34.Bölüm: Bozdağ'ın Varışı

13 3 0
                                    


Yer: Sıcak Kale

Kartz kendi ofisinde telaşlı bir şekilde oturuyordu. Son zamanlarda art arda çok saldırı olmuştu fakat son bir kaç haftadır hiçbir saldırı olmuyordu. Kartz bunları düşünürken kapı çaldı. İçeri gelen Sıcak Kale Komutanı Rick'ti. 

Rick: Efendim! Bana dediğiniz şeyi araştırdım. Fakat pek bir şey elde edemedim. 

Kartz: Acaba şüphelerim yersiz mi?

Rick: Ben her zaman sizin aklınıza güvendim pek duygularınızla hareket ettiğiniz olmamıştır fakat şuan  elimiz de hiç kanıt yokken Sıcak Kale'ye büyük bir saldırı olacağı hissini nerden edindiniz.

Kartz: Lord gittiğinden beri neredeyse her gün saldırıya uğradık. Çünkü Karahan öldüğü için yer altındakilere artık Sıcak Kale kapısı kapanmıştı ve onlar zorla açmak istediler. Çok şükür bu saldırıları hafif yaralar ile atlattık. Fakat Son bir kaç gündür hiçbir saldırı olmuyor. 

Rick: Bu iyi bir şey değil mi. Sonuçta bu grupların bir kaç denemeden sonra başaramadıkları için vazgeçtiği sık görülen bir şey.

Kartz: Haklısın fakat burada da senin dediğin benim kişisel hislerim devreye giriyor.

Rick: Nasıl yani

Kartz: Burada ki olay vazgeçme değilmiş gibi. Daha çok..... Bir bölgeye büyük bir canavar geldiğin de diğer canavarların o bölgeyi terk etmesi gibi geliyor. 


Yer: Kışİncisi Ormanı

Büyücü ve Sinestra Kışincisi Ormanında hareket halindeydi. 

Sinestra: Fatih'i zehirlemeyi nasıl  başardın? 

Büyücü: Unuttun mu? Mana benim elementim. Yani ben bir büyücüyüm şekil değiştirme, kilit açma, Zihin kontrolü bu gibi büyüler bizim için başlangıç seviyesi. 

Sinestra: Peki Zehir ?

Büyücü: Zehir Kraliçesine zamanında yardımım dokunmuştu bende hediye olarak ondan Mor yılan zehrini istedim.

Sinestra: Mor yılan mı? Nesli tükenmiş canavarlardan biri. Zehri aldığınızda büyük bir acıyla yatağa düşüyorsun ve üç gün gün sonra ağızından kan geliyor ve en son bir üç gün daha geçince ölüyorsun. Fakat bu zehrin tedavisi bulundu. Nasıl faydası olacak ki.

Büyücü: Tedavisi var evet. Hatta çok basit. Herkesin alabileceği bir fiyatta olan bir ilacı içerek rahatlıkla tedavi olabiliyorsun.

Sinestra şaşırdı

Sinestra: Peki o basit zehri vermene rağmen nasıl bu kadar büyük bir olay çıktı.

Büyücü iç çekti.

Büyücü: Haklısın bu zehrin tedavisi çok basit fakat bu ağzından kan gelmeden önce geçerli.

Sinestra: Nasıl yani ?

Büyücü: Zehrin tedavi etmek için ilacı kan kusmadan önceki evrede almak zorunda eğer o zaman almaz ise en güçlü şifa büyücüsü bile o kişiyi kurtaramaz. Fakat bu durumda bile zehri iyileştirmek çok basit oluyor çünkü bu hastalık direk büyük bir acıyla yatağa düşerek başlanıyor. Durum böyle olunca hastalığı fark edip tedavi etmek de çok kolay oluyor.

Büyücü Kadın korkunç bir şekilde sırıttı. Sinestra bu sırıtma karşısında hafiften tırstı.

Büyücü: İşte bu durumda da devreye ben giriyorum ya bu zehrin kan kusmadan önceki büyük acı kısmını ortadan kaldırsam. Kişi kan kusana kadar hastalığı fark etmez ve kan kustuğunda ise artık iş işten çoktan geçmiş olur.

Sinestra: Ben de kendimi şeytan sanırdım. Senin çırağın bile olmam be. Yani şimdi Bozdağ'ın oğlu Fatih....

Büyücü Kadın: İlacı 6 gün önce verdim ve Üç gün önce kan kustu. Büyük ihtimal bir kaç saate ölecek.



Bir kaç saat sonra

Yer: Kışincisi

Bozdağ, Kışincisi'nin girişine çok hızlı bir şekilde ilerliyordu. Bu hızı yüzünden ilk başta Kışincisi'nin Kapı muhafızları Bozdağ'ı tanıyamadı ve saldırı pozisyonuna geçtiler. Fakat bu sırada Bozdağ çok güçlü bir şekilde büyüsünü dışarı saldı. O kadar büyük bir salınım yaptı ki Kış incisinde yaşayan her bir kişi İmparatorlarının şehre geldiğini hissetmişti. Durumu fark eden muhafızlar hızlıca Şehir kapılarını açtı. Bozdağ hızlıca oğlunun odasına doğru ilerledi. Kapıyı açtığında Oğlunun odasında Karısı, Kızı ve bir de doktoru gördü. Hepsi de yatakta yatan Fatih'e şaşkın bir şekilde bakıyordu.

Doktor: B-Bu.... da ne böyle?









Günah Büyü : Beyaz Ateş'in İntikamıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin