25. BÖLÜM

69 3 0
                                    

Multimedya: Benan ve Mahur

Bölüm Şarkısı: Deniz Seki- Adaletsiz Seçim


"MUHTERİZ"

MAHUR'DAN

Sevdiğiniz kişinin başkasını sevişini izlemek...

Bakmaya kıyamadığınız gözlerin başka birisine aşkla baktığını anlamak, daha önce hiç dokunamadığınız elleri başka birisinin avcunda görmek, sana karşı hiç gülümsemeyen dudakların başkasına gülümsemesine şahit olmak.

Sana hiç gelmeyecek birisini yine de oturup beklemek. Bazen sabırla, bazen ağlayarak, bazen de ümitsizlikle. Ama her ne olursa olsun severek beklemek...

Ateş'in şimdiki hislerini ben tam on yıl önce yaşamıştım. Ona içten içe kızamayaşımın en büyük nedeni de buydu. Kendimi onda görmem, ona karşı ne kadar üzülmeme neden olsa da yaptığı tüm saçmalıklar aynı oranda beni ondan uzak tutuyordu.

Bu karmaşık duyguları bir kenara bırakarak Benan'nın şaşırmış ve durumu içten içe sorgulayan surat ifadesine baktım. Benden önce davranıp söze atılmıştı.

"Ne oldu beyler? Abim, bu akşamki planı için sizi de davet etmemiştir herhalde."

Ateş'in keskin bakışlarını üstümde hissediyordum ama bulunduğu tarafa bakmamaya özen gösteriyordum. Benan'nın sorduğu soruya Ekin karşılık verdi.

"Abinin planı ve daveti hakkında bir şey bilmiyorum Benancığım. Bu evrakları imzalamayı unuttuğun için sana getirdim. Yarın sabah son tarihli ikisi de. Aciliyeti olmasaydı rahatsız etmezdim."

"Bende sürekli aklımdan, ne unuttum diye geçiriyordum. Çok sağ ol Ekin."

Ekin elindeki evrakları Benan'a gösterip içeriğini anlatmaya başlamıştı. Dikkatimi Benangilin konuşmasına odaklamaya çalışıyordum ama Ateş kapıda kalmıştı. Benan da Ekin'le konuşuyordu. Ayıp olmasın diye hali hazırda gözleri gözlerimde olan Ateş'e baktım.

"Siz niye gelmiştiniz Ateş Bey?"

"Bey?.."

Söylediğim bey kelimesine sinirlenmişti. Ama geri adım atmadan dik bir şekilde karşısında durdum ve yüz ifademi ciddi tuttum. O an gözlerinden geçen ümitsizliği iliklerime kadar hissetmiştim.

Yüzünü yere indirip kendine gelmek için bir iki saniye bekledi, tekrardan kaldırdığında ise ifadesizleşmişti.

"Yamaç bugün saatini mekandan almaya gelmişti ve aldığı saat aslında benim saatim. Onunki de bende hâlâ. Bizim için bu saatler çok değerli. Rahatsızlık vermemişimdir umarım Mahur Hanım?"

"Yok, vermediniz." diye kısa bir karşılık verdikten sonra Savaş yanımıza gelmişti. Benan ve Ekin'i kapı eşiğinde iş konuştuğunu görünce başını olumsuz anlamda salladı.

"Misafirlerimizi neden kapı önünde bekletiyorsunuz? Hatta ayak üstü iş konuşuyorsunuz?"

Benan, Savaş'ın sorusuyla ayakta dikilip evraklara baktıklarını o an anlamıştı. Utanmış, mahçup olmuştu. Ben tepkisiz kalmıştım. Ateş'i içeri davet edecek değildim sonuçta.

"İçeri girsenize beyler. Bu iki şaşkın kapıda bırakmışlar sizi. Kusura bakmayın."

"Aslında hiç gerek yok. Ben Yamaç'a saatini verip ve ondan da saatimi alıp gidicektim."

GÜZEŞTEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin