Multimedya: Benan ve Mahur
Bölüm Şarkısı: İlyas Yalçıntaş- Bu Nasıl Veda
"İNANMAK"MAHUR'DAN
Nasılsın sorusuna ne cevap veririz? Bazıları bu soruyu öylesine bir soru olarak görür ve iyiyimlerle geçiştirir. Bazıları ise bu soru sorulduğunda düşünür kalır, kendisine soruyu tekrar eder.
Ben nasılım?
Bazen ruhunuz acı içerisinde kavrulur, haykırmak istersiniz. Etrafınız kalabalık olduğu halde haykırışınıza kulak verecek kimse olmaz. İşte o zaman anlarsınız her şeyi. Kalabalıklar içinde yalnız olduğunuzu iliklerinize kadar hissedersiniz.
Terasa ceketimi almadan çıktığım için üşümüştüm. Kollarımı kendime sardım ve içim ısınsın diye beyaz şarabımdan bir yudum alıp yanı başımdaki küçük masaya geri koydum.
Üstüme birden bırakılan ceketle arkamı dönmek istedim ama güçlü kollar bedenimi arkadan sıkıca sarmıştı. Alaz'ın kokusunu net bir şekilde duyduktan sonra kendimi onun kollarında rahat bıraktım.
Çenesini omzumun üstüne koydu. Sadece susup karşımızda tüm görkemini bize sunan İstanbul'u izledik. Alaz yüzünü boynuma gömerek derin bir nefes alınca gözlerim istemsizce kapandı.
"Çok agresifsin be yavrum."
"Bunu bile bile hep böyle sıkıca sarılabilecek misin bana? Sarabilecek misin yaralarımı?"
"Sana daha önce de demiştim Mahur. Hayatın sana oynadığı oyunlara karşı yalnız değilsin, ben varım artık. Sığınabileceğin bir limanın var."
Sözlerine tebessüm edip omzumun üstündeki yüzüne yaklaştım ve yanağından sıkıca öptüm.
"Seni seviyorum Alaz Sanuç."
"Ben de seni seviyorum Mahur Kara."
Ellerimi Alaz'ın kollarına daha sıkı yerleştirdim ve gözlerim aşağıda farlarını açıp hareket etmeye hazır, tanıdık bir arabaya kaydı o an. Arabanın içinde gözleri yaşardığı için parlayan sürücüyle göz göze gelmemle şok geçirmiştim.
"Ateş..."
Sesim o kadar kısık çıkmıştı ki Alaz duymamıştı bile. Ateş arabasıyla son sürat uzaklaşırken kaşlarım çatılmıştı. Beni mi takip ediyordu? Yoksa yine bir tesadüf müydü?
"Dağhan değil mi o?"
Alaz'ın sorusuyla kendime gelip mekandan çıkan Dağhan'a benzeyen birini gördüm. Gözyaşlarını silerek hızlıca yürüyordu. Dağhan mıydı gerçekten? Dağhan hiç ağlamazdı ki...
Dağhan'ın kollarından çıkarak hemen ceketini ona geri verdim ve mekanın içerisine girdim tekrardan. Oturduğumuz masaya geri döndüğümde gözlerim Dağhan'ı aradı ama yoktu.
"Az önce çıkan Dağhandı değil mi?"
"Evet Dağhandı."
"Niye tek başına gitmesine izin verdiniz?"
Hem Benan ile konuşuyordum hem de bir yandan garsona ceketimi getirmesi için komut veriyordum. Savaş'ta beni onaylamayan bakışlar atıp konuştu.
"Çocuğu rahat bırak Mahur. Bir iki nefes alsın."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜZEŞTE
RomanceŞimdi sen uzattığın eli, tutmayan ele mi dargınsın yoksa tutmayacak bir ele, elini uzattığın için kendine mi kızgınsın? Savcı Mahur Kaya Uzman Doktor Benan Çakır İki yakın arkadaşın hikayesi.