22. BÖLÜM

134 7 7
                                    

Multimedya: Mahur ve Benan

Bölüm Şarkısı: Seksendört- Hangimiz

"YARAYA DİRENMEK"

MAHUR'DAN

Sinirlenmek, duygularını ve davranışlarını kontrol edemeyecek raddeye gelmektir. İnsan haksızlığa uğradığı bir durum yaşar sinirlenir, karşısındaki insanlar onu yok sayar sinirlenir, saygısızlığa uğrar sinirlenir.

Ama ben sadece Yeşim'in sesini duymamla beraber sinirlenebilecek duruma gelmiştim artık.

Avukatlık bürosundan son sürat çıktığımda arkamdan bana seslenen Savaş'ı bile duymamıştım. Bileğimden tutup beni durdurmasıyla yüzümü Savaş'a çevirdim.

"Sakin olmalısın şu an."

"Sakin olmak mı!? Ne sakinliğinden bahsediyorsun Savaş? Ben onları korumaya çalışıyorum ama onlar arkamdan yine bir şeyler döndürüyorlar. Ayrıca da kimse beni tehdit edemez!"

"Belki bilmediğimiz başka bir şeyler vardır. Yargısız infaz etmeyelim."

"Daha başka bilmediğimiz şeyler varsa işimiz yaş."

"Demek istediğim bizimkileri de dinleyelim. Ondan sonra oturur kendi aramızda muhakemesini yaparız."

"Hayır Savaş. Ben hiç bir şeyin muhakemesini yapmayacağım. Kendileri bulaşmışlarsa bir boka kendileri kurtulsun."

"Akşam hep beraber bir yemek yiyelim. Orda tartışırız meseleyi!"

"Ben kimseyle yemek falan yemeyeceğim!"

"Sinirlerimi bozma Mahur. Şurada bir taraflarımı yırtıp sakince yaklaşmaya çalışıyorum sana. Hem de bende senin gibi sinirli olduğum halde!"

"Savaş!"

"Son sözümü söyledim. Akşam yemek yiyeceğiz hep beraber. O zamana kadar da şu sinirini yatıştırmaya bak!"

Kafamı çevirip ardımızda bıraktığımız büroya baktım. Kim bilir içinde ne yalanlar ne kepazelikler dönüyordu.

"Bu büroyu onların başına yıkacağım!"

Savaş kolumdan tutup arabama yürümüye başlayınca otamatikmen bende arabama doğru hareket etmek zorunda kaldım.

"Uyarılarıma rağmen hâlâ devam mı ediyorsun? Bin şu arabaya! Anahtarları da bana ver!"

Çantamdan çıkardığım anahtarları Savaş'a doğru uzatıp yolcu koltuğunun bulunduğu tarafa geçtim ve Savaş'ın arabanın kilidini açmasını bekledim.

"Şu sinirli yüzünü gözümün önünden çek. Yoksa arabaya almam seni abicim!"

Sözleriyle birlikte yapmacık bir gülüş sergileyip ona baktım.

"Oldu mu?"

"Kafayı yemişsin sen."

"Yok, ben senin kadar kafayı yemiş olamam."

Savaş gözlerini devirip arabanın kilidini açtı. Bende hızlıca arabanın içine girdim. Anahtarı kontağa takıp el frenini çekti ve yavaşça gaz pedalına yüklendi.

GÜZEŞTEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin