10.BÖLÜM

493 38 148
                                    


Multimedya:Benan ve Yamaç

"İNKİSAR"

BENAN'DAN

Yamaç ile evin dışına çıktığımızda yürümeye karar vermiştik. Sahil kenarında dolaşırken karşımda midyeciyi görünce gözlerim fal taşı gibi açıldı. Midyeye bayılırdım. Yamaç'ın kolundan tutup çekiştirmeye başladım bir anda.

"Yamaç hadi gel midye yiyelim! "

"Ne midyesi? En sevmediğim şey!" dedi.

"Nasıl midye en sevmediğin şey, midyeyi sevmeyen öl-..."

Yalancı bir öksürükle cümlemi kesmişti. Cümleme devam etseydim biraz fazla abartmış olacaktım gerçekten.

"Neyse tamam sen yanımda dur, ben yerim hadi lütfen." derken kolundan zorla çekiştirip midyecinin önüne getirmiştim bile. Ben bayıla bayıla en az yirmi tane yemişken bana kusacakmış gibi bakarak konuşmaya başladı.

"Bence yeter yeme artık şu şeyi! Bu bünyenin midesiyle nerene yiyorsun acaba?"

"Şimdi burda elli tane yerdim de senin kusacak gibi bakmana dayanamayacağım Yamaç."

Sahilde yürümeye tekrar devam ederken birden kolunu omzuma attı. Bu hoşuma gidiyordu fakat hoşuma gitmesi ona bu rahatlığı veremezdi.

"Sen iyice alıştın bu harekete bak!"

"Çok rahat ne yapayım?.."

Yine engellemedim onu, yani engelleyemedim çünkü kokusu bu şekilde çok derin geliyordu. Birden düşüncelerimden sıyrılacak bir şey söyledi.

"Bana gidelim mi Maviş?

"Sana? Gidelim? Maviş?"

"Matematik problemi sormadım?"

"İnan bana matematik problemini bu sorduğun soruya oranla daha hızlı anlardım."

"Tabi ya, doğru. Sen tıp okumuşsun. Pardon premses..."

Saçımı geriye doğru attım.

"PREMSES ne ya?" diye sordum.

Gülmeye başladı, o an sadece durdum ve gözlerine baktım. Öyle bir kısılıyordu ki gözleri, dünyanın en bağımlılık yapan maddesi gibi bir hal alıyordu. Belki de benim için ondan daha da etkiliydi. Şu an bu durumdayken kendimi gözlerine bakmaktan alıkoyamıyordum. Ah be adam ne yapıyorsun sen bana böyle?

Ellerini gözlerimin önünde sallayınca kendime geldim.

"Benan, iyi misin? Ne oldu birden, daldın gittin?"

Şu an kurabileceğim en mantıklı cümleyi seçip söyledim, kendimi ele vermemek adına...

"Arkandaki..."

"Anamınki mi? Anlamadım..."

"Ananınki değil, arkandaki. O arkandaki adam gerçekse sen nesin yani?" şansıma arkasındaki adam gerçekten de yakışıklıydı ama tipim değildi. Yine de devam ettim konuşmama.

"Anneler gerçekten doğuruyor... Gözüm değmez ama yakışıklı adam."

Yamaç sinirle arkasını dönerek gösterdiğim yere baktı. Adamın çok yakışıklı olduğunu gördü ama bozuntuya vermedi.

"Benan karşında, UNESCO tarafından korumaya alınacak kadar doğa harikası birisi varken o piçe mi bakıyorsun?" dediği anda gülmeye başladım.

Hatta resmen kahkaha attım ve herkes bana bakmaya başladı. Utancımdan biraz kızardım o anda, ne yaptığımı bilmeden birden Yamaç'ın koluna girdim.

GÜZEŞTEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin