VEDALAR VE BAŞLANGIÇLAR

3.3K 205 73
                                    

   Vedalarla aram hiç iyi olmamıştı. Zira çok defa veda ettiğim için bu karşı karşıya olmak istemediğim durumların başında geliyordu ama vedalarda hayatın bir parçasıydı hele de en çok askerlerin bir parçası. Odaya girip hafif bir duş aldıktan sonra üzerimi giyinip aynada kendime son kez baktım. Her şey tamam ve ben hazırdım. Odadan çıkıp koridoru geçerek sesleri takip edip yemekhaneye ulaştığımda son gelen rütbelinin ben olduğumu anlayınca derin bir nefes çektim. Yemekhanede rütbeliler için ayrılan kısma gittiğimde Hakan teğmen kalkıp bana yerimi gösterdi. Akın binbaşı en baş köşede iken yanında bir yarbay ve bir yüzbaşı gördüğümde selam verdim. Yarbay yerinden kalkıp:

" Yeni gelen başçavuş sizsiniz demek. Hoş geldiniz." dediğinde gülümseyerek:

" Sağ olin kumandanum." deyip yerime oturdum. Konuşmama göz deviren binbaşıya bakmamaya dikkat ederken genç yüzbaşının sesi ile o yöne dönmek zorunda kaldım.

" Ben yüzbaşı yılgın başçavuş ya siz?"

" Ben de Kıdemlu başçavuş İdrus Mıh Komutanum."

 Yılgın yüzbaşı gülümseyerek:

" Tam bir karadenizli kardeşimiz oldu ha." dediğinde tebessüm edip başımla selam verdim. Herkes yerine otururken içeri kolundaki değneği ile gelen Başçavuş ve yanında bir kaç er ile ön sıralardaki askerler ayaklandı. Ön sıralar anladığım kadarı ile takviye askerlerdi ki bu üs de bir destek üssüydü. Arka sıralarda Mehmet'inde yer aldığı acemiler vardı. Ben de herkes ile birlikte ayaklanıp hazır ol vaziyetinde gazilere selam verdim. Bu üssün içinde hem doğunun ağır topları komandolar hem de doğunun iç kısımlarına sevk edilecek yeni acemi birliğinden çıkmış acemiler vardı.  Baş çavuş komutanları selamladıktan sonra benim karşıma gelip nazikçe elini uzattı.

" Yeni görevinizde başarılar diliyorum meslektaşım."

" Teşekkür ederum Başçavuşum. Yoluniz açuk olsun."

  Gülümsemesi genişlerken elimi daha da sıkarken gözünden iki damla yaş aktı. Boşta kalan elimi elinin üzerine koyup :

" Yerunizu dolduramam ama elumden gelenu yapacağum müsteri olun Çavuşum." dediğim de daha fazla dayanamayıp helallik almaya askerlere dönerek:

" Benim varsa hakkım sizlere helal olsun, inşallah bu üsden bir daha şehit ve gazi haberi çıkmasın." dediğinde herkes hep bir ağızdan:

" Hakkımız helal olsun çavuşum." dediler. Vedalar üzücüydü ama en üzücüsü helalliğini duyamadan evine yollananlardı.  Çavuş ve diğer gaziler yemekhaneden çıktıklarında yarbay hafifçe öksürerek:

" Asker beni dikkatle dinle . Başçavuşun gidişi ile yerine yeni bir kıdemli atanmıştır. Kendisi Sivas ilinden gelmiş sizler gibi komando olarak eğitim almış Kıdemli başçavuş İdris Mıh." dediğinde selam verdim.

" Teşekkür ederum kumandanum."

 Ancak her zaman ki gibi şivem ortamda kıkırtılara neden olurken duyduğum ses ile bu sefer ben gülümsedim.

" Uy toprağum gelmuş"

 Kafamı sesin geldiği yöne doğru çevirdiğimde komandoların arasında gözlerini kocaman ayırmış bakan adam konuşması dışında karakteristik burnu ile Karadenizli olduğunu net bir şekilde gösteriyordu. Gülümsedim çalıştığım yerde benim gibi bir laz daha olması unuttuğum toprakları yad etmek adına - ki ne kadar unutmaya başlasam da- kardı. Onlar sayesinde neredeyse 13 yıldır gerekmedikçe uğramadığım evime özlemimi gideriyordum. Bu arada askerin gözlerindeki ışığı Binbaşının sesi söndürdü.

LAZ ÇAVUŞ (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin