2.BÖLÜM🔒

910 73 15
                                    


Multimedya:Alaz ve Yamaç

"MÜPHEM"

☁️☁️☁️☁️

"Onunla yani Benan'la hâlâ görüşüyor musunuz?"

Yamaç'ın sorusuyla telefonu hemen çantaya geri koymuştum. Ona doğru yüzümü tamamen dönüp yanına doğru adım attım.

"Affedersiniz anlamadım?"

Kendimi kurtaracak cevabımın olmadığı sorularda zaman kazanmak için uyguladığım taktiği kullanıyordum şu an. Cevap bulana kadar öteleyebildiğim kadar ötelemem gerekiyordu soruyu.

"Mahur beni tanıyorsun, bunu biliyorum."

"Benim sizi tanımam her halükarda normal karşılanabilecek bir durum ama sizin beni ve hayatımdaki insanları bilecek hatta o kişiler üzerinden soru soracak durumda olmanız ne kadar normal Yamaç Bey?" diye sordum geri adım atmasını ümid ederek. Aceleciliğimin farkına vardıktan sonra biraz daha kibarlaşarak konuşmaya başladı.

"Doğruyu söylemek gerekirse bakmış olduğun davaların kamuoyuna yansımasından dolayı ününü duymuştum fakat ben seni eskiden beri tanıyorum Mahur. Savcı olmadan da önce. Ankara'dan hani..."

Öylece kalmıştım söylediklerinin karşısında. Ankara diyince deyim yerindeyse gözlerimden ateş fışkırıyordu ve o bunu fark etmişti.

"Sorumu cevaplamana gerek kalmadı aslında. Hâlâ Benan'la arkadaşsınız ve beni televizyon karşından değil de yıllar önce Ankara'dan hatırlıyorsun Mahur."

"Biliyor musun Yamaç sana cevap vermek hiç içimden geçmiyor. Çünkü şu an dünyanın en mantıktan yoksun insanı olabilirsin."

"Demek onca yıla rağmen hiç kopmadı bağınız."

Konuştuklarımdan sadece buna takılmıştı ya da istediği cümleleri çekip gerisini çöpe şutluyordu. Sanki zihninde bir şeyler canlanıyor gibi dalmıştı. Kafasındakileri def etmek istercesine başını sağa sola çevirdi ve konuşmasına devam etti.

"Benan nasıl?"

Sinir hücrelerime son darbeyi vurmuştu artık. Kendisi ise sanki beyin hücrelerine veda ederek seçiyordu bu soruları ve bu benim için dayanılmazdı.

"Söylemekten mutlak suretle kaçındığım bir sorudur ama sana ne? Birkaç dakika önceye kadar evli barklı bir adamdın. Benan'ı falan sormadan önce bir duraklan istersen. Yeni arayışlarını da git başka yerlerde yap lütfen!" dedim ve arkama döndüm. Odama doğru ilerlerken kolumdan tuttu. Gözümü ilk önce kolumu tuttuğu eline sonra gözlerine çevirdim.

"Şu an adliye koridorunda bir savcının görevini icra etmesini engelleyip kaba kuvvet kullanıyorsun. Güvenlikler yanımıza gelmeden önce bile o ismini hatta çok şaşalı soyismini dahi yeryüzünden silerim. Mantığını kullan ve elini kolumdan çek!"

"İnan bana Mahur sorumu cevaplamadan en ufak bir hamlede dahi asla bulunmayacağım." diyerek benim kullandığım cümleyi bana satmış oldu.

"Gerçekten Benan'ı merak ediyor musun sen?"

"Evet ediyorum Mahur."

Sinirden sırıtmaya başlamıştım. İri cüssesini incelemeye gözlerinden başlayıp ayak uçlarına kadar indim. Üstüne resmi duran siyah bir takım giymişti, bileğindeki Rolex ise tüm parıldamasıyla göz alıcı duruyordu. Fakat ben her bir detayına tiksinircisine bakıyordum.

"Sen aynadaki yansımandan başka birisini düşünür müydün ya?"

Kolumun üstündeki elleri yavaşça geri çekilmişti, kaşları çatılmış, göz bebekleri yaşadığı hisle küçülmüştü. İnsanları göz bebeklerine varıncaya kadar okumayı öğretmişti bu meslek. Sözlerim onu baya etkilemişti, açığından vurmaya devam ettim acımadan.

GÜZEŞTEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin