Mektup

107 13 5
                                    

Bir uzay gemisi yok olmuş bir güneş sistemine girmişti. Yok olan gezegenlerin moloz parçaları uzayda dağılmış ve bir meteor bulutu oluşturmuştu. Gemi dikkatle aralarından geçerken Uğur ve diğerleri güverteden meteor bulutuna baktı.

-Ella: Bu gerçek mi ? Bunun ne yapabilir ?

-Uğur: En azından bizim hayal gücümüzü aşan bir şey. İllüzyondayken ikilinin söylediklerine inanmamıştım ama burada tek taraflı bir katliam olmuş.

-Ella: Senin aile üyelerinden birisi miydi ?

-Uğur: İmkansız en fazla benim seviyemdelerdir, bu yıkımı onlar yapamaz ama.

-Kuro: Ama ?

-Uğur: Bir tarikata katılıp usta buldularsa ustaları bunu yapabilir.

-Kuro: Dış uzayı gördüğüm zaman ne kadar küçük bir yerde yaşadığımızı anladım ama bu çok fazla. Böyle bir güce karşı ne yapabiliriz ? Eğer bu kişi bizim dünyamıza hamle yapsaydı....

Sessizlik çökmüştü, herkes sonucun ne olacağını bildiği için susarken ilk kez gerçek bir olay gördükleri için ciddi ciddi gezegenlerinin durumunu düşündüler. Gezdiğimiz bir kaç gezegene çok zayıf kan hattına sahip bir kaç aile vardı, her biri krallar gibi gezegende yaşarken gruptakiler sadece gülmüş ve bunula dalga geçmişti ama şimdi gerçek bir güce karşı ne kadar zayıf olduklarını anladılar. Bir süre sonra meteor bulutunun içinde tek başına duran bir gezegen bulduk ve bu gezegene indik.

Tuhaf bir şekilde gezegen beni çekiyordu, içten içe ne olduğunu fark ettiğim anda heyecanlım ve bir anda ileri fırladığımda diğerleri hemen arkamdan uçmaya başladı. Son hız gezegendeki bir yere doğru uçarken diğerleri bana sesleniyordu ama hiç tepki vermeden uçmaya devam ettim.

Bir süre sonra boş bir ovaya geldim. Ovanın merkezine bakarken kanım donmuştu. Her yerde mezar taşları dururken titreyerek ilerledim. Ayakta zor zar dururken etrafımdaki hava titremeye başladı. Hemen Kuro bana doğru koşup beni tuttu.

-Kuro: Sakin ol, gücün göksel kanunun dikkatini çekecek.

Mantık yürütmeye çalışsam bile kendimi tutamıyordum, bir kaç adım atıp bir mezar taşının önünde durdum. Elimle mezarın üstündeki tozu silip ismi okurken titremem artmıştı. Ayakta durmam için tek engel yok olurken, dizlerimin üstüne düştüm ve ağlamaya başladım. Haykırırken etraf titriyor ve tüm gücüm etrafa yayılıyordu. Mezar taşları titrerken mezarlara zarar verdiğimi fark ettiğim anda kendimi tutmak için tüm gücümü kullandım ama gözlerim durmuyordu. Göz yaşlarım akarken mezardaki isme baktım.

-Kayra Tarikatı: 3.Nesil, Ahmet Kayra

Ahmet, gözlerim dolarken eski anılar canlandı. Ahmet tarikat kurulurken bizi denetlemeye gelen devlet görevlisiydi. Daha sonra tarikata katılmış ve 3.nesil olmuştu. Aşırı parlak biri değildi ama aşırı cana yakın ve her görevi yapan mükemmel bir insandı. Bir çok evrak işimizi o halleder ve Aurora'ya yardımcı olurdu. 8 Tarikatın sınavları sırasında ilk konuşan ve katılmak isteyen o olmuştu. Dediklerini hatırlıyorum, 

-Tarikat Ustası. Ne olursa olsun sana minnettarım, bu yere gelmemiz senin sayendeydi ama sonsuza kadar sana yük olamayız. Biz olmasaydık çoktan yükselmiş ve çoktan çok daha iyi bir yere gelmiştin ama sürekli bizimle kaynak paylaştığın için geride kaldığını biliyorum. Bu yüzden gitmeye karar verdim, öncü olarak üst evrende sizin için bir yer bulacağım. Tüm tarikat için iyi bir yer bularak diğer gençlerin güvenle yükselmesinin bir yolunu arayacağım. Bu yüzden lütfen izin verin.

Son sözlerini hatırlarken içim kan ağlıyordu, göz yaşlarımı silerken diğerleri sessizce arkada beklemeye başladı. Yan tarafa giderek diğer mezarın ismini sildim. Başka bir tanıdık, demir dağ tarikatı bize katıldıktan sonra gelen bir öğrenci. Oda çok popüler bir isim değildi ama kişiliği ve tarzı ile dikkat çeken tamamen cesur biriydi. Bir çok konuda bilgisi olan biriydi, aynı şekilde oda Ahmet ile benzer sözleri söylemişti. Tek tek mezar taşlarını gezerken ağlamam durmuyordu. En sonunda son mezarın önünde diz çökerken haykırmaya başladım.

Yeniden 3.Kitap ( Cumartesi / 1 bölüm )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin