ve can havliyle koşarak kapıyı açtım. Çünkü bir yandan Savaş beni bu evden götürmeye çalışıyor bir yandan da Alaz'ı tekrardan dövmek için uğraşıyordu.

Benan, Dağhan ile içeri girdiğinde salona geçtik hep beraber. Dağhan'ın yüzünü gördüklerinde şaşırmışlardı. Benan'nın şaşırmasını anlamıştım da Dağhan niye şaşırmıştı onu anlamamıştım. Uzun bir suskunluğun ardından Dağhan konuştu.

"Bu mu dövülmüş hali? Yani burada koskoca Savaş abi sadece iki yumruk atabilmişken buna dövmek mi deniliyor? Çok şaşırdım açıkçası."

"Sen mi susarsın yoksa ben mi susturayım seni canım kardeşim?" dedim. Resmen çocuğun bir gözü kaymış bir şekilde bakıyordu gelmiş bir de böyle konuşuyor. Dağhan koca bir iç çekti ve sustu. Bende Benan'a döndüm. Hâlâ Dağhan'ın yüzüne şaşkınca bakıyordu.

"Bir pansuman falan yapsan artık Benan. Çünkü gördüğün üzere abin olacak bu vahşi herif, çocuğu haşat etti!"

"Beni daha başka sıfatlarla tanımlamaya çalışsan iyi olur Mahur! Mazallah elimden tekrardan bir kaza çıkabilir."

"Daha ne kadar elinden bir kaza çıkabilir Savaş?"

"Az önce abi diyordun!"

"Az önce beni duvara geçirdiğin için söylemiştim." dediğimde Dağhan, Benan ve gözlerini açık tutmaya çalışan Alaz'ın bizi pür dikkat dinlediğini gördüm. Dağhan'ın son söylediklerimden sonra sıkılmış ifadesi bozuldu ve yerini sinire bıraktı.

"Neden ablama böyle bir şey yaptın Savaş abi!?"

"Bile isteye duvara itmedim. Senin bu ablan, şu tipini siktiğim çocukla öpüşüyordu! Benim de gözüm kararmış o an." dediğinde Savaş, herkes öfke dolu gözlerle bana bakmaya başlamıştı bu sefer. Demek görmüştü her şeyi...

Hızlıca beyin fırtınası yapmam gerekiyordu. Aksi takdirde hem ben hem Alaz mezarı boylardık.

Alaz öptü dersem, Alaz'ın sağ çıkma ihtimali çok düşüyordu. O yüzden bu durumdan kârlı çıkmamın tek bir yolu vardı. Haklarını savunmak ve az bir şeyde yalan söylemek.

"Ben 27 yaşındayım. Kiminle ne yapmak istersem onu yaparım ve bu sizi ilgilendirmez! Sizden beni korumanızı istemiyorum, özellikle Savaş ve Dağhan bu dediğime çokça dahil! Ayrıca iki sevgilinin mahremiyetine hiç karışamazsınız." dedim.

Bu yalanı söylemezsem ömür boyu çocuğa işkence ederlerdi. En azından şimdi arada ben olacaktım. Bir iki kızarlardı, yalandan sevgimi(!) görünce bırakırlardı.

"NE!?" dediler hepbir ağızdan. Buna Alaz'da dahildi. Gözlerimi açarak Alaz'a baktım 'Sus!' dercesine. Planı bozacaktı.

Benan'a baktığımda 'Ne oluyor?' diye ağzını oynattı. Bende 'Dediklerim yalan' der gibisinden kaşılarımı yukarı kaldırdım.

GÜZEŞTEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin