Dersler ve günler sıradan bir şekilde devam ederken bir hafta geçti, Aybala ile bu haftayı sadece beraber geçirdik. Sıradan dünya günleri gibiydi; restoranda yemekler yedik, konser sayılacak müzik evi etkinliklerine katıldık. Tamamen sakin ve sıradandı ama bu hafta benim için oldukça yenileyiciydi, Aybala'nın rahat ve mutlu olduğunu görmeyeli uzun zaman olmuştu.
Şimdi oldukça ünlü bir saraydayız. Burası ilk bahar sarayı olarak geçiyor, kat kaydırmalı bir şekilde yapılan mimarisi ile bir çok ufak terası var, her terasta tek bir masa varken terasların yanlarındaki saksılarda büyüyen asmalar binanın ön yüzünü kaplıyordu.
Yeni açan çiçek kokusu etrafa sarmışken sadece kırmızı bir şarap içerken aşağıda yapılan festivale bakıyoruz. Sonuçta Sonsuz zevk kapısı bir çift uygulama tarikatı, bu nedende çiftlerin vakit geçirmesi için yapılan bir çok yapı ve etkinlik var. İkimizde gürültülü ama eğlenceli gözüken festivali izlerken gülümsedik.
-Aybala: Gerçekten güzel, uzun zamandır rahatlayamamıştım.
-Uğur: Bu tarz yerler sadece eşik edecek birisi varsa güzel olur yoksa sadece hüzün verir.
- Aybala: Sadece kendini mi övüyorsun yoksa mutlu musun ?
- Uğur: Mutluyum.
Karşımdaki kadına baktım, uzun siyah saçlarını at kuyruğu şeklinde toplarken çok hafif makyaj yapmıştı. Koyu mavi elbisesi ile çok güzel görünüyordu, saçındaki gümüş renkli toka dikkatimi çekti, 2 gün önce hediye olarak almıştım ama takması beni çok mutlu etti. Biraz tereddüt ettikten sonra bir kutu çıkardım ve ona uzattım.
-Aybala: Başka hediyeye gerek yoktu, sadece puanlarını sakla, ihtiyacın olacak.
-Uğur: Bence aç, beğeneceğin bir şey.
-Aybala: Beni şaşırtacak çok az şey var.
-Uğur: Bir dene.
Aybala kutuyu açtığında içinde zarif bir yüzük duruyordu. Gümüş renginde ince bir işçilikle işlenmiş bir yüzük, bir sarmaşık gibi iki halka halinde dolanıyordu. Bir kaç yaprağı vardı ve bunların üstünde parlayan işlenmiş beş adet mor kristal vardı.
-Aybala: Bu !! imk.....
Aybala'nın gözleri dolmuştu, iki küçük damla akarken yerimden kalktım ve ona sarıldım.
-Uğur: Tahmin ettiğin şey, her zaman duygularımdan kaçamam yada seni bekletemem. Aybala, benimle evlenir misin ?
Bana sımsıkı sarılırken küçük bir kız gibi ağlamaya başladı, omzum göz yaşları ile ıslanırken sadece bekledim. Beni uzun süre beklemişti, bu beklenti o kadar olumsuz duyguyu geliştirmişti ki artık kendini etkiliyordu. Kıskançlık, nefret, hayal kırıklığı, umutsuzluk....
-Aybala: Ama.... biliyorsun...ben...
-Uğur: Sen ? Hala benim için oldukça güzel bir kadınsın. Sanırım kaçmana izin vermek istemiyorum.
-Aybala: Benden tiksinmiyor musun ?
-Uğur: Tiksinti ? Neden ?
-Aybala: Çok şey sakladım, arkandan planlar yapıp işler çevirdim, yaşlıyım...
-Uğur: Yaşlı ? Hahahaha... Aybala kendini küçümseme, sen sadece buradayken bile kaç kişi güzelliğinden etkilendi ? Sen her erkeğin isteyeceği mükemmel bir eşsin, asıl ben haksızlık yapmış gibi hissediyorum.
-Aybala: Uğur....
Bana sarılmaya devam etti, bir süre sessizlikten sonra kendine geldi ve geri çekilip bana baktı. Tekrar sarılırken gözlerini kapattı, bu sefer farklı olarak kolları ile boynumu sarmıştı. Bende gözlerimi kapatırken Aybala ile ay ışığının altında öpüştük. Ne şehvetli nede küçük bir öpücüktü, uzun zaman sonra duyguların aktığı bir andı. Bir süre sonra ayrıldık, ikimizde yerimize otururken bir garson geldi, tam vaktinde gelmişti varlığını hissettiğimiz anda ikimizde geri çekilmiştik ama Aybala'nın yanakları kızarmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeniden 3.Kitap ( Cumartesi / 1 bölüm )
FantasiaUğur'un sınavı sonunda bitmişti, artık diğerlerini aramak için tüm evreni dolaşmaya başlamıştır.