Yeniden 3.Kitap ( Cumartesi / 1 bölüm )

Sınav Alanına Varmak

Yolculuk çok iyi geçmişti, arada sırada yaşlılar ve yanındaki öğrenciler bize gelirdi. Bazen onların gemisine biz gittik ve yolculuk keyiflendi. Bu adaylar için güzel bir test olmuştu, hiç bir şey sızdırmadan diğerleri ile konuşmaya başlarlarken ortama uyum sağladılar. Karşı tarafın orta düzey iki tarikattan olduğunu öğrendik, bizim kökenimizi merak ettiklerinde ise sadece Kayra imparatorluğu dedik ama detay vermedik. Konuşmak istemediğimiz belli olunca diğerleri üstelemedi ama göksel generaller biraz düşünceye dalmıştı. 

Kayra ismi bu halkada oldukça gündem konusu olmuştu, doğal olarak kıdemliler bunu duymuştu. Bir keresinde laf arasında Kuro ile konuşan birisi bunu sorduğunda yani Felix, Alcine ve Aurora ile ilişkimizi Kuro sadece bana bakış attığında tüm hava değişti. Bir kaç kişi Kayra imparatorluğunu üst halkada bir yer olduğunu düşündü ama detayları sormadılar, bu onlar için en mantıklı cevaptı yoksa nasıl geçmişi olmayan bir kaç genç çıkıp en güçlü üç tarikatın varisi olabilirdi, gizli aile kavramı bu halkada bilinmiyordu doğal olarak bunu bizimle ilişkilendiremediler ama merkezde sadece orta güçte bir yer olduğumuzu ve alt halkaya gelip isim yapmayı ve bu sayede merkez güçlere girmeye çalıştığımızı varsaydılar ara sıra bunu deneyenler olurmuş.

Gemilerin sayısı hızla artarken en sonuna büyük bir gezegene yaklaştık, bu gezegen sınava ev sahipliği yapacak bir canavar ormanına sahip bir gezegendi.  Gezegenin yanında bir uydu yer alıyordu. Gemiler tek tek uydulara indi, yüzüğüme alır gibi yapıp gemiyi kuleye koyarken bir çok dikkati çektim. Sonuçta bu büyüklükte bir uzay yüzüğü çok nadirdi ama aslında yüzüğüm sadece 50 m3 alana sahipti asıl depolama alanım bir gezegene sahip kuleydi. Kıkırdayıp yanımdaki üç yaşlıya baktım.

-Uğur: Bu kadar küçük gemiyi  neden kullanıyorum sandınız ?

-Kadın: Mantıklı, bir soru işaretim yok oldu.

-Erkek : Başka soru işaretleri mi var ?

-Kadın: Sanki sizin yok ?

-Uğur: Kimin yok ki ?

Gülüp ilerlerken üçlü sadece iç çekti, soruları vardı ama onları cevaplamayacağım için sormadılar. Gereksiz soru sadece ilişkiyi gererdi. Uydunun giriş kapısında büyük bir sıra vardı, iki tarkattan katılan 100'er kişi vardı. Onlarla beraber sıraya girdik ve sıra bize sadece üç gün sonra gelmişti. İlk başta tarikattakiler giriş belgelerini sundu ve bir miktar ödemeden sonra içeri girmek için bizi beklediler. Gardiyana yaklaştım ve madalyonumu gösterdim. İlk başta umursamasa bile madalyon fark ettiği anda gözleri büyüdü ve hemen yarı eğildi.

-Gardiyan: Kıdemli Aytun sizi bekliyor, lütfen eşlik etmem izin verin.

-Uğur: Getirdiğim adaylarla beraber bu arkadaşlarımda var, ilk başta onları birer hana yerleştirelim.

-Diğer Gardiyan: Bu.. biraz imkansız, hanların çoğu d.. 

Bir anda diğer gardiyan yanındakine tokat attı. Hemen eğildi,

-Gardiyan: Buyurun, buyurun, kıdemli Aytun sizin için bir han rezerve etmişti.  Hanın tamamı size ayrıldı.

Üç kişi bana minnettar bakışlar attı, gelirken yer bulmamaktan korktuklarını söylemişti. Böyle etkinliklerde hanlar dolu olurdu, genellikle hanlar sadece birinci sınıf güçler için rezerve alırdı yani iki gücün bunu yapmaya gücü yoktu. Kıdemlilerden birisi dışarıda kamp yapmaya bile hazır olduklarını söylediğinde bu küçük jesti yaptım. Sonuçta yanımda olmaları o yaşlı adamın intikam düşüncesini yok etti yoksa yolculukta aptalca bir şey deneyebilirdi.

Gardiyan diğerini bırakıp hemen bize eşlik ederken sessiz sakin bir yerde duran üç katlı hana götürdü. Handa 120 kadar oda vardı, herkes için bir oda yoktu ama kıdemliler bunu önemsemedi ve aynı odaları paylaşacaklarını söyledi. En sonunda herkesin bir odada iki kişi kalmasını kararlaştırdık ve diğerleri hana yerleşirken ben ve Kuro gardiyanı takip edip ilerledik. Büyük bir saraya giderken kapını önünde gardiyan bize veda etti. Bu sırada yüzüğümden bir kaç beş bin tane ruh taşı çıkardım ve bahşiş olarak bıraktım. Bu çok büyük bir miktar değildi ama azda değildi. Gardiyan teşekkür edip ayrıldığında kapıdaki muhafızlar bize baktı, madalyonu gösterdikten sonra girmemize izin verdiler. İçeri girer girmez Slvia'nın bizi karşılaması bizi şaşırttı, şaşırdığımız fark edince kahkaha attı.